Hükümet çocuk işçilikle ilgili veri akışını 2019'da durdursa da çocuk işçiliğinin önlenmesine ilişkin fon almaya devam ediyor. Meclis'te de gündem oldu, hükümetin denetimden kaçındığı belirtiliyor.
"Devletin resmi verisi yok"
Türkiye, çocuk hakları ve işçiliğinin önlenmesi amacıyla Avrupa Birliği'nden çeşitli fonlar aldı. Bunlardan biri, 2022 yılında “Türkiye’de çocuk haklarının desteklenmesi” projesiydi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın desteklediği bu projeye 3 milyar euro tahsis edildi. Ancak bu tarihten itibaren, çocuk işçiliği ile ilgili resmi veriler paylaşılmadı.
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, konuyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çocuk işçi ve genç işçi sayılarıyla ilgili bir soru önergesi gönderdiğini söyledi. Özer, bakanlıktan gelen yanıtta, sorulara doğrudan cevap verilmediğini, TÜİK’teki verilere atıfta bulunulduğunu kaydetti.
Özer, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak TÜİK’te de yalnızca 2019 yılına ait veriler mevcut. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Araştırma Hizmetleri’ne yaptığım başvuruda ise, yalnızca 2019 yılına ait verilerin bulunduğu belirtildi. Sonuç olarak, çocuk ve genç işçiliği hakkında devletin resmi bir verisi bulunmuyor."
"Veriler tartışılmalı"
Çocuk işçiliği konusunun son derece önemli olduğuna değinen Özer, şöyle devam etti: "Ancak bu alandaki veriler sıkça tartışma konusu oluyor. Farklı kurumlar, 14 yaşına kadar olanları çocuk işçi olarak tanımlarken, bazıları 15 yaşını esas alıyor. Bu durum, Türkiye’deki çocuk işçi ve genç işçi sayılarıyla ilgili kesin rakamlara ulaşmayı zorlaştırıyor. Yaptığımız incelemeler, mevzuat gereği işçi çocuk ve işçi genç olarak tanımlanan farklı yaş gruplarında çalışanların sayısının ciddi boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor. Bu çalışanların çoğu, ağır iş kollarında yer alıyor; yani çalışmaları yasak olan işler."
"Denetimden kaçılıyor"
Verilere ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Özer, "Bakanlıkların çocuk işçiliğini önlemek için mevcut politikaları olduğunu belirtiyoruz. Eğer bir sorun varsa ve bunu çözmek için politikalar geliştiriliyorsa, ilgili verilere ve analizlere ihtiyaç vardır. Dolayısıyla, bakanlığın elinde bu verilerin bulunduğunu ve bunları gizlediğini düşünüyoruz. Bakan Işıkhan’ın soru önergesine verdiği yanıttan, denetimden kaçtıkları ve resmi verileri gizledikleri anlamı çıkıyor. Eğer bakan haklıysa ve ellerinde veri yoksa, bu da ayrı bir skandal olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
"Şirketlerin finansman kaybı"
Akademisyen Aslı Odman da çocuk işçiliği konusundaki saha çalışmalarını değerlendirirken, büyük şirketlerin ESM testlerini geçmek zorunda olduklarını ve çocuk emek kullanmamaları gerektiğini vurguladı. Ancak, mülteci ve çocuk emeğinin hâlâ kullanıldığını belirtti. Çocuk emek kullanımının tespit edilmesi durumunda şirketlerin ciddi finansman kaybına uğrayabileceğini ifade etti.
Odman, TÜİK’in 2019’da veri akışını durdurmasının arkasında, şirketlerin finansman zincirlerinin kopmamasını sağlama çabasının yattığını düşündüğünü söyledi. Bu durumun, AB’den alınan fonlar ve ILO’nun Türkiye’deki çalışmaları bağlamında ciddi bir sorun teşkil ettiğini vurguladı.
Türkiye’de çocuk işçiliği sorunu, Odman'a göre resmi verilerin eksikliği ve gizlenmesi nedeniyle daha da karmaşık bir hal alırken, bu konudaki çözüm önerileri ve politika geliştirme çabaları, güvenilir verilere dayanmadığı sürece etkisiz kalmaya devam edecek.
Botoks ücreti ne kadar olmalı, Türkiye'de yasal olan markalar hangileri; Dr. Nurhayat Gül anlattı
|
Günün öne çıkan haberleriTIKLAYIN | İstanbul'da belediyelere terör soruşturması! TIKLAYIN | Mansur Yavaş'tan "ikili aday" formülü TIKLAYIN | Icardi'nin sözleşmesi dondurulacak! |