ABD’de yaklaşık 11 milyon yasadışı göçmen yaşıyor. Üstelik çoğu da en az 10 yıldır burada bulunuyor. İşin ilginç tarafı, ülkedeki özel sektör çalışanlarının neredeyse yüzde 5’ini de yine kaçak göçmenlerin oluşturması.
Donald Trump, seçim kampanyası sırasında yaptığı konuşmalarda, yasalara aykırı şekilde ülkede bulunan göçmenlerin gözünün yaşına bakmayacağını ve şehirlerde büyük bir "temizlik harekatına" girişeceğini birçok kez dile getirmişti. Bunun üzerine Trump’ın memleketi New York başta olmak üzere San Fransisco, Chicago ve Miami gibi bazı büyükşehirlerin yönetimleri, kaçak göçmenleri korumaya devam edeceklerini açıklayarak kendilerini "himayeci şehir" ilan ettiler.
Metropollerin yanı sıra yasadışı göçmenleri himaye eden bir başka şehir var ki, adını yakın zamana kadar ABD’de bile çok az kişi biliyordu: Takoma Park. Maryland eyaletindeki 17 bin nüfuslu bu küçük yerleşim birimi, başkent Washington’a sadece 10 kilometrelik bir mesafede yeralıyor. Şehir nüfusunun yüzde 31’i ABD dışında doğmuş. Ülke ortalamasının yüzde 13 olduğu dikkate alındığında, bu hayli yüksek bir oran. Takoma Park‘ta yaşayan göçmenlerin büyük bölümü Afrika ve Latin Amerika kökenli. Geçerli bir ikamet izni olmayanların sayısı da hayli fazla.
Takoma Park Halk Cumhuriyeti!
ABD Başkanı Donald Trump, şimdi seçim kampanyası sırasındaki tehdidini hayata geçirmek istiyor. Kaçak göçmenlerin izini sürmek için yerel yönetimleri de işbirliğine zorlayan Başkan, federal devlet yardımlarından, sadece göç politikasının uygulanmasına yardımcı olan belediyelerin yararlandırılacağını söyledi. Bunun üzerine Chicago belediyesi soluğu mahkemede aldı. Onu başka şehirlerin de takip etmesi bekleniyor.
Trump’ın "Yakaladığımız kaçak göçmenleri, gerekirse kelepçe takarak karga tulumba sınır dışı ederiz" şeklindeki açıklamalarının büyük bir korku ve tedirginliğe neden olduğunu söyleyen Takoma Park Belediye Başkanı Kate Stewart, "Hemşehrilerimizi yatıştırmaya çalışıyoruz. Bu tehditler bizi yıldıramaz. Göçmenleri himaye etmeye devam edeceğiz" diyor. Solcu politikalarıyla tanınan şehir, komünist Çin’e atıfla halk arasında “Takoma Park Halk Cumhuriyeti" olarak da nitelendiriliyor.
Washington ile işbirliğine hayır!
"1985 yılından beri göçmenlere kucak açıyoruz. Onları olduğu gibi kabul ediyor ve buraya uyum sağlamalarına yardımcı oluyoruz. Kendilerini burada evlerindeymiş gibi hissediyorlar" diye konuşan Belediye Başkanı Stewart, Washington ile işbirliği yapmayacaklarını vurguluyor ve ekliyor: "Beyaz Saray’ın tüm baskılarına rağmen polis teşkilatımız ve şehir yönetimimiz, ikamet izni olmayan göçmenleri yakalamak için Federal Göç Dairesi ile ortak çalışmıyor. Biz kimseye oturma izni sormuyoruz ve gelecekte de sormayacağız."
Takoma Park’ın bu kararlı tutumunu sürdürmesi, mali açıdan pahalıya patlayabilir. Belediyenin İdari İşler Müdiresi Suzanne Ludlow da bunun bilincinde: "Belki bundan böyle federal hükümetin mali yardımlarından pay alamayacağız. Belediyeden sosyal yardım alan vatandaşlara bu durum olumsuz yansıyabilir. Ancak daha da önemlisi, Turmp’ın sert tutumu çalışanlarımızı da etkileyecektir. Gerçi belediye personelinimiz tümü yasal oturma iznine sahip. Ancak aile fertleri arasında izin belgeleri eksik olanlar bulunabilir. Bu da onların korkuya kapılmalarına ve işlerine tam olarak konsantre olamamalarına yol açacaktır. Bu durumda olanlara şimdiden psikolojik destek hizmeti vermeye başladık."
Vatandaşlardan belediyeye destek
Belediyenin bu kararlı tutumu, vatandaşların büyük bir bölümü tarafından da destekleniyor. Örneğin, Kevin Spencer adlı şehir sakini "Washington’da ne karar alınırsa alınsın, bizler göçmenlere kucak açmaya devam edeceğiz. Mali yardımların kesilmesi ise bizi fazla etkilemez. Hiçbir zaman fakir olmadık. Bununla başedebiliriz. Bu konuda en ufak bir endişem yok" şeklinde konuşuyor.
Seth Grimes isimli vatandaşın ise çok ilginç bir önerisi var: "Donald Trump zahmet edip de Takoma Park'a geliversin. Ona bir şehir turu yaptıralım ve arka bahçesindeki huzurlu ortamı kendi gözleriyle görsün. Gerçi geleceğini hiç sanmıyorum. Ama gelirse, uyguladığı politikalarının ne kadar yanlış olduğunu ona açıkça söylemekten de çekinmeyiz. Biz burada göçmenlerle birlikte uyumlu ve canlı bir toplumuz ve hep birlikte güçlü bir ekonomi inşa ettik. Geçerli oturma izinleri varmış ya da yokmuş, bizim için hiç önemli değil."
© Deutsche Welle Türkçe
Michael Knigge