Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından hazırlanan bir raporda, ülkede ifade; medya, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerinin sistematik bir saldırı altında olduğuna dikkat çekilerek, “sorunun temelinde sadece uygulamaya ilişkin yanlışlar değil, esas olarak mevcut siyasi yapının, iktidarın ve rejimin kendisi vardır” tespiti yapıldı.
TİHV Akademi tarafından, “Kuşatma Altındaki Yurttaşlık Alanı” başlıklı 73 sayfalık raporda, temel özgürlükleri hedef alan baskıların 2015-2019 yılları arasındaki beş yıllık dönemde nasıl bir seyir izlediği mercek altına alındı. Raporda, Türkiye’nin 2010 Anayasa referandumundan itibaren tedricen anayasızlaştırıldığı, 2017 Anayasa değişikliği ile kuvvetler ayrılığı ve parlamenter rejimin fiilen ortadan kaldırıldığı ifade edildi.
Raporun TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verileriyle hazırlandığına işaret edilen TİHV yazılı açıklamasında, "Rapor, demokratik yurttaşlık alanının siyasi iktidar tarafından nasıl ve hangi mekanizmalarla kuşatılıp daraltıldığını somut veriler ışığında görünür kılmayı amaçlıyor" denildi.
“Kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı”
Raporda, Türkiye’nin 2010 Anayasa referandumundan itibaren tedricen anayasızlaştırıldığı, 2017 Anayasa değişikliği ile kuvvetler ayrılığı ve parlamenter rejimin fiilen ortadan kaldırıldığı ifade edildi.
Söz konusu dönemde hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve yargısal denetimin yok denecek düzeye geriletildiği kaydedilen raporda, siyasal çoğulculuk ve seçim güvenliğinin de ağır biçimde zedelendiği uyarısı yapıldı.
Rapora göre anayasasızlaştırma ve her sorunun “beka meselesi” olarak sunulduğu güvenlikleştirme bir döngü halinde birbirini beslerken, polis şiddeti ve yargısal tacizlerle yurttaşlık alanı hızla daraltıldı
TİHV raporunda, ifade, medya, toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüklerine ilişkin saldırılar verilerle ayrıntılı bir şekilde ortaya kondu: