Aksiyon dergisinde Haşim Söylemez imzasıyla yayımlanan haberde, Ronai adını kullanan ve hâlen Kuzey Irak'ta yaşayan eski PKK'lı tim komutanının sözleri, terörle mücadelede neden başarısız olunduğunu da gösteriyor. Kısa süre önce örgütten ayrılan Ronai, rütbeli askerlerin sürekli örgüt kamplarına geldiğini, toplantılar yaptıklarını iddia ediyor. Örgüte yeni patlayıcılar ve ilaç yardımı yapıldığını söyleyen Ronai, askerî sırların, terör örgütünün eline günlük, haftalık ve aylık olarak geçtiğini iddia ediyor.
Ronai bu durumu şöyle anlatıyor: "Bunlar çoğu zaman elden kurye aracılığı ile ulaştırılırdı. Bazen de haberleşme araçları kullanılırdı. Asker arazi taramasına veya operasyona çıktığında eğer önceden bilgi yoksa hemen bize haber ulaştırılırdı. Asker olduğunu bildiğimiz kişiler gerilla kıyafetiyle ya da sivil kıyafetle bilgiler getirirdi. Toplantılarımıza katılır, bize ne zaman nasıl operasyon yapmamız gerektiğini anlatırlardı. Bunu saha komutanlarımızın hepsi bilir. Ben tim komutanı olarak bu toplantıların bazısına katılırdım. Bir sefer ismini bilmediğimiz ancak 'albayım' dedikleri birinin geldiğini biliyorum. Esmer tenli, 1.80 boylarında, hafif göbekli biriydi. Yanında iki sivil giyimli kişi vardı. Kelareş kampına kadar gelip bizimle toplantı yaptı. Seçimlerde ve sonrasında neler yapmamız gerektiğini anlattı. İmam Aziz (Tan) Hoca ve başka 6 kişinin infaz edilmesi için isimleri bu kişi verdi."
Kuzey Irak'ta peşmergeler tarafından korunan güvenlikli bir bölgede yaşayan Ronai'nin şu sözleri örgütün karakol ve askerî birliklere kolayca saldırı düzenlemesini de açıklıyor: "Bize haritalar getirildi. Askerî, özel haritalar. Krokiler de vardı. Karakolların nerede olduğunu, asker sayısı, mühimmat durumu, komutanların özel ve genel durumları gibi bilgiler gelirdi. Bazen de kriptolu bilgiler getirilirdi. Bunları içimizdeki asker kökenliler hemen çözerdi. Bize ona göre talimat verilirdi. Bunları görünce örgütten kaçtım. Benim gibi olanlar çok ama şanslı sayılmazlar. Kaçmak isteyen 5 genç arkadaşımız kurşuna dizildi. Askerî haritalarda Doğu ve Güneydoğu'da bütün tabur, alay, karakol ve devriye ekiplerinin güzergâhı bulunuyordu. Başarılı olan komutanların ne zaman izine gidecekleri, acemi asker sayısı, özel eğitimli askerlerin nerede görev yaptıkları gibi bütün bilgiler gelirdi. Bazen telsizlerdeki şifreler de ulaştırılırdı. Aynı kodla askerleri rahatça dinleyebiliyorduk."
Son süreçte yapılan bütün operasyonların karşılıklı bilgi paylaşımıyla olduğunu anlatıyor Ronai: "Silvan'da 13 askerin şehit edilmesi, açık alanda askerlere yönelik saldırıların düzenlenmesi böylesi yardımlar sonucunda gerçekleşmiştir. PKK'nın çıplak arazide operasyon yapması bu kadar kolay değil. Çünkü saldırı ve pusudan çok daha önemli olan zayiat vermeden bulunulan alanı kolayca terk etmektir. Oysa olayların meydana geldiği yerlerde kaçmak mümkün değil. İki helikopterle, saldırıyı yapanlar kolayca avlanır. Ama buna birileri izin veriyor. Aktütün ve Dağlıca'da izin verdikleri gibi."