Dünya

Trump'ın adaylığı neredeyse kesinleşti

Donald Trump ilk hedefine vardı. Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olması neredeyse kesinleşti. Miodrag Soric yorumunda Trump’un aynı zamanda devlet adamı ve diplomat da olabileceğini göstermesi gerektiğini belirtiyor.

04 Mayıs 2016 14:38


Donald Trump bile bu kadar çabuk zafer kazandığına şaşırdı. 69 yaşındaki milyarder işadamı İndiana eyaletindeki ön seçimi de kazanınca partili rakibi Ted Cruz yarıştan çekildi. Cruz yarışı bıraktığını açıklarken Trump'un adını ağzına almadı. Cruz yaralıydı, öfkeliydi, acılıydı. Kampanya sırasında Trump sadece kendisini değil ama ailesini de hedef almıştı. Donald Trump ilk defa siyasi rakiplerini kendine düşman yaptı. Dikkat etsin, önümüzdeki aylarda hakkında kötü konuşup, kindarlık yapmasınlar.

Trump diplomatlığı becerebilmeli

Donald Trump'un kasım ayındaki başkanlık seçimine Cumhuriyetçi Parti adayı olarak katılması hemen hemen kesinleşti. İlk iş olarak bölünmesine yol açtığı partisinin yaralarını sarması gerekiyor. Ama bu söylendiği kadar kolay olmayacak. Hiç olmazsa önseçim zaferinin ardından yaptığı konuşmada son ayların sözlü saldırılarını unutturmaya çalıştı. Bütün seçim konuşmalarında yerin dibine batırdığı Ted Cruz ve parti liderlerinden övgüyle söz etti. Tabii, Demokrat Parti'nin muhtemel başkan adayı Hillary Clinton'u kötülemeden de edemedi.

ABD'deki seçim kampanyası başlayalı on ay oluyor. Cumhuriyetçilerin adayları arasındaki yarışın böyle geçeceğini kimse tahmin edememişti. Kimse Donald Trump'a şans tanımıyordu. Cumhuriyetçi Parti'nin aday adayları arasında tanımış, itibar sahibi isimler, tecrübeli eyalet valileri ve senatörler vardı. Hepsinin parası vardı ve parti yönetimi ile ülkenin siyasi elitleri tarafından desteklenmekteydiler.

Politikacı olmaması Trump'a yarıyor

Ama seçmen sürpriz aday Trump'u istedi. Kamuda hiç çalışmamış milyarder işadamı ve televizyon yıldızını politikacıya tercih etti.

Trump'un ‘kokuşmuş elitlere' cephe alması ona puan kazandırdı. Orta direğin çökmesinden Washinton'un sorumlu olduğu şeklindeki mesajları seçmeni ikna etti. Ağzına geldiği gibi konuşuyor. Taraftarları ona inanıyor, daha doğrusu inanmak istiyorlar. Hillary Clinton ise büyük siyasetle ilgili rakam ve bilgi haznesini kullanıyor. Kısa konuşmalarında kağıttan okumaya ihtiyacı olmuyor. Uzmanlık açısından kimse Beyaz Saray'ı ondan fazla dolduracak durumda değil. Ama bayan Clinton'un inandırıcılık problemi var. Amerikalılar onu sevmiyor. Kocasının aksine, doğuştan siyasi yetenek sahibi değil.

Trump'tan devlet adamı olur mu?

Son önseçimin ardından, Donald Trump ve Cumhuriyetçi Parti'nin anca ve kanca beraberlik göstermek zorunda oldukları söylenebilir. Gümbürtücü Trump'un nasıl devlet adamlaşacağı ve yüzde yetmişi tarafından ret edildiği kadın seçmenlerin gönlünü nasıl alacağı merak konusu. Latin ve siyâhi Amerikalıların onu daha az istememeleri için neler vaat edecek? İş mi? Eğitime daha fazla kaynak mı?

ABD'deki başkanlık yarışında heyecan her geçen gün biraz daha artıyor.