ABD'de başkanlık seçiminin galibi, son kamuoyu araştırmalarındaki tahminlerin aksine Donald Trump oldu. Oysa seçimden bir gün önce açıklanan son anketlerde Hillary Clinton, ülke çapında Trump'ın 4 puan önündeydi.
Böylece, son dönemde dünya çapında kamuoyu araştırmalarının yanıldığı seçim ve referandumlara bir yenisini daha eklenmiş oldu.
7 Mayıs 2015'te İngiltere'de yapılan genel seçim öncesi araştırma şirketleri Muhafazakar Parti'nin tek başına iktidara geleceğini öngörememişti. Anketlerde Muhafazakar Parti ve İşçi Partisi başabaşa giderken, bir koalisyon hükümeti öngörülüyordu.
1 Kasım 2015'te Türkiye'de yapılan genel seçimden de sürpriz bir sonuç çıktı. Kamuoyu araştırmalarının önemli bir kısmında 7 Haziran'daki seçimde yüzde 40,9 oy alan AKP'nin Kasım'da da yüzde 39-44 aralığında oy alacağı ve tek başına iktidara gelemeyeceği öngörülüyordu. Fakat AKP, anketleri yanıltarak yüzde 49,5 ile tek başına iktidara geldi.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılıp ayrılmayacağının oylandığı 23 Haziran 2016'daki referandumda da kamuoyu araştırma şirketleri yanılmıştı. Bu şirketlerden Populus yüzde 55, Ipsos Mori ise yüzde 52 oy oranıyla İngiltere'nin AB'de kalacağını öngörmüştü. Sonuç ise yaklaşık yüzde 52 oyla Brexit, yani İngiltere'nin AB'den ayrılması yönünde oldu.
Son olarak Kolombiya'da hükmet ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında imzalanan barış anlaşmasının halka sunulduğu referanduma yönelik yapılan kamuoyu araştırmalarının da tümü yanlış sonuç vermişti. 2 Ekim 2016'da yapılan referandum öncesi aralarında IPSOS'un da bulunduğu kamuoyu araştırma şirketlerinin düzenlediği 8 ankette "Evet" oyunun yüzde 55 ile yüzde 72 aralığında olacağı tahmin ediliyordu. Fakat sandığa giden seçmenler yüzde 50,2 oranıyla barış anlaşmasını reddetti.