Gündem

'Türk hekimi kimsenin fişini çekmez'

Berkin Elvan'ın 'fişinin çekildiği' iddialarına yönelik olarak Türk Nöroşirürji Derneği, "Türk hekimi kimsenin fişini çekmez" dedi

14 Mart 2014 20:55

Türk Nöroşirürji Derneği, Gezi Parkı eylemleri sırasında biber gazı kapsülü ile vurularak komaya giren ve 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın kasıtlı olarak seçimler öncesinde “fişinin çekildiği” iddialarına yönelik olarak, "Türk hekimi kimsenin fişini çekmez" dedi.

Türk Nöroşirürji Derneği'nden "Türk hekimi kimsenin fişini çekmez" başlığıyla yapılan açıklamada, "Henüz 15 yaşında hayata gözlerini yuman Berkin Elvan’a Tanrı’dan rahmet ve kederli ailesi başta olmak üzere tüm milletimize başsağlığı diliyoruz. 268 gün boyunca tüm imkânları ile Berkin'i hayata tutundurmaya çalışan meslektaşlarımızın ve onurlu ve yüce hekimlik mesleğinin, siyasi tartışmalara alet edilmesini şiddetle kınıyoruz. Bir kez daha sorumlu ve ahlaklı bir siyasete duyduğumuz özlemi dile getiriyor, bu koşullarda 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutlamıyoruz.” ifadeleri yer aldı.

 

Türk Tabipler Birliği:  Bu ülkede başka ölümler istemiyoruz

 

Türk Tabipler Birliği’nden yapılan açıklamada da “Toplum maalesef kutuplara ayrılmakta ve ülke içinde çatışma ortamı endişesi artmaktadır. Berkin Elvan, Gezi direnişinin sekizinci kaybı ve yürekleri en fazla burkanı oldu. Bu ülkede başka ölümler istemiyoruz.”denildi.

Türk Tabipler Birliği Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan da, "İyi hekimlik yapmak istiyoruz, başka ölümler istemiyoruz" başlığıyla kaleme aldığı mesajda şu ifadeleri kullandı.

"Hekimlik mesleği, bilimsel bilginin klinik kullanımı ile gerçekleştirilir. Bir günde oluşturulan tıp fakültelerinde eğitim alarak bilgili, donanımlı olunmaz. Öğretim elemanı sayısı, laboratuarları, yatak kapasitesi eğitim vermeye imkan tanımayan fakültelerde bireysel çabalarla hekimlik öğrenilmez.  Tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısı kısıtlanmalı ve niteliksiz tıp fakültelerinde eğitim derhal durdurulmalıdır.

Hastaya doğru teşhis koyabilmek, hastalığı hakkında bilgi verebilmek, tedavisini açıklayabilmek için hastalara yeterli süre ayrılması gerekir. Hekim hasta ilişkisi güvene dayanmalıdır. Hekim hastası ile ilgili kararları sadece hastanın iyiliğini gözeterek vermelidir. Beş dakikada bir verilen randevular ile muayene ettiğimiz hastaya yeterli süreyi ayıramayız. Performans kaygısı, "hastane batıyor, daha çok hasta bakın" uyarıları altında çalışırken hastanın iyiliği önceliğini yitirmektedir. Performans sistemi eğitim hastanelerinde eğitimin kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Hekimin kendi sağlığı ve can güvenliği sağlık hizmetinin ön şartıdır. Sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte sağlık çalışanlarına yönelik şiddet TBMM Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu Raporunda da belirtildiği gibi artmakta ve engellenmesi konusunda ilgili kuruluşlar gerekli önlemleri almamaktadır.

Sağlık sistemi pek çok aşamada hasta ve hekimi karşı karşıya getirmekte, bu durumun bedelini sağlık çalışanları şiddete uğrayarak ödemektedir. Hastasından şiddet görmekten korkan, aklında bu korkuyla hizmet veren hekimin iyi hekimlik yapması beklenemez. Aşırı çalışma da hekimin can güvenliğini tehdit eder. 36 saat uykusuz kalan bir hekim, hem kendi sağlığına hem de hastasının sağlığına zarar verebilir.

Herkes gibi hekimler için de emekliliğe yansıyan güvenceli gelir bir haktır. Kıdem tazminatına dikilen gözler, güvencesizleştirme yolunda atılan adımlar, hekimlerin yarınlara güvenle bakmasına engel olmaktadır. İnsanca çalışma koşulları, tanımlı mesai saatleri ve hekim onuruna yakışır bir gelir güvencesi sağlanmadan hekimlerin iş yerinde huzur ile çalışması, hastalarına faydalı olması beklenmemelidir.

Sağlık Bakanlığı Türk Tabipleri Birliği organlarını, "Gezi parkı " protestolarında sağlık sorunu olan, hizmete ihtiyacı olan herkese ayrımsız sağlık hizmeti verilmesini savundukları, gönüllü sağlık hizmetlerini destekledikleri için amaç dışı faaliyette bulunmakla suçlamakta ve yöneticilerin görevden alınmasını talep etmektedir. Sağlık yaşamın kaynağı ve herkesin hakkıdır. Düşünceleri, politik tutumu, cinsiyeti, sosyal durumu ne olursa olsun sağlık hizmeti verirken kimseye karşı ayrımcılık yapılamaz. Evrensel ilkelere göre hareket etmeye çalışan bir meslek kuruluşunun seçilmiş yetkili organlarının, siyasi otoritenin baskısıyla görevden alınmaya çalışılması demokratik işleyiş açısından son derece tehlikelidir.

Toplum maalesef kutuplara ayrılmakta ve ülke içinde çatışma ortamı endişesi artmaktadır. Berkin Elvan, Gezi direnişinin sekizinci kaybı ve yürekleri en fazla burkanı oldu. Bu ülkede başka ölümler istemiyoruz. Demokrasi, özgürlük ve barış ortamının olmadığı bir ülkede sağlıktan söz edilemez. Bütün ilgili tarafları, başta yöneticiler olmak üzere, sorumluklarının bilincinde davranmaya davet ediyoruz. Hekimler bu ortamı sağlamak üzere üzerlerine düşen görevi her zaman olduğu gibi bundan sonra da yerine getirecektir."