Tarım Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde, tarımda kendi kendine yeten Türkiye’nin tarımda net ithalatçı durumuna düştüğü ortaya çıktı. 2019 yılında bitkisel üretimde 5 milyar 789 milyon dolar ithalata karşılık 2 milyar 697 milyon dolar ihracat yapılabildiğini belirtilirken, hayvansal üretimde de 465 milyon dolarlık ithalata karşılık ihracatın 273 milyon dolarda kaldığını, böylece tarım ve hayvancılıktaki ithalatın ihracatın iki katına çıktığını anlattı.
“17 yıldan bu yana 19 milyon 545 bin ton mısır ithal edilip 4.2 milyar dolar döviz ödenmiş. Bitmedi, 2 milyon 573 bin ton ithal pirince 1 milyar 420 milyon dolar, 9 milyon 873 bin ton ithal ayçiçeği tohumuna 5 milyar 68 milyon dolar, 17 milyon ton türevleri, ham yağ, rafine yağ, küspe için 11 milyar 750 milyon dolar ödenmiş. AKP iktidarı döneminde saman ithalatından tutun, canlı hayvan ithalatından tutun her alanda ithalat rekoru kırıldı. 8 milyon baş canlı hayvan, 300 bin tona yakın kırmızı et ithal edildi. Toplamda 81 milyar dolarlık tarımsal hammadde ve ürün ithal ediyoruz, buna karşılık 13 milyar dolarlık tarımsal hammadde ihracatımız var. 1 kilo ihracata karşı 6 kilo ithalat yapıyoruz.”
Tarımsal alan, SGK'ya kayıtlı çiftçi sayısı düşüşte
İyi Parti Milletvekili İsmail Tatlıoğlu da Türkiye'nin “milli yemek” olarak gördüğü kuru fasulyenin bile ithal edilmeye başladığını söyledi. Tarımdaki yanlış politikalar yüzünden tarımsal alanların 27 milyar hektardan 23.4 hektara, 2008'de yaklaşık 1 milyon 127 bin olan SGK'ya kayıtlı çiftçi sayısının da 697 bine düştüğüne dikkat çeken Tatlıoğlu, “Yurtdışından 2017 yılında 51 milyon dolarlık kuru fasulye ithal etmişiz. 2018'de 36 bin ton kuru fasulye ithalatına karşılık 40 milyon dolar civarında bir döviz yurtdışına gitmiş. Millî yemeğimiz kuru fasulyede de ciddi bir ithalatçı olmuşuz” dedi.
Çiftçi aracıya, tüccara faizciye boğduruldu
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de tarımın tam bir çöküş içinde olduğunu, çiftçinin aracıya, faizciye, ithalciye ve tüccara boğdurulduğunu söyledi. Türkiye'nin yaklaşık 24 milyon hektar tarım arazisi olduğu halde neredeyse ithal etmediği ürün kalmayan ülke durumuna düşürüldüğünü belirten Gürer, “İthal tohum, gübre, ilaç, mazot sürekli zamlanıyor. Elektrik yüzünden sulama pahalı. Çiftçi kâr edemiyor, tüketici pahalı yiyor. Aracı ve ithalciler vurgun yapıyor” dedi. Gürer'in soru önergesine Tarım Bakanlığı “2018'de nohut ithal etmedik” demesine rağmen TÜİK kayıtlarında 117 milyon dolarlık ithalat görüldüğünü söyledi.
Tarımda üretici fiyatları yüzde 18.2 arttı
İthalata dayalı gübre ve yem maliyetleri yüzünden her geçen gün daha da zorlanan üreticinin durumunu Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verileri de doğruladı. Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (tarım ÜFE) ekim ayında aylık yüzde 1.7 artarken, yıllık bazdaki artış, eylül ayındaki yüzde 17.27 düzeyinden ekimde yüzde 18.22'ye yükseldi. TÜİK verilerine göre, tarım ÜFE aralık ayına göre yüzde 11.64 ve 12 aylık ortalamalara göre de yüzde 22.64 arttı.
Ekimde önceki aya göre fiyatlar tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 1.88 artarken, ormancılık ürünlerinde yüzde 0.9, balıkçılıkta yüzde 2.57 azaldı. Aylık en fazla düşüş çok yıllık bitkisel ürünler ana grubunda olurken, ana gruplarda ekim ayında önceki aya göre; çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 7.67 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 0.98 artarken, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 0.34 düştü.