Dünya

Tsunamiden sonra şeriat

2004 yılındaki deprem ve tsunamiden önce Endonezya'nın Sumatra Adası'ndaki Açe bölgesinde iç savaş hüküm sürüyordu. Tsunaminin ardından bölgede sessiz sedasız köktendinci bir rejim kuruldu.

25 Aralık 2014 22:10


Endonezya'nın Sumatra Adası'nda taş üstünde taş bırakmayan tsunaminin üzerinden on yıl geçti. Açe'de bugün tsunaminin izine rastlanmıyor. Sahil şeridinde yıkılan bütün köyler yeniden inşa edildi. Yeni evler, camiler yapıldı, hatta sokaklara asfalt döküldü. Açe'de pazarlar da hareketli, balıkçılar balığa çıkıyor, fabrikalarda bacalar tütüyor. Hayat sanki tsunami hiç yaşanmamış gibi devam ediyor. Oysa bundan 10 yıl önce, 26 Aralık 2004'te dev dalgalar bölgede 160 bin can almıştı. Dünyanın her yerinden yeniden inşa faaliyetleri için yaklaşık yedi milyar dolar mali yardım bölgeye aktı. Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı'ndan Endonezya uzmanı Felix Heiduk şu değerlendirmeyi yapıyor: “Dünyada eşi benzeri görülmemiş yeniden inşa çalışmaları yapıldı. Bugünkü Açe ile tsunamiden önceki Açe karşılaştırıldığında, son yıllarda modernleşmenin hız kazandığı görülüyor.”

Şeriat polisi uygulaması

Ancak aynı değerlendirmeyi insan hakları için yapmak zor. Bölgede dünya kamuoyunun dikkatini çekmeden, sessiz sedasız köktendinci bir rejim kuruldu. Açe, Endonezya'da resmi olarak şeriatın uygulamaya konulduğu ilk bölge. Sonuçları ise yıkıcı… Berlin'de bulunan insan hakları örgütü “Watch Indonesia”dan Alex Flur, “Kumar, alkol tüketimi veya sevgili ile birlikte görülmeye dayak cezası veriliyor. Kadınlar sürekli olarak ve her yerde başörtüsü takmak zorunda. Ayrıca kadınlar sadece erkek şoförün yanında otomobile binebiliyor ve motosiklette de kadın koltuğuna oturabiliyor" şeklinde konuşuyor.

Kısa bir süre önce eşcinsellerin 100 kırbaç cezası ile cezalandırılmasını öngören bir yasa çıkarıldı. Zina yapanların taşlanması ihtimali gündemde. Söz konusu yasanın yürürlüğe girmesi için valinin onayı bekleniyor. Yasalara uyulup uyulmadığı şeriat polisi tarafından kontrol ediliyor. Uzman Flor, şeriat polisinin yasaların ilk kez ihlal edilmesi halinde ikaz ettiğini, ikinci ve üçüncü kez ihlal eden kişileri ise cezaya çarptırdığını vurguluyor. Uzman, cezaların ‘ibreti-alem' zihniyetiyle, gözler önünde çok katı bir şekilde uygulandığına dikkat çekiyor. Açe'de İslam'ın Endonezya'nın diğer kesimlerine göre daha sert şekilde yorumlanması ise yeni değil. Bilim ve Politika Vakfı'ndan Felix Heiduk: “Bu bölge İslam'ın Güneydoğu Asya'ya giriş yaptığı yer ve Endonezya'nın da bugüne kadar en muhafazakâr bölgesi oldu. 2004 yılındaki tsunami felaketi, günahkâr davranışlar nedeniyle Allah'ın verdiği bir ceza olarak yorumlandı. Siyasi gruplar bunu, şeriatın çok sert şekilde yorumlanıp, uygulanmasını sağlamak için araçsallaştırdı. Müslüman olmamakla itham edilmek istemeyen insanlar bu kuralların dışına çıkamıyor.”

Özerklik verildi

Heiduk, tsunaminin uzun yıllar bölgenin bağımsızlığı için savaşan Özgür Açe Hareketi (GAM) ile Endonezya hükümeti arasındaki buzların da erimesini sağladığını vurguluyor. Taraflar 2005 yılında barış anlaşması imzalarken, Açe bölgesine de özerklik verilmişti. Uzman, özerkliğin şeriatın uygulamaya konulmasını da kolaylaştırdığını belirtiyor. Açe, 240 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük Müslüman ülkesi olan Endonezya'da şimdilik istisnai bir bölge olsa da insan hakları aktivisti Alex Flur'a göre, toplumda İslamcılık giderek güçleniyor.