Gündem

Trump döneminde ABD-Mısır ilişkilerinde ne bekleniyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, seçim zaferinin ardından Trump'ı kutlayan ilk Arap lideri oldu. Trump daha önce Mısır lideri için "Kimyalarımız uyuşuyor. O müthiş bir adam" demişti. Peki Trump döneminde ABD-Mısır ilişkileri hangi yöne evrilecek?

08 Şubat 2017 10:25

ABD Başkanı Donald Trump tartışmalı seyahat yasağı kararnamesini tekrardan yürürlüğe koymak için çabalarken sorun yaşamayacağını bildiği bir konu var: Yasağa Mısır'dan hiçbir itiraz gelmeyecek.

Trump, ülkesinin sınırlarını nüfuslarının büyük çoğunluğu Müslüman yedi ülkeye kapattığını açıkladığında Kahire'nin tepkisi dikkat çekiciydi.

Arap dünyasının nüfusu en yüksek ülkesinin lideri ve destekçileri Trump'a arka çıkıyor.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, seçim zaferinin ardından Trump'ı kutlayan ilk Arap lideri oldu. İki lider arasındaki yakınlık geçen Eylül ayında New York'ta, Donald Trump henüz başkanlık kampanyasını yürütürken yapılan görüşme ile başladı.

Trump, görüşmenin ardından "Kimyalarımız uyuşuyor. O müthiş bir adam" dedi ve Sisi'yi 2013'teki darbenin ardından "Mısır'ı tekrardan kontrol altına alması" nedeniyle kutladı.

ABD bu olayı bir darbe olarak tanımlamasa da Mısır'ın demokratik yollarla seçilen ilk cumhurbaşkanı olan İslamcı Muhammed Mursi'nin ordu tarafından görevden alınması eski Başkan Barack Obama ile gerilime yol açmıştı.

Artık Sisi ilişkileri iyileştirmek için Beyaz Saray'ı ziyaret etmek istiyor. Obama yönetimi ise Sisi'yi Beyaz Saray'a davet etmemişti.

Sisi Trump'ı ziyaret ettiğinde (ziyaretin zamanlaması hâlâ plan aşamasında) insan hakları masadaki konulardan biri olmayacak.

İki liderin de o konuda söyleyecek pek bir sözü yok, fakat radikal İslamcılıkla mücadele konusunda aynı dili konuşuyorlar.

Başkan Trump "radikal İslami terörizmi yeryüzünden silmeye"; Sisi de "terörizm ve aşırıcılıkla mücadele etmek ve onların kökünü kurutmaya" yemin etmişti.

Sisi, Sina Yarımadası'nın kuzeyinde başlayan ve daha geniş bir coğrafyaya yayılan bir silahlı isyanla mücadele ediyor. Donald Trump, kısa süre önce Sisi'yi arayarak gerekli yardımı sağlama (Mısır halihazırda yıllık 1,3 milyar dolarla ABD'den en fazla askeri yardım alan ikinci ülke) sözünü verdi.

Mısır lideri ise ABD'li mevkidaşını "bölgeyi derin ve müthiş bir şekilde" anladığı için kutladı - ki bu Orta Doğu'daki pek çok kişi için bir sürpriz olabilir.

Mısır'da muhalefet ise Trump'ın seyahat yasaklarının ırkçı olduğunu ve geri tepeceğini söylüyor.

Liberal aktivistlerden Halit Davut yasaklar ile ilgili olarak "Aşırılıkçıların işine yarayacak" diyor ve ekliyor:

"(Trump) Dünya çapındaki Müslümanları düşman edecek işler yapıyor. DAEŞ ve diğer aşırılıkçı grupların istediği şey de bu: Bir çatışma ortamı yaratarak iki uygarlığın bir arada olamayacağı mesajını vermek."

Barack Obama'nın başkanlığı döneminde verdiği mesaj ise çok farklıydı. Obama, Haziran 2009'da Kahire Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada şunları söylemişti:

"Kahire'ye ABD ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç yapmak için geldim. Karşılıklı çıkar ve karşılıklı saygıya dayalı bir başlangıç. Şüphe ve uyuşmazlık döngüsü sonlanmalı".

O zamanlar 19 yaşında bir öğrenci olan Nadine Medhat da Obama'nın havada süzülen söylemini dinleyen kalabalığın arasındaydı.

Şimdi bir araştırmacı olan Medhat ile ABD'nin bugünkü ve geçmişteki başkanları hakkındaki fikirlerini dinlemek için, Obama'nın o gün konuştuğu üniversite amfisinde buluştuk.

"O konuşmayı dinleyen gençlerin hepsinin çok heyecanlı olduğunu hatırlıyorum. Konuşmada kullanılan kelimeler dikkatle seçilmişti ve dinleyen herkesi etkiledi" diyor Medhat. Yine de erken verilen bu sözlere rağmen, Obama'nın Beyaz Saray'dan ayrılırken, geldiği döneme kıyasla daha kötü bir Orta Doğu bıraktığını söylüyor.

Donald Trump'a gelince...Onun seçim kampanyası süresince doğru kelimeleri bile kullanamadığını düşünüyor:

"Kullandığı kelimeler dünya çapındaki Müslümanlar için anlayışsızdı."

Özellikle "Irak'taki petrolü alma" tehdidi ve "aceleci kararları" Medhat'ı endişelendirmiş. "İşlerin nasıl ilerleyeceğini görmek için bekliyoruz" diyor, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"İlk hafta biraz sert geçti, özellikle de nüfusunun çoğu Müslüman olan 7 ülkeye seyahat yasağı getirilmesi sertti. Bölgedeki diğer ülkeler de sırada neyin olduğunu görmek için bekliyor. Kendimizi hazırlıyoruz."

Buradaki pek çok kişi Trump dönemi hakkında karamsar. Kahire Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden Dr. Tamer Abdo da onlardan biri.

O da Obama'nın üniversitedeki konuşmasını yerinde dinleyenlerden biri olan Abdo, Trump'ı da ilkelere geri dönmeye çağırıyor:

"ABD anayasasına bakın ve Amerika'nın özgürlük ve demokrasi değerlerine sahip çıkın. Çünkü şu an yaptıklarınız yalnızca ABD için değil, tüm dünya için tehlikeli."

Eğer Trump bir gün Kahire Üniversitesi'ne gelecek olursa Abdo da, Medhat da muhtemelen konuşmayı izlemeyeceklerini söylüyor.