Almanya'nın önde gelen vakıflarından Friedrich Ebert Vakfı, 2006 yılından bu yana iki yıllık periyotlarla Alman toplumunda aşırı sağa yönelik yaklaşımları ölçen araştırmalar yapıyor. Geçtiğimiz son iki yılın araştırmaları ‘2014 Almanya'da aşırı sağa yönelik tutumlar' raporunda açıklandı. Söz konusu rapora göre, aşırı sağa yönelik destek ülke genelinde sadece yüzde 2,5 oranında artarken, işsizler, mülteciler ya da Müslümanlar gibi belirli guruplara yönelik toplumsal düşmanlık bu oranın çok daha üzerinde seyrediyor.
Türkler, aşırı sağ ile ilgili ne düşünüyor?
Başta NSU yer altı örgütünün işlediği cinayetler olmak üzere son günlerde artan cami saldırıları, aşırı sağcıların mülteci yurtlarına ya da İslamcılara yönelik düzenledikleri protesto gösterileri, aşırı sağı ülke genelinde daha görünür bir hale getirdi. Peki, Almanya'da yaşayan Türkler bu konuda ne düşünüyor? Aşırı sağ Almanya'da arttı mı?
Berlin'de yaşayan Türk kökenli bir bayan aşırı sağın ülke genelinde arttığını şu sözlerle savunuyor: “Geçmişten beri aşırı sağ bu ülkede hep yüksekti. Ama son günlerde daha da arttığını gözlemliyorum özellikle sokak yürüyüşleriyle. Altan alta da devletin buna göz yumduğunu hissediyorum ve bir Türk olarak bu duruma çok üzülüyorum.”
Başka bir Türk kökenli “Biliyorsunuz önce NSU cinayetleri ortaya çıktı, onun haricinde holiganlar yürüdüler, camiler yakılıyor, camilere domuz başları asılıyor. Tabii ki aşırı sağcılığın arttığını düşünüyorum.” diyor. Aşırı sağ tehlikesine dikkat çeken bir diğer Türk vatandaşı, “Almanya'da aşırı sağ artıyor ama İslamcılık da artıyor. Bence en büyük tehlike bu iki grubun karşı karşıya gelmesidir” diyerek toplumsal barışa dair duyduğu endişeleri dile getiriyor.
‘Milliyetçi şovenizm arttı’
Almanya'da aşırı sağın eskiye oranla daha da arttığı yönündeki genel kanaatin aksine Friedrich Ebert Vakfı'nın yayınladığı ‘2014 Almanya'da aşırı sağa yönelik tutumlar' rapor, aşırı sağın ülke genelinde sadece yüzde 2,5 oranında arttığını ortaya koyuyor. Araştırmayı yapan Bielefeld Üniversitesi'nden Prof. Dr. Andreas Zick, araştırmanın ortaya koyduğu oran ile genel algıdaki farkı şu sözlerle açıklıyor: ”Bizim tespitimiz klasik anlamda ki aşırı sağa yönelik tutumdu. Yani diğer düşünceleri tamamen reddeden, diktatörlüğü ve Nasyonal Sosyalizmi savunan aşırı sağ yaklaşımın, orta sınıftaki yerini araştırdık ve araştırmamız bunun yüzde 2,5'larda kaldığını gösterdi.”
Prof. Zick, öte yandan milliyetçi şovenizmin arttığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürüyor: ”Toplumda gittikçe genişleyen bir kitle İslam'a, Müslümanlara, göçmenlere, mültecilere ve işsizlere karşı. Kısacası sert çizgideki aşırı sağcılık gerilerken, aşırı sağa ait bazı düşünce kalıpları derinleşiyor. İşte göçmen kökenli vatandaşlarımızın artan endişesinin altında bu gerçek yatıyor.”
Uzman, ilgili raporun ayrıca, aşırı sağa ait düşünce kalıplarının toplumda daha yüksek tonda söylendiğini de ortaya koyduğunu belirtiyor. ”Alman milleti, diğer milletlerin önünde yer almalıdır, eski geleneklerimize geri dönmeliyiz” diyenlerin sayısı arttığına dikkat çeken Zick, bu nedenle sadece Neo-Nazizme değil, çok daha hassas olan toplumsal düşmanlıklara da el atmak gerektiğini vurguluyor.
‘Toplumsal düşmanlıklar aşırı sağ tarafından kullanılıyor'
Prof. Dr. Andreas Zick, belirli guruplara yönelik toplumsal düşmanlıklar içinde en yüksek oranın 47,8 ile işsizler ve yüzde 44,3 ile mülteciler olduğunu söylüyor. Uzman ayrıca toplumdaki İslam düşmanlığının yüzde 17,5'lerde seyrettiğini belirterek, aşırı sağcıların İslam karşıtlığını belirli gurupları kendilerine çekmek için kullandıklarını ifade ediyor.
”Toplumun genelinde aşırı sağ, bir sorun olarak görülmekte. Bu nedenle aşırı sağcılar, uzunca bir süredir toplumsal eylemlere girmeye cesaret edemiyorlardı, yaptıkları da zaten son derece cılız kalıyordu. Şimdi ise toplumda hiçbir kesimin onaylamadığı Selefiler karşı eylemler yapıyorlar”diyen uzman aşırı sağcıların toplumdaki hoşnutsuzlukları kullanarak, holiganları yanlarına çektiğini şu sözlerle ekliyor: ”Bir kenarda kalmış şiddet yanlısı holiganlar da aşırı sağcılarla birlikte ortak bir düşman üzerinden görünür olma şansı yakaladılar. Bu son derece tehlikeli.”
Prof. Dr. Andreas Zick, Alman toplumunda aşırı sağ tehlikesinin geniş bir kitle tarafından benimsendiğini, ancak mesele bu konuyla mücadeleye geldiğinde pek çok kişinin çekimser kaldığını belirtiyor. Prof. Zick, ”Çok sayıda kişi için aşırı sağ bir tehdit ve buna dair harekete geçilmesi gerektiğine inananların sayısı da azımsanmayacak durumda. Ancak iş eyleme geçme noktasına geldiğinde tıkanıyor. Bunda medyanın büyük payı olduğunu düşünüyorum. Bazen konuya dair çıkan haberler toplumsal tansiyonu bir anda yükseltiyor ya da düşürüyor. Meseleye daha aklıselim bakmak gerekiyor. Aksi takdirde insanlar sorunu görüyor, ama bir şey yapmak istemiyorlar” diyor.