Aynı zamanda inşaat mühendisi olan Mısırlı Sara Gamal, başarılarla dolu yaşam öyküsüne tarihi bir sayfa daha eklemek üzere.
Basketbol oyunculuğundan hakemliğe geçiş yapan Sara, Olimpiyat Oyunları'nda ilk başörtülü hakem olacak.
Sara Gamal aynı zamanda 3x3 basketbol oyunlarını yönetecek ilk Afrikalı ve Arap kadın hakem olma başarısını gösterecek.
182 ülkede, 430 binden fazla kişinin oynadığı 3x3 basketbol oyunu, en çok oynanan kent sporları arasında başı çekiyor. Sokak basketbolu olarak da bilinen 3x3 maçlarında, üç kişilik iki takım standart bir yarı saha içerisinde karşılaşıyor.
Sara, Olimpiyatlar'da yer almanın kendisi için bir "rüya" olduğunu söylüyor.
Salgın nedeniyle tüm aktivitelerin ertelenmesi Sara'yı da etkilemiş. "Yapılıp yapılmayacağı konusunda endişeliydik, ama en sonunda yapılıyor" diyor.
Ailesinin kendisiyle gurur duyduğunu söyleyen Sara, büyük başarılarla birlikte beklentilerin de arttığının bilincinde:
"Sadece kendimi değil, Afrika ve Arap dünyasını da temsil ediyor olmak büyük sorumluluk. Bu kolay değil. Onları en iyi şekilde temsil etmek istiyorum ve bunun için elimden gelenin en iyisini yapıyorum."
Sara, arkadaşça bir gülümsemeyle, yumuşak tonda konuşuyor. Romanya'da bir maç yönetip Mısır'daki evine döndükten saatler sonra buluştuğumuzda, bana şunları söyledi:
"Ne zaman bir şey başarsam ve bunun şimdiye kadarki en büyük başarım olduğunu düşünsem, Allah bana daha büyük bir fırsatın kapısını aralıyor. Geçen sezon Mısır'da erkekler liginin yarı finalini yönettim. Bu ciddi bir başarıydı."
Bu sezon, Sara başarılarını daha da öteye taşıyarak erkeklerde Mısır Kupası'nın finalini ve Afrika Basketbol Ligi'ndeki maçları yönetmiş.
"Bunlar benim için ve Mısır'daki diğer kadın hakemler için büyük adımlardı. Çünkü ilk kez bir kadın hakem, ülkedeki erkekler finalini yönetti" diyor.
İki yolu birleştirmek
Sara'nın Olimpiyat Oyunları'na kadar giden serüveni oldukça zorluydu.
Küçük yaştayken ablasının basketbol oynadığını izliyordu, antrenmanlarda ona eşlik etmeye başladı. Beş yaşına geldiğinde Sara basketbol oynamaya başladı. Hakemliğe başladığında ise 15 yaşındaydı.
Sekiz yıl boyunca Sara hem basketbol oynadı, hem de hakemlik yaptı. Oyunculuğu bırakıp hakemliğe odaklanma kararının en zorlu süreçlerden birisi olduğunu anlatıyor:
"Bunu yapan ilk kişi olmak hiç kolay değil. Oldukça cesur olmanız gerekiyor. İnandığınız bir şey için adım attığınızda, sonuç alacağınıza da inanmanız gerekiyor."
Sara kişisel yaşamında birçok rol arasında denge kurmaya alışkın. Hala mühendis olarak çalışmaya devam ediyor. Basketbol kariyerinin peşindeyken beş yıl boyunca da eğitimini aksatmamış.
Bunun kolay olmadığını söyleyerek, "Her zaman iki yol arasında denge kurmayı öğreten ailemin desteğine sahiptim" diyor.
Şimdi iş arkadaşları, onu tribünden izleyerek destek veriyor: "Maçlarımı izliyorlar ve tabii ki Olimpiyatlar'da da beni desteklemeye devam edecekler."
'İnancımı rehber edindim'
Sara tüm bu süreçte, inancının kendisini güçlendirdiğini söylüyor:
"Eğer elimden geleni yaparsam, en iyi sonuçların bana geri döneceğine inanıyorum. Tüm gücünüzle çalışmalısınız. 'Ben elimden geleni yaptım' dedikten sonra gerisini Allah'a bırakın. O size rehber olur."
Her oyundan sonra dua ettiğini söyleyen Sara, "Allah'a dua edip, oyunun ya da turnuvanın harika geçmesine yardım etmesini istiyorum" diyor.
Sahadaki giyiminde de aynı inanca göre hareket eden Sara, 2017'de değişen kural sayesinde, uluslararası düzeyde başörtüsü takan ilk FIBA hakemi oldu.
Bu doğrultuda tamamen olumlu geri dönüşler aldığını anlatıyor: "Bazen oyuncular hoş göründüğümü söylüyor. Başka kadın hakemlerin de hayallerini gerçekleştirmeleri için önlerini açmış olmaktan mutluyum."
Ülkesindeki genç kadın hakemlerin sık sık kendisine mesaj attığını söyleyen Sara, büyük turnuvalarda yer alacaklarına ve dünyayı dolaşacaklarına inanamadıklarını aktarıyor:
"Onlara, benden daha iyisini yapabileceklerini söylüyorum. İstediğiniz zaman tüm hedeflerinize ulaşabilirsiniz. Bunu yapabilecek gücünüz var. Hakem olarak geleceklerini görebilmeleri bana gurur veriyor."
"Bence biz kadınların özel güçleri var. Çok, hem de çok güçlüyüz."