Gündem

'Türk-Rus İlişkileri' konulu Karadeniz Sempozyumu başladı

Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN, (DHA) - GİRESUN Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (KARASAM) tarafından düzenlenen ve  23 ülkeden 200’e yakın akademisyenin katıldığı 2 gün sürecek 'Türk-Rus İlişkileri' konulu 7'nci Uluslararası Ka

19 Ekim 2017 18:51

Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN, (DHA) - GİRESUN Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (KARASAM) tarafından düzenlenen ve  23 ülkeden 200’e yakın akademisyenin katıldığı 2 gün sürecek \'Türk-Rus İlişkileri\' konulu 7\'nci Uluslararası Karadeniz Sempozyumu başladı.
Giresun Üniversitesi kampüsünde düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun, dünya siyasetinin yeniden şekillendiği bugünlerde, Türkiye ve Rusya gibi toprakları hem Asya hem de Avrupa’da bulunan ve bölgede etkin güç olan iki ülkenin yakın temas ve işbirliği içinde olmasının hayati önem taşıdığı bir süreç yaşandığını söyledi. Coşkun, 7\'nci Uluslararası Karadeniz Sempozyumu’nun iki ülkenin ilişkilerinin geliştirilmesinin gerek bölgeye gerekse dünyaya pozitif etki yapacağı kanısında olduklarını belirtti.
Merkezi Asya Üniversiteler Birliği Başkanı Prof.Dr. Sebahattin Balcı da Türkiye-Rusya ilişkilerini Türk dünyası ve Rusya Federasyonu bağlamında görülmesi gerektiğini dile getirdi. Balcı, \"Bu mesele sadece Türkiye ile sınırlı değil. Kafkasya’dan Orta Asya’ya kadar Çin’e kadar Rusya ile hep komşuyuz. Hep beraberiz, ortak bir tarihten geliyoruz. Elbette inişli çıkışlı 500 yılı aşkın ilişkilerimiz var. Ama bir kaderi paylaştığımız da bir gerçek. O halde bu kaderi paylaşanlar ortak bir geleceğe de birlikte gitmek durumundayız. Bugün çok ihtiyacımız olan bölgemizde barış, huzur ve istikrardır. Bu üçüne çok ihtiyacımız var. Bunu sağlamanın yolu da daha fazla işbirliği, daha fazla hareket ve hayatı paylaşmaktır. Ortak değerlerimizi daha fazla keşfedip onları yükseltmekten geçiyor. Kaybetmek istemediklerimizi ne kadar çoğaltırsak komşular olarak barışa o kadar yakınız. Gözden çıkartamayacaklarımızı çoğaltmamız gerekiyor. Bizler de kaybetmek istemediklerimizi çoğaltmaya gayret sarf ediyoruz. Tabi ki burada en önemliler de bilim adamlarıdır. Asla onlardan vazgeçemeyiz ve asla onların kaybına göz yumamayız. Bilimin ışığında aklın ve vicdanın göstereceği yolda bu birlikteliğe ortak kadere daha fazla destek vermek ve güçlendirmek için çalışacağız.” dedi.
Gençliğin de unutulmaması ve ihmal edilmemesi gerektiğine işaret eden Balcı, şöyle dedi:
\"Barış ve istikrar içerisinde huzur içerisinde bir gelecek oluşturmak ancak buna inanan çok iyi donatılmış ve kendine güvenen bir gençlik olacaktır. Bu bakımdan bütün çalışmalarımız da gençlik eksenli yapmak ve gençliği hepimizin geleceğini oluşturacak güçle geleceğe taşımamız gerekiyor” 
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Prof.Dr. Anvarbek Mokeyev’in başkanlığını yaptığı oturumda İstanbul Üniversitesi’nden Prof.Dr. Mahir Aydın “Tarihsel Avrasya komşuluğu”, 29 Mayıs Üniversitesi’nden Prof.Dr. Feridun Emecen “Osmanlı kaynaklarında Rusya imajı ile ilgili belgeler”, BİLGESAM Başkanı Prof.Dr. Atilla Sandıklı “Ukrayna krizinin bölgesel güvenliği ve Türkiye’ye etkileri”, Arel Üniversitesi’nden Prof.Dr. Uğur Özgöker “Karadeniz’de Türk-Rus ilişkileri”, Niğde Üniversitesi’nden Prof.Dr. Özcan Yeniçeri “Jeopolitik ve jeokültürel yapının Türk-Rus ilişkilerine etkisi”, emekli büyükelçi Prof.Dr. Ali Engin Oba ise “Türk-Sovyet ilişkilerinin anlaşılmasına katkı yapan iki eser” konulu sunumlarını yaptı.
BİLGESAM Başkanı Prof.Dr. Atilla Sandıklı, \"Ukrayna krizinin bölgesel güvenliği ve Türkiye’ye etkileri” konulu sunumunda, Rusya ile ilişkilerin Türkiye açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Sandıklı, \"Çok geniş pazar ve bizim enerji kaynaklarımız açısından ihtiyaçlarımızı karşılayan önemli bir ülke. Ama bu enerji ihtiyacımızı karşılarken tek taraflı bağımlılığı engelleyici ve diğer enerji kaynaklarımızın çeşitlendiriciliği açısından girişimler yapmalıyız. Çünkü Ukrayna krizinde de gördük. Bu enerji hatlarını siyasetin bir aracı olarak Rusya’nın kuvvetlendirdiğini düşünüyoruz. Batı bloku içinde yer almamıza rağmen Rusya ile ilişkileri geliştiriyoruz. Ama bu ilişkileri geliştirirken bazı konuları da dikkate almamız gerekiyor. Rusya’ya harp silahları açısından bağımlılığın artırılmasının bazı sorunları da beraberinde getireceğini tarihsel olarak baktığımızda bazı sorunlar yaratabileceğini dikkate almalıyız. Rusya çok önemli bir komşu, hem enerji anlamında hem de ticaret anlamındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerekir, ancak çıkacak bazı sorunları da dikkate almalıyız” dedi. 
Karadeniz’de Türk-Rus işbirliği konusunda konuşan Arel Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Uğur Özgöker de, AB’nin çok güçlü bir yapısının olduğunu ancak bölgede buna rakip olmak için birçok birliğin kurulduğunu hatırlattı. Özgöker, \"Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra eski Sovyet ülkeleri bağımsız devletler kurdu. Birçok birlik kuruldu ama hiçbiri AB’ye rakip olamaz. Olabilecek şey, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ile ECO dediğimiz birliğin entegre olarak AB’nin karşısında olmasıdır” ifadelerini kullandı. 
Diğer oturumlarla devam eden sempozyum, yarın akşam sonuç bildirgesiyle sona erecek.

FOTOĞRAFLI