Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Hayvan Hakları Kanunu'nun daha caydırıcı olması ve bu anlamda Kanunun çeşitli yönlerden tekrar değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Eroğlu, "4 Ekim Hayvanları Koruma Günü" dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu günün hayvanlara yapılan haksızlıklara dikkati çekmek ve hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla kutlandığını belirtti. Dünya genelindeki hızlı nüfus artışı, çarpık yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaretin yaban hayatının dengesini bozarak canlıları bir yok oluşa sürüklediğini ve maddi kazanç ve eğlence amacıyla hayvanların, işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz kaldığını vurgulayan Eroğlu, son derece üzücü olan bu tablonun 21'inci yüzyıl insanına yakışmadığına işaret etti.
Sahipsizlik, sokak hayatı, yeterli gıdaya ulaşamama, açlık ve sağlıksız yaşam gibi durumların hayvanlar için ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Türkiye'de son yıllarda giderek artan hayvana şiddet olaylarına karşı çıkarılan 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası'na göre hayvanlar mal olarak değil can olarak değerlendirilmesi ve buna paralel olarak cezaların bir bölümünün idari cezalar kapsamından çıkarılıp suç olarak değerlendirilerek artırılması oldukça önemli bir gelişmedir" ifadesini kullandı.
Hayvan haklarına yönelik öneriler
Eroğlu, hayvanların yaşamın bir parçası olduklarını belirterek, insanların, kendi gelecekleri açısından da hayvanları koruması ve yaşatması gerektiğini bildirdi. Hayvanların potansiyel tehlike değil eko-sistemin koruyucusu olduklarını vurgulayan Eroğlu, beklentilerini şöyle sıraladı:
"- Hayvanları koruma konularında toplumda farkındalık ve bilinç oluşturulmalıdır.
- Yaşam alanlarının, ormanların tahrip edilmesi ile yaban hayatının yok oluşa sürüklenmesi engellenmelidir. Kürkü ve postu için yapılan hayvan cinayetlerine engel olunmalıdır.
- Yeterli bir bütçe kaynağı için Hayvan Refahı Fonu oluşturulmalıdır.
- Yetkili tek merkezden daha istikrarlı bir uygulama için Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulmalı ve bunun bünyesinde Hayvan Hakları ve Hayvan Refahı Daire Başkanlığı oluşturulmalıdır.
- Büyükşehir statüsündeki illerdeki belediyelerde Veteriner İşleri Daire Başkanlığı diğer il ve ilçelerde ise Veteriner İşleri Müdürlükleri oluşturularak buralarda yeterli veteriner hekim ve yardımcı personel istihdamı sağlanmalıdır.
- Hayvan Hakları Müfettişliği ile Hayvan Refahı Polisi kadroları oluşturulmalıdır.
- İlköğretim öğrencilerine yönelik olarak hayvan sevgisini aşılayan dersler konulmalıdır.
- Vatandaşlarımız ücretsiz olan barınaklardaki kedi, köpekleri sahiplenmelidirler.
- Hayvan sahiplenecek kişilere hayvan sağlığı, çevre sağlığı ve mevzuat hakkında eğitim verilmeli ve hayvan sahiplenme ehliyeti olmayan insanların hayvan sahiplenmesi engellenmelidir.
- Kısırlaştırma ve aşılamalar devam ettirilmeli, kedi ve köpekler mikroçip uygulaması ile kimliklendirilip kayıt altına alınmalıdır.
- Sahipsiz hayvan rehabilitasyonu yapan merkezler günün şartlarına ve ihtiyaca uygun donanım, personel ve fiziki şartlara kavuşturulmalıdır.
- Sokakta yaralı bulunan sahipsiz hayvanların bakım ve tedavisi için TVHB ile yapılacak bir iş birliği içinde üyeleri olan serbest veteriner hekim kliniklerinden tedavi hizmeti satın alınarak hayvanların tedavi hakkı kesintisiz sağlanmalıdır.
- Türkiye, 1984 yılında tarafı olduğu Bern Sözleşmesi'nin yükümlülükleri gereği, nesli tükenmekte olan canlılarını koruma altına almalı ve avlanılmasına izin vermemelidir."
Sokağa terk etmenin hayvan mağduriyetlerinin başında geldiğini, dolayısıyla 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu'nun daha caydırıcı olması gerektiğini belirten Eroğlu, Kanunun çeşitli yönlerden tekrar değerlendirilmesi çağrısında bulundu.