İstanbul, 30 Mart (DHA) – Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, “Enerji verimliliği ülkemizin en önemli enerji öz kaynağı olarak değerlendirilmelidir” dedi.
Enerji toplumsal yaşamın ve biz makina mühendislerinin ağırlıkla çalıştığı ülke sanayisinin en temel girdisi konumundadır. Oda olarak enerji ile ilgili konularda geçmişten beri öncü nitelikte bir dizi çalışma yapıyor, Enerji Verimliliği Kongrelerinin yanı sıra doğalgaz, enerji konulu tesisat kongreleri ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ve güneş enerjisi sistemleri sempozyumlarını düzenliyoruz.
TMMOB Enerji Çalışma Grubu’nun hazırladığı ve Türkiye’nin Doğal Gaz Temin ve Tüketim Politikalarının Değerlendirilmesi, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Ekipmanları Yerli Üretimi Durum Değerlendirmesi ve Öneriler, Dünyada ve Türkiye’de Enerji Verimliliği, Türkiye’nin Enerji Görünümü ve Türkiye’de Termik Santraller adlı referans oluşturan “Oda Raporları”nda enerji verimliliği öneminin altını çizdi.
Oda olarak enerji verimliliği çalışmalarındaki temel kuruluşlardan biri haline gelen, Enerji Yönetici Yetiştirme Kurslarının düzenlenmesine özel bir önem vererek yetkilendirme sürecindeki uzun ve bürokratik prosedürleri tamamlamış ve Türkiye’nin ilk “Enerji Verimliliği Yetkili” kuruluşu olan TMMOB 2009 yılında ilk sertifika programını düzenlemiştir.
Dünyada enerji verimliliği alanındaki gelişmeler
TMMOB Makine Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, enerji verimliliği konusunda yayınladığı açıklamasında küresel düzeydeki enerji verimliliği hakkında şöyle konuştu:
“Son yıllardaki iklim ve enerji politikaları dünyada karbonsuz yaşam için daha fazla gayretin sarf edilmesine yol açmaktadır. Düşen enerji fiyatlarına rağmen küresel olarak enerji yoğunluğu, 2000 yılından bu yana neredeyse kesintisiz bir şekilde düşmüş ve 2016 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 1.6 azaldı.
“OECD ülkelerinde, birincil enerji talebi GSYİH\'de yüzde 32\'lik bir artışa rağmen yüzde 1.0 düşmüştür. Diğer ülkelerde ise enerji talebi yüzde 80 artarken, GSYİH yüzde 150 artmıştır. Enerji verimliliğinin artırılması ile Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) ülkelerinin elektrik tüketimi 2000’den bu yana yüzde 14 daha az gerçekleşmesine sebep olmuş ve böylece 2016’da değeri 1.9 trilyon dolar olan 1000 GW gücünde yeni santral yatırımına ihtiyaç kalmadı.”
Avrupa Birliği’nin Kasım 2016\'da, “Temiz Enerji Geçiş Stratejisi” 2030 yılı için yüzde 30\'luk yeni bir enerji verimliliği hedefi belirlediğini ve yeni hedefin sağlanabilmesi için mevcut yasal düzenlemelerini güncellemek üzere harekete geçtiğini vurgulayan Yener, dünyadaki bu gelişmeler ve gelecek planlarının Türkiye’nin önünde başarılması gereken hedefe dikkat çektiğini belirtti.
Ülkemizde yapılması gerekenler
Enerji verimliliğinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de en önemli öz enerji kaynağı olma potansiyeline sahip olduğunu söyleyen Yener, “Milyonlarca tüketiciyi inandırarak yönetmek, kamu kaynaklarından tüketiciyi yönlendirmek ve desteklemek için harcama yapmak, harcamaları izlemek ve alandan toplanmış sağlıklı verileri analiz edip buna göre sıkı politika uygulamak bu konuda çok kararlı olmakla” bu verimliliğe ulaşılabileceğini belirtti.
Sadece arz tarafına önem veren enerji politikasının terk edilmesi gerektiğinin üstünde duran Yener, enerji arzı ve tüketiminin toplum çıkarları doğrultusunda, gerçekçi rakamsal hedefler ile verimlilik kazançlarına dayalı olarak planlanıp uygulanmadığı sürece; bu önemli kaynağı geri kazanmanın mümkün olmayacağını söyledi ve ekledi:
“Enerjinin üretiminden iletimine, dağıtımından kullanımına kadar olan bütün süreçlerde verimliliğin artırılması; enerji arz güvenliğinin sağlanması, enerji arzındaki yüzde 75 civarındaki dışa bağımlılık risklerinin azaltılması, çevrenin korunması, hava kirliliğinin azaltılması ve iklim değişikliğine karşı mücadele etkinliğinin artırılması gibi ulusal strateji hedeflerinin sağlanmasında en etkili önlem olarak görülmelidir.
“Unutulmamalı ki, enerji verimliliğinin sadece enerji sektörü için değil, tüm ekonomi üzerinde çok yönlü etkileri nedeniyle yadsınamaz olumlu katkıları vardır.
“Enerji verimliliği politikaları ve önlemleri temelde 2 Mayıs 2007 tarihinde yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’na dayanmaktadır.
“Enerji Verimliliği Kanunu’ndan başlayarak çeşitli sektörlere yönelik çok sayıda yönetmelik ve tebliğ ile bir mevzuat çerçevesi oluşturulmuş, sertifikalı eğitim faaliyetlerinin Odamızın da arasında olduğu yetkili kuruluşlara yaygınlaşması sağlanmış, EVD adı verilen Enerji Verimliliği Danışmanlık hizmet piyasası ortaya çıkmış, binalarımızda EKB ve elektrikli cihazlarda enerji etiketleri aranır olmuş, KOBİ’ler ve sanayi kuruluşlarıyla sınırlı da olsa hibe programları başlatılmış ve uluslararası finansmana dayanan yeşil krediler bankalardan verilmeye başlamıştır. Son 8-10 yılda sadece ETKB değil diğer bakanlıklar ve üniversitelerde de toplam katkı bedeli 15 milyon doları geçen hibe uluslararası teknik yardım projesi yürütülmüştür.”
Yener enerji verimliliği kapsamında Türkiye’de daha etkili çalışmalar için;
“Kalkınmada enerji kullanımını azaltan, enerjiyi verimli kullanan, enerjiyi yerli ve yenilenebilir kaynaklarla, yurt içinde üretilen ekipmanlarla temin eden bir modele geçiş sağlanması,
“Yarattığı katma değeri görece düşük, yoğun enerji tüketen, eski teknolojili, çevre kirliliği yaratabilen sanayi sektörleri (çimento, seramik, ark ocak esaslı demir-çelik, tekstil vb.) yerine enerji tüketimi düşük, ithalata bağımlı olmayan, katma değeri yüksek, yerli üretime dayalı, ileri teknolojili sanayi dallarının (elektronik, bilgisayar donanım ve yazılım, robotik, aviyonik, lazer, telekomünikasyon, gen mühendisliği, nano-teknolojiler vb.) tercih edilmesi,
“Enerji verimliliği çalışmaları için görevlendirilmiş olan YEGM’nin organizasyon yapısının güçlendirilmesi,
“Enerjiyi yoğun tüketen sanayiye verimliliği artırması ve geleceğin altyapısına yatırım yapması için uzun vadeli değişmez politikalarla güven verilmesi, kıyaslama göstergelerinin belirlenmesi,
“Sorun yaratan mevzuatın daha fazla katılımcılıkla gözden geçirilmesi, sade ve uygulanabilir hale getirilmesi,
“Mali desteklerin halk başta olmak üzere ve KOBİ’leri önceleyerek tüm sektörleri destekleyecek şekilde yeniden düzenlenmesi ve artırılması,
“Enerji hizmet piyasasının etkin olarak yaygınlaşması için bürokratik engeller azaltırken, bu alanda faaliyet gösteren/yetkilendirilmiş firmaların gerçek anlamda profesyonel sorumluluklarını yüklenmelerinin sağlanması, yetkinliklerinin artırılması için kuluçka yönteminin izlenmesi, kamusal denetimlerinin sağlanması için yapılar oluşturulması,
“Enerji verimliliği üzerine tüm stratejik hedeflerin halkın çıkarlarını esas alan ekonometrik analizlerle yeniden tanımlanması, stratejik hedefleri gerçekleştirmek için gerekli kaynakların belirlenmesi, sektörle ilgili tüm strateji ve eylem planlarının hedef ve eylemler olarak uyumlaştırılması, ortak izleme ve değerlendirme mekanizması geliştirilmesi, yaptırım uygulanması,
“Bina ve sanayi etütleri, enerji yöneticisi görevlendirilmesi ve kimlik belgeleri uygulamalarını, yasak savmanın ve yasal zorunluluğu yerine getirmenin ötesine geçerek, bunların etkinleştirilmesi ve amacına uygun olması için TMMOB ve bağlı ilgili Odalarının sorumlu-görevli olarak dahil edilerek yetkilendirilmesi,
“Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının anaokulundan başlayarak yaygınlaştırılması ve çeşitlendirilmesi, sürekli olarak yapılması, yeni kanal sosyal medyanın etkin olarak kullanılması, üniversitelerde ders konulması,
Belediyelere enerji verimliliği çalışmalarında daha fazla sorumluluk ve yetki verilmesi, öncü ve örnek uygulamalar yapması için görevlendirilmesi”nin zorunlu olduğunu dile getirdi.