Dünya

Trump'tan Netanyahu'ya tututuklama kararından dolayı UCM'ye yaptırım kararı: Neler uygulanacak?

Netanyahu'nun ofisi, UCM'nin 21 Kasım tarihli kararını kararı "antisemitik" olarak nitelendirirken, dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi de "endişe duyduklarını" açıklamış

07 Şubat 2025 01:28
T24 Haber Merkezi
 
ABD Başkanı Trump, Netanyahu ile ilgili tutuklama kararından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırım öngören karara imza attı. UCM'nin ABD ile İsrail gibi yakın müttefiklerini "hedef aldığını" savunan Trump, kararnamesiyle bu kurum yetkililerine yaptırım uygulanacağını belirtti. Kararname, UCM yetkililerinin Amerikan vizesi almalarını ve ABD ile finansal işlemler yapmalarını bloke edecek.
 
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında 21 Kasım 2024 tarihinde tutuklama emri çıkardı. 

 

Yakın zamanda ABD'de Netanyahu ile bir araya gelen Trump ise bugün yazılı açıklama yaparak, UCM yetkililerine yaptırım öngören bir başkanlık kararnamesine imza attığını duyurdu.

Trump, söz konusu kararnameyle ilgili açıklamasında, UCM'nin, Amerika'yı ve İsrail gibi yakın müttefiklerini "temelsiz ve gayrimeşru şekilde" hedef aldığını savundu.

UCM'nin, Netanyahu aleyhinde Gazze'deki savaş suçlarına atıfla çıkardığı tutuklama kararını kabul etmediklerini kaydeden Trump, şu ifadeleri kullandı:

"UCM, meşru bir dayanağı olmaksızın, ABD ve İsrail de dahil olmak üzere bazı müttefiklerinin personeli üzerinde yargı yetkisi iddia etmiş ve ön soruşturmalar açmıştır; ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı hedef alan asılsız tutuklama kararları çıkartarak yetkisini kötüye kullanmıştır. Her iki ülke de Roma Statüsü'ne taraf veya UCM üyesi olmadığı için UCM'nin ABD veya İsrail üzerinde herhangi bir yargı yetkisi bulunmamaktadır."

UCM'nin ABD ile İsrail gibi yakın müttefiklerini "hedef aldığını" savunan Trump, kararnamesiyle bu kurum yetkililerine yaptırım uygulanacağını belirtti.

Söz konusu kararname, UCM yetkililerinin Amerikan vizesi almalarını ve ABD ile finansal işlemler yapmalarını bloke edecek.

UCM kararı

Mahkeme, 22 yıllık tarihinin en önemli kararını vererek ilk kez Batı yanlısı bir devletin liderini suçlamış oldu. Netanyahu ve Gallant, mahkemeyi kuran Roma Statüsü'nü imzalayan 124 ülkeden herhangi birine seyahat etmeleri halinde tutuklanma riskiyle karşı karşıya.

İsrail, eylül ayında savcılığın Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emri çıkarılması talebinin yasallığı konusunda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne resmî itirazda bulunmuştu.  İsrail, Filistinlilerin kendisine yönelik şikâyetini mahkemenin görüşme yetkisinin olmadığını ileri sürmüş, bu durum savcılığın yakın zamanda başbakan ve savunma bakanı hakkında tutuklama emri çıkarılmasını talep etmesine yol açmıştı.
 
 
 

"Savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçların müşterek failleri"

Daire, Netanyahu ve Gallant'ın “bir savaş yöntemi olarak aç bırakma savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen cinayet, zulüm ve diğer insanlık dışı eylemler suçlarının” müşterek failleri olarak cezai sorumluluk taşıdıklarına inanmak için makul gerekçeler olduğuna karar verdi.

Üç yargıçtan oluşan heyet ayrıca Deif'in 7 Ekim'de Hamas militanlarının çoğu İsrailli sivil olmak üzere bin 200'den gazla kişiyi öldürdüğü ve 250 kişiyi kaçırdığı saldırısıyla ilgili olarak "cinayet, işkence, tecavüz ve rehin alma" dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarından sorumlu olduğuna inanmak için makul gerekçeler bulduğunu söyledi.

Gerekçeler insanî yardımın engellenmesine odaklanıyor 

Heyet, Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama emirlerinin tam halinin “tanıkları korumak ve soruşturmaların yürütülmesini güvence altına almak için” gizli olduğunu söyledi ancak yargıçlar gerekçelerinin çoğunu yayımladı. Gerekçeler, kasıtlı olduğuna karar verilen Gazze'ye insanî yardım tedarikinin engellenmesine odaklanıyor. 

Yazılı kararda, “Daire, her iki kişinin de Gazze'deki sivil halkı, gıda, su, ilaç ve tıbbi malzeme ile yakıt ve elektrik dahil olmak üzere hayatta kalmaları için vazgeçilmez olan nesnelerden kasten ve bilerek mahrum bıraktıklarına inanmak için makul gerekçeler olduğuna kanaat getirmiştir” denildi.