Psikiyatrist ve psikologlar, “Toplumda yaşanan ağır travmanın üstesinden gelebilmenin tek yolu, yetkililerin sağduyulu ve ikna edici yaklaşımlar sergilemesidir” görüşünde birleşiyor.
Uzman Psikiyatrist Arzu Yazıcı, Ankara’da Ulus Devlet Hastanesi’nde çalışıyor. Sağlık Bakanlığı’ndan gelecek "acil emir" ile Soma’ya gitmeye hazırlanan Yazıcı bu tür faciaların toplumu nasıl etkilediğini, neler yapılması gerektiğini Deutsche Welle’ye anlattı.
'Yetkililer sağduyulu tavırlar sergilemeli'
“Hayatta kalan madenciler büyük bir korku yaşıyorlar. Şu an, yaşadıkları stresin farkında bile değiller” diyen Yazıcı, “Soma’daki tedirginlik, acı, öfke, stres tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. Sadece oradakilerin değil tüm Türkiye’nin zamana ihtiyacı var” diyor. Yazıcı’ya göre bu süreçte yetkililerin daha sağduyulu tavırlar sergilemesi gerekiyor ve bu tavrın halka "ince ince" gösterilmesi hayati önem taşıyor.
“Tüm Türkiye ölüm riskiyle doğrudan yüzleşti. Bu risk, hiçbir zaman gözardı edilebilecek bir risk değil. Çünkü, milyonda bir topluca yaşanan ağır bir travmayla karşı karşıyayız” diyen Arzu Yazıcı, “Soma halkına psikolojik destek başladı ancak bu desteğin kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Bu süreçte kavga, intikam psikolojisinden de uzak durulması, facianın toplumun önde gelenleri tarafından soğukkanlılık içinde titizlikle sorgulanması şart” mesajı veriyor.
Arzu Yazıcı, Sadece hayatta kalan madencilerin değil Türkiye’de ekmeğini madencilikten kazanan tüm işçilerin ve onların yakınlarının özellikle düşünülmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Yazıcı, “İşçilerin mümkünse bir süre madenlere inmesi önlenmeli. Onların, yakınlarıyla vakit geçirmelerine fırsat yaratılmalı” diyor. Türk toplumunun "büyük bir korku" içinde olduğunu gözlemlediklerini, hastalarından da bu yönde şikayetler aldıklarını belirten Yazıcı, “Bu korkuyu hep birlikte, birbirimize yardım ederek aşacağız, başka yolu yok. Birbirimizi anlamak zorundayız. Siyasetçilerin de daha çok insani mesajlara vurgu yapması gerekiyor” diyor.
'Çocukları uzak tutalım'
Hacettepe Üniversitesinden Psikolog Uğur Sayal, özellikle Soma’daki çocukların psikolojik anlamda korunması gerektiğini vurguluyor. Soysal, “Özellikle haberler yapılırken çocukların kullanılması, çocuklara ‘ne oldu’, ‘nasıl oldu’ sorularının sorulması travmanın tekrar tekrar yaşanmasına neden oluyor. ‘Babası madende çocuğunu okutabilmek için çalışıyordu’ şeklinde yapılan haberler, çocuğun ciddi bir suçluluk duygusuyla büyümesine neden olacak. Bu konuda hassasiyet göstermek gerekiyor” diyor.
“Soma faciası hepimiz için ciddi bir travma oldu” diyen Sayal, Türkiye’nin yaşadığı şoku da şöyle özetliyor: “Halen madende cenazeler var. Aileler, bi umutla ‘acaba’ diye bekliyorlar. Cenazelerini teslim alanlar henüz şok sürecini yaşıyorlar. Kazanın ihmalden kaynaklanmış olma olasılığı yaşanan öfke duygusunu da yoğunlaştırıyor. Şu anda yaşanan akut dönemden ortaya çıkması beklenen psikolojik sorunlar için profesyonel destek alınması gerekecektir.”
Sayal, toplumda sorunların sağduyu ile daha kolaylıkla çözülebileceğine dikkat çekerken de, “Son dönemde üst üste yaşanan olaylarla toplumsal öfkenin arttığı da gözleniyor. Unutmayalım ki öfke, uygun ifade edilirse sağlıklı bir duygudur” mesajı veriyor.