Tunus’un devrimden sonraki ilk cumhurbaşkanı Munsif Marzuki, "Tunus yarım kalmış bir başarı öyküsüdür" dedi. "Barışçıl bir geçiş süreci yaşandı, kan akmadı. Fakat bu tamamen başarı sayılmaz çünkü temel problemler çözülemedi. Hâlâ derin bir ekonomik kriz yaşıyoruz" diyen Marzuki, "Yozlaşmış bir demokrasimiz ve yozlaşmış bir medyamız var. İfade özgürlüğü tehdit altında. Eski rejim geri dönüyor, çamura batmış durumdayız. Bakın, devrimin üzerinden geçen 5 yılda 5 başbakan değiştirdik" ifadesini kullandı. "Bence eski rejimden tamamen kurtulmalıyız" diyen Marzuki, "Onlarla iyi geçinmeye çalıştığımız sürece bu yolsuzlukları ve hatta diktatörlüğü de kabul etmiş oluyoruz. Bundan kurtulmamız lazım" diye konuştu.
"Türk halkının direniş göstererek darbe girişimini püskürtmesinin takdire şayan olduğunu" söyleyen Marzuki, "Bu, demokratik açıdan ne kadar olgun olduğunuzu gösteriyor. Bizim ihtiyacımız olan, yozlaşmamış bir demokratik düzen. Sizin ülke olarak bu seviyeye çıktığınızı düşünüyorum. İşte bu yüzden Türkiye ‘Yeni Arap Dalgası’ için rol model" görüşünü dile getirdi.
Habertürk gazetesinden Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan (27 Ekim 2016) Munsif Marzuki'nin açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
- Arap Baharı sürecindeki tek başarı öyküsünün Tunus olduğu söylenir ama şu an ülkenizde yaşanan ekonomik ve politik krizi göz önünde bulundurursak buna gerçek bir başarı öyküsü diyebilir miyiz?
Haklısınız, buna yarım kalmış bir başarı öyküsü demek daha doğru olur. Suriye’deki, Mısır’daki ya da Libya’daki durumla kıyaslarsak elbette Tunus bir başarı öyküsüdür. Barışçıl bir geçiş süreci yaşandı, kan akmadı. Fakat bu tamamen başarı sayılmaz çünkü temel problemler çözülemedi. Hâlâ derin bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Yozlaşmış bir demokrasimiz ve yozlaşmış bir medyamız var. İfade özgürlüğü tehdit altında. Eski rejim geri dönüyor, çamura batmış durumdayız. Bakın, devrimin üzerinden geçen 5 yılda 5 başbakan değiştirdik. Bu demek oluyor ki her yıl bir başbakan değiştirmişiz. Bu hem ulusal hem de uluslararası yatırımlar açısından çok kötü bir durum.
- Tunus örneği, sekülerler ile muhafazakârlar arasında diyalog kurulması açısından da örnek gösterilir. Geçen yıl muhafazakâr Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi ile bir röportaj yapmıştık ve bana “2011’de seçimi kazanmamıza rağmen, haklarımızdan ödün verip geri adım atmasaydık Tunus devrimi başarılı olmazdı” demişti. Ülkenizde sekülerler ile muhafazakârlar arasındaki çekişme gerçekten azaldı mı?
Hayır, elbette azalmadı. Ben bu konuda Gannuşi’den farklı düşünüyorum, çünkü o eski rejimle idareli geçinmemiz gerektiğini savunuyor. Aksi halde iç savaş çıkabileceğine inanıyor. Buna katılmıyorum. Unutmayın, Tunus bir orta sınıf toplumu ve eğitim oranı çok yüksek. Şii-Sünni ayrımı gibi bir mezhep çatışması yok. Dolayısıyla toplumumuz çok ayrık değil ve Suriye ya da Irak’ta olduğu gibi vahşi bir iç savaş yok. Bence eski rejimden tamamen kurtulmalıyız. Onlarla iyi geçinmeye çalıştığımız sürece bu yolsuzlukları ve hatta diktatörlüğü de kabul etmiş oluyoruz. Bundan kurtulmamız lazım.
"Batı, demokratikleşmemizi istemiyor"
- Peki ya Batı’nın bu süreçteki rolü? Devrimlerin başlangıcında ılımlı İslam modelini destekliyorlardı ama Mısır örneğinde olduğu gibi sonradan politika değiştirdiler.
Bu çok önemli bir soru. Bazı Batı ülkeleri Türklerin, bizim ya da bölgedeki bazı başka ülkelerin demokratikleşmemizi istemiyor. Örneğin Sisi denilen adamı insan haklarına karşı olduğunu bildikleri halde destekliyorlar, çünkü kendi çıkarlarına hizmet ediyor. İkiyüzlü davranıyorlar. Bir yandan sürekli demokrasiden, insan haklarından bahsediyorlar fakat iş realiteye gelince kim çıkarlarına hizmet ediyorsa onu tercih ediyorlar.
"Türkiye ‘Yeni Arap Dalgası’ için rol model..."
- Bir konuşmanızda Türkiye’nin Arap dünyası için rol model olduğunu söylediniz. Türkiye politik bir çalkalanma yaşıyorken sizi böyle düşünmeye sevk eden nedir?
Elbette Türkiye’nin pek çok problemle karşı karşıya olduğunu biliyorum. Ama bu atmosfere rağmen Türk insanının darbeyi kabul etmemesi takdire şayan. Bu, demokratik açıdan ne kadar olgun olduğunuzu gösteriyor. Bizim ihtiyacımız olan, yozlaşmamış bir demokratik düzen. Sizin ülke olarak bu seviyeye çıktığınızı düşünüyorum. İşte bu yüzden Türkiye ‘Yeni Arap Dalgası’ için rol model...