Spor

THY Başkanı: Euroleague isim sözleşmesini 2030'a kadar uzatabilirim

Türkoğlu: Udoh için "Gözü kapalı alın" demiştim

28 Mayıs 2017 12:26

Turkish Airlines Euroleague’in isim sponsoru THY’nin Başkanı İlker Aycı ve Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, Fenerbahçe'nin Euroleague şampiyonluğunu değerlendirdi. Aycı, "Dörtlü Final’in THY için medya reklam karşılığı 140 milyon Euro. İsim sözleşmesini 2030’a kadar uzatabilirim" dedi. Fenerbahçe'nin şampiyonluğunda büyük pay sahibi olan ve en değerli oyuncu seçilen Udoh hakkında konuşan Türkoğlu, "Şu an CEO’muz olan Ömer Onan, o dönem Fenerbahçe’nin yardımcı menajeriydi. Beni aramışlardı, 'Udoh için ne düşünüyorsun?' diye. Ben de 'Gözü kapalı alın' demiştim. 'Oyunculuğunun dışında da size çok değer katacak' dedim" ifadesini kullandı.

Menderes Özel'in Milliyet gazetesinin bugünkü (28 Mayıs 2017) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu Turkish Airlines Euroleague’in isim sponsoru THY’nin Başkanı İlker Aycı ve Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, Abdi İpekçi’de Milliyet’le basketbol oynadı.

M. İlker Aycı: Dörtlü Final’in THY için medya reklam karşılığı 140 milyon Euro. İsim sözleşmesini 2030’a kadar uzatabilirim

Hidayet Türkoğlu: Yerli oyuncu havuzumuzu güçlendirmeye başladık. Genç oyuncular arenaya U18 altyapı ligi ve Basketbol Geliştirme Ligi’nde hazırlanacak.

Fenerbahçe’nin Turkish Airlines Euroleague şampiyonluğu, tüm Türkiye’ye büyük moral oldu. Sarısı, laciverdi, kırımızısı, siyahı ve beyazı, Siirtlisi, İzmirlisi, takım ve kent fark etmeksizin tüm Türkiye bayram yaşadı.

Obradovic ve askerleri, Çin’den ABD’ye 2 milyar insanın gözü önünde Avrupa basketbolunun zirvesine çıktı.

Dörtlü Final’in İstanbul’da oynanmasında 2010’dan bu yana Euroleague’in ana sponsoru olan THY’nin Başkanı İlker Aycı’nın yoğun çabaları etkili olmuştu. Türkiye, geçen yıl tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşamasına rağmen Aycı, Dörtlü Final’i İstanbul’a getirmeyi başardı.

Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da etkinliğin başarıyla gerçekleşmesinde büyük rol oynadı. Aycı’dan Türkoğlu’na, polisinden, salonda çekiç vuran işçisine, Türkiye bu dev organizasyondan alnının akıyla çıkmayı başardı.

Bu vesileyle buluştuğum Aycı ve Türkoğlu’yla Dörtlü Final ve Türk basketbolunu konuştuk; ardından Abdi İpekçi’ye gidip parkede ‘Üçlü Final’ yaptık.

- İnsanımızın basketbolun içine daha da çekilmesi için neler yapılmalı? Eskiden parklarda, sokaklarda daha çok pota vardı. Karşılaşmaların oynandığı Spor Sergi Sarayı İstanbul’un göbeğindeydi.

HT: Tesis çok önemli. En önemli örneğini Fenerbahçe’de görüyoruz. Takım, oturmuş bir taraftar kitlesine de sahip oldu. O kitle basketbolu sürekli takip ediyor. Basketbolu ülke geneline tesisleşerek yaymak istiyoruz.

- Ancak devlet ve sponsor desteğine ihtiyacımız var. Tesisler bu tip birlikteliklerle mümkün.

Bu anlamda bizim THY’yle birlikteliğimiz çok kıymetli. Paradan çok, bize kattıkları değeri önemsiyoruz. Bize çektikleri reklam filmleri, bunları yaymaları bu işin en önemli yanı.

Medyanın da basketbola biraz daha fazla el atması lazım. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Mesela THY, Euroleague’e 2020’ye kadar sponsor. Bunu medyada daha görünür hale getirirsek Türkiye genelinde insanlar basketbol bilgisini artıracaktır.

Olgun tohum verimli toprak ister

İA: Hido, teknik anlamda olması gerekenleri çok güzel anlattı. Aslında taraftarlık, oyunculuk ve kulüpçülük anlamında her türlü ateşin yandığı yer, dediğin gibi sokak basketbolu. Ama Hido’nun bahsettiği bileşenler olmadan da bir yere varılamaz. Hido tesis, salon sayısını artıracağız diyor. Hido konuştukça aklıma şu geliyor; eskiden önemli spor adamları federasyonlarda, kulüplerde önemli görevler alırdı. Mesela Cruyff’un, Barcelona’nın yönetimine gelmesinin ardından hem Avrupa hem de dünya futbolunu dönüştüren bir etkisi oldu. Böyle büyük oyuncuların kendi felsefeleriyle bakıp olayın gidişatını değiştirmesi büyük bir şey. Hido’nun dünyanın zirvesinde uzun yıllar istikrarlı şekilde basketbol oynayıp, orada efsaneleşmesinin ardından buraya dönerek federasyonun başına geçmesiyle çok heyecanlandık. Cruyff’ün katkısı gibi, şimdi yaptıkları, yapmaya çalıştıklarıyla basketbolu yaymaya, daha fazla destek sağlamaya, oyuncu, seyirci, yönetici havuzu, kulüpler anlamında ekosistemin gelişmesine yardımcı olmaya çalışıyor.

Olgunlaşan bir tohum verimli toprağa düşerse ürün gelir. Hido, şimdi bu tohumun olgunlaşması için o bileşenleri bir araya getirmeye çalışıyor. İnşallah Hido’nun liderliğinde basketbolda çok daha farklı şeyler göreceğiz, kulüpler ve milli takımlar nezdinde başka başarılar yakalayacağız.

Anadolu’ya yayılıyor

- Son yıllarda Anadolu’da basketbola ilginin arttığını, daha önce adını duymadığımız takımların büyüklere karşı mücadele ettiğini görüyoruz.

HT: Süper Lig ve onun bir altı TBL büyük ilgi görüyor. Sakarya şu an Süper Lig’e çıkma mücadelesi içinde. Eskişehir, Bursa, Afyon ve ülke genelinde taraftar kitlesinin takımını her daim desteklediğini görüyoruz. Bu bizi bırakın federasyonu, bir basketbolsever olarak çok mutlu ediyor. Eksik olduğunu düşündüğümüz şehirler var; belediye başkanlarıyla görüşüp basketbol takımı kurmalarına teşvik ediyoruz.

- Anadolu salon açısından da sıkıntılı mı?

Sayın Cumhurbaşkanı’yla her zaman görüşüyoruz bu konuyu. Futbol anlamında inanılmaz tesisler, 30’a yakın statlar yaptılar. Basketbol olarak bir kriter getirmeye çalışıyoruz. Avrupa’nın en iyi liglerinden biri olarak görüyoruz kendimizi. Doğal olarak o kritere uymamız gerekiyor. Bu eksiği gidereceğiz.

Dünya Şampiyonası’nı 2023’te istiyoruz

- Federasyonla THY’nin ortak projeleri var mı?

HT: Birkaç projemiz var. İlker Bey sıcak bakıyor. Euroleague Dörtlü Finali’nin ülkemize gelmesinin baş mimarı İlker Bey’dir. Organizasyonu 5 yıl aradan sonra tekrar Türkiye’ye getirmesi büyük başarıdır. Fenerbahçe’nin şampiyon olması Türkiye’ye zirve yaptırdı. Bu tip organizasyonlar ülke basketboluna, ekonomisine ve dünya çapında görünürlülüğüne değer katar. Bunu ülkeye kazandırdığı için İlker Bey ve THY ekibine teşekkür etmeliyiz. THY’yle maddi anlamda ortaklığımızın dışında manevi anlamda değerli bağlarımız var. THY ile spor artık bir bütün bence. Öyle bir noktaya geldik ki isteseler bile bu işin içinden çıkamazlar. Bu anlamda onlara projeler sunuyoruz.

Spor Bakanlığı’mızın öncülüğünde 2023 Dünya Şampiyonluğu’na adaylığımız verebileceğim bir örnek. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına inanılmaz hazırlanacağız. Olimpiyatlardan sonra en büyük organizasyon olan Dünya Şampiyonası’nı Türkiye’ye getirmeye çalışırken THY’nin desteğine ihtiyacımız var.

Birbirimizi tamamlıyoruz

İA: Hido’yla kimyamız tutuyor sanırım. Bildim bileli, hele onunla Federasyon Başkanı olarak çalışmaya başladığımızdan beri, sanki eski takım arkadaşları gibiyiz. Sen o duyguyu, o takımdaşlığı bilirsin Menderes’cim. İşte biz de öyle çalışıyoruz. Ülkenin yükselmesi için farklılıklarımızla birbirimizi tamamlayıp iyi bir takıma dönüşüyoruz.

THY burada görevini yapmaya devam edecek ama federasyonun küçümsenemez bir rolü var. Uçakta sayın Cumhurbaşkanımıza bu bilgileri verdiğimiz sırada Hido’yla “Sinan Erdem’i yetiştirecek miyiz acaba?” diye konuşuyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımız devreye girdi, Sayın Bakan’la görüşüp bunun çok hızlanması gerektiğini söyledi. O tarihten sonra hem Çağatay Kılıç bakanımız hem de Hido en ufak ayrıntısına kadar süreci takip etti.

Mesela bir sorun çıktığında, Hido bloğu koyarak o sorunu ortadan kaldırmayı bildi.

Şimdi bu yeni bir çıkış döneminin başlangıcı. Çok başka projeler de gelecek.

Avrupa’da THY akıllara kazındı

- THY’nin Euroleague sponsorluğunun 1 milyar euro’ya eşdeğer reklam karşılığı olduğunu söylemiştiniz. Dörtlü Final’in THY’ye maddi karşılığı nedir?

İA: Yalnızca medya karşılığı 140 milyon euro. Ama ulaşmak istediğimiz kitlelere ulaşarak ve yan katkılarla çok daha büyük bir değer elde ettik. TV’de 2 milyar, dijitalde 700 milyon kişiye ulaşan, 120’den fazla ülkede 200’e yakın TV kanalının takip ettiği bir turnuvadan söz ediyoruz.

Avrupa’da Euroleague’le ilgili yapılan anketlerde “Euroleague denince aklınıza hangi marka geliyor?” diye sorulduğunda yüzde 97 “THY” diyor. Markamızın algısıyla Euroleague algısı, sponsorluğumuzla ilgili olumlu bakış açısı da inanılmaz derecede oturmuş. Bu 2010’dan beri sürüyor. Eruoleague’in o tarihten bu yana ulaştığı seyici sayısı ve medyada çıkan haberler sürekli artıyor. Mesela haberler, geçen yıldan bu yana yüzde 16 arttı. Ayrıca Euroleague’in hedefleriyle THY’nin hedefleri örtüşüyor. Örneğin Euroleague’in Çin’e yayılma hedefi. Bizim de hedef pazarımız Çin ve Uzakdoğu. Oralarda da bu ligin ateşinin yanması, THY markasının buralardaki bilinirliğinin artmasına büyük katkı sağlayacak.

Jordi elimizi bırakmadı

Euroleague’le çok ciddi bir kazan kazan ilişkisi kurduk. Euroleague’le sözleşmemezi 2020’ye kadar uzattık. Ama şu anda bile 2025’e, 2030’a kadar uzatabilirim. Euroleague’e karşı o derece pozitifim.

Jordi (Euroleague CEO’su Jordi Bertomeu) ve ekibini çok tutuyorum. Çok tutkulular. Katalanlar bize benziyor. Geçen yılki karanlık günlerde, öyle kolay kolay elimizi kimsenin tutmadığı günlerde Jordi elimizi tuttu ve bırakmadı. Yaşadığımız kötü olayların ardından Dörtlü Final’in Türkiye’de düzenlenmesine ilişkin itirazlar getirdi. Ama oturduk insanları ikna etme konusunda çözümler bulduk. Biz diğer tarafa veriyoruz diyebilirlerdi, demediler. Bence asıl kıymetli mesele bu. Zor günlerde, zor anlarda ortaklarını, ana sponsorlarını yalnız bırakmayıp, bir ahde vefa örneği göstermeyi bildiler. Jordi’ye, yönetimine ve Euroleague’de oynayan tüm kulüplere müteşekkirim ki Türkiye’ye geldiler.

Finaller hariç 60 maç oynandı Türkiye’de. 4 takımla yer almak da Euroleague’de bir ilkti bizim için. Seyircilerin, takımların 60 maç için böyle günlerde gidip gelebilmesi, Avrupa’daki Türkiye algısını olumlu anlamda değiştirmek açısından da kritikti. Bütün dünyanın, milyarların gözü kulağı Türkiye’deydi. Güvenlik ve salon açısından herhangi bir şikayetin gelmemesi, bundan sonraki organizasyonlar için bir referans olacak.

2001-2002 jenerasyonu 2023'te patlayacak

Yerli oyuncuların U18 Altyapı Ligi ve önümüzdeki yıl kurulacak Basketbol Geliştirme Ligi’nde hazırlanacaklarını söyleyen Hidayet Türkoğlu, “Onların şu halleriyle Udoh gibi adamlarla aynı kafeste mücadelesini beklemek yanlış” dedi.

- Dörtlü Final’de Türk oyuncuların aldığı süre eleştiri konusu oldu. Sizin 5 yabancı oyuncu konusundaki görüşünüz biliniyor. Türklerin oyun süresini nasıl artırabiliriz?

HT: Göreve geldiğimizden beri en çok kafa yorduğumuz konu. Maalesef geçmişte yapılan yanlış planlamaların sıkıntısını çekiyoruz. Aslında hata demek de zor. Çünkü sonunda basketbol kazanmış. Ama kulüpler bazında kazanmış. Takımlarımızın 4’ü Euroleague, 3’ü çeyrek final oynuyor. Alt organizasyonlarda Banvit, Şampiyonlar Ligi’ni finalde kaybetti. Diğer takımlarımız da Avrupa’da çok iyi işler yaptı. Kadınlarda Fenerbahçe Euroleague finali oynadı. 4 Türk takımı Eurocup yarı finali oynadı; Yakındoğu kazandı. Sonunda kazandık ama maalesef Türk oyunculara istenilen süreler verilmedi.

Kulüplerle çözüm üretmeye çalışıyoruz. Oyuncu havuzumuzu güçlendirmeye başladık. Yeni yaptığımız U18 altyapı ligi, önümüzdeki yıl kuracağımız Basketbol Geliştirme Ligi gibi çalışmalarımız var.

En büyük sıkıntımız 18-22 yaş arası gençlerimizin yeterince süre alamaması. Çocuklarımızın maç oynayarak süre almasını istiyoruz; onları arenaya hazırlamalıyız.

Nasıl mücadele etsin?

18 yaşında, hem fizik hem basketbol olarak gelişmemiş bir çocuğumuzu Udoh gibi adamlarla aynı kafese koyuyoruz. Udoh 28-30 yaşında, fizik olarak kuvvetli. 18-20 yaşındaki gencin onla mücadele etmesini bekliyoruz.

Kuracağımız liglerle, belki alt liglerde daha fazla süre almalarını sağlayarak kendisini geliştirmesi sağlamak ve onları Süper Lig’e hazırlamak istiyoruz. Yabancı konusuna da el atıp belli bir noktaya getireceğiz. Şu an radikal karar vermek çok zor. Sonuçta bir başarı gelmiş. Çocuklarımızsa bu seviyede oynayacak noktada değil. Hem çocukları hem kulüpleri düşünmeliyiz.

Şu an bir jenerasyon değişikliği yaşıyoruz. 2001-2002 jenerasyonunun çok başarılı olduğunu farkındayız. Biz de kurduğumuz U18 takımlarımıza bu jenerasyonu yönlendirmek istiyoruz ki, kendilerinden 1-2 yaş büyüklerle çıkıp mücadele versinler. Bu onları hem basketbol hem de fizik olarak geliştirecektir. Bu çocuklarımızı bu şekilde oynatmaya başladığımız zaman, 16 yaşındaki çocuğumuz 2023’te 22-23 yaşında, gerekli tecrübeyi kazanmış olacak. Şu an Hidayet Türkoğlu geldi, bu yabancı sorununu çözdü, beklemeyin.

İA: Federasyonu ve kulüpleri köşeye sıkıştırmamalıyız. Kulüpler Avrupa’da belli seviyelere gelmiş. Turkish Airlines’de Euroleague’de mükemmel bir seviye yakalamışız. Kalkıp da her şeyi sil baştan yapacağız diye bütün bu seviyeyi ve ivmeyi kaybetmek bana da sponsor olarak anlamlı gelmez.

Bir de şu kısır döngüyü yaşadık biz voleybolda, futbolda da yaşanıyor; her zaman yerli oyuncular süre alamıyor diye itiraz geliyor. Bu sefer yabancı sayısı kısıtlanıyor. Yerli oyuncular daha fazla süre alıyor. Böylece yerli oyuncuların maliyeti artıyor. Oyuncular değerinin çok üzerinde işlem görmeye başlıyor. Aldıkları paraların altında eziliyorlar. Takıma karşılığını veremiyorlar. Bu kez yöneticiler mutsuz oluyor. Bu kez de yabancı sayısını artırma baskısı gelmeye başlıyor. Yabancı sayısı artıyor ve yine başa dönülüyor. Bir oraya gidiyorsun, bir buraya geliyorsun. Bence işin sırrı süreyi alabilecek oyuncuyu yetiştirmekte. Kotalarla olmaz. Hido tespitini yapmış; 2001-2002 jenerasyonunda çalışılırsa onlara bir lig kurup onların o ligde sürekli oynamalarını sağlarsak, fiziken, vücut, kas olarak hazır olurlar.

Sabır ve istikrar

İlk İtalyan hocayı getirdiğimde Türkiye’ye onu az az bizim kadar çılgın olduğu için seçmiştik. Başarıya açtı. Çılgın bir ekip kurdu. Kulübü silbaştan yaptık, tedavi aletlerimizi, ödem çözücüleri değiştirdik. Oyuncularımız sakatlık sonrası 10 günde dönerken bu hocayla 6-7 günde dönüyorlardı. Getirdiğimiz modern aletlerle ödemleri dağıtıp, sporcuyu rahatlatmak, kasları sürekli ölçerek eksik kas gruplarını geliştirmek için çalışmalar yapıyorduk. Top idmanlarını bile elle değil top makineleriyle yapıyorduk.

Sporculara bir yıl bir halter çalıştırdık. Türk oyuncularının eski maçlarına bir bakın çok çelimsiz, ince vücutlulardı. Bugün artık güçlü, atlet adamlar oynuyor. Bizim oyuncular ilk sezon dayanamadı. Ligi birinci bitirdik. Playoff’a girdiğimizde tarihin en kötü sonucunu aldık. Tarihte hiçbir birinci sekizinciye elenmemişti. Takım patladı. Ama 2 sezon sonra muhteşem bir takım çıktı ortaya. Bana ilk sezon “Kov bu hocayı” dediler. Ama arkasında durduk ve başarılar geldi.

Ne yabancı sayısı, ne yerlinin aldığı süre kaderimizi değiştirmeyecek. Kaderi değiştirecek kritik nokta sabır ve istikrar.

Düverioğlu Milli Takım yolunda

- Milli Takım ne zaman şekillenecek? Ersan İlyasova, Ahmet Düverioğlu konuları ne aşamada?

HT: Ersan’la Ömer Aşık’la görüşmelerimiz sürüyor. İkisi de Milli Takım’a dahil olacaklarını söyledi. Ahmet ise bizim Milli Takım'da oynamak istediğini bildirdi. Biliyorsunuz daha önce Ürdün Milli Takımı’nda oynadı. Şu an Ürdün Basketbol Federasyonu’yla görüşüyoruz. İnşallah en kısa zamanda bu sorunu da çözer onu da Milli Takım’a dahil ederiz.

"O ribaunda herkes çıktı"

- Geçen yıl dörtlü final seremonisinde Melih’e “başını dik tutmasını, kupayı seneye Türkiye’de kaldıracağını” söylemiştiniz. Bu törende Melih’le aranızda bir diyalog geçti mi?

İA: Geçen yıl finalde 20 saniye kala kupayı kaybettiren ribaunt bize çok şey kattı. O ribaundu almak üzere hepimiz birleştik. Hido o ribaundu almak üzere geldi, Cumhurbaşkanımız o ribandu almak üzere seferber oldu, Spor Bakanımız, Valimiz, Emniyet Müdürümüz, İstanbul Spor A.Ş. ya da o salonda elinde çekiçle çalışan veya nöbet tutan gencecik polis kardeşlerimiz, herkes o ribaunda koştu. O ribaund bizden alınamazdı artık.

Geçen yıl final maçından sonra Fenerbahçe’nin soyunma odasına indim. Obradovic’e bizi bırakmamasını, seneye kupayı İstanbul’da kaldıracaklarını söyledim. Oyunculara döndüm, “Arkadaşlar beni tanımıyorsunuz, ben THY’nin başkanıyım. Size söz veriyorum kupayı istanbul’da kaldıracaksınız. Hadi şimdi hazırlanın, başınızı dik tutun” dedim. Berlin’deki finali dramatik şekilde kaybetmemiz, küllerin içinde bugünleri planlamamızı getirdi. Melih, Berlin’deki o duyguyu hatırlayarak kupayı aldı. Obradovic’le birbirimize öyle sarıldık ki sanırım geçen yılki duygunun devamıydı. Fenerbahçeli yöneticileri tebrik ediyorum. Obradovic’i Türkiye’ye kazandırmak, onu tutmak ona istediği ortamı sağlamak Fenerbahçeli yönecilerin vizyonunu gösteriyor.

HT: Fenerbahçe artık şampiyon. Artık Avrupa’da ona farklı bir gözle bakılacak. Daçka ve Efes’i de unutmamak lazım bu arada. Kısıtlı kadrosuna rağmen Daçka çok önemli bir iş başardı. Son 8’e gelmeyi başardı. Efes de son ana kadar gelmeyi başardı. Fenerbahçe’yse iniş çıkışlarının çıkış zamanını Dörtlü Final’e uydurmayı başardı.

Udoh’u gözü kapalı alın

- Udoh ABD’de takım arkadaşınızdı, 2 yılda müthiş gelişti. Ne düşünüyorsunuz?

HT: 1.5-2 yıl Udoh’la zaman geçirdim. Clippers’taki son dönemimdi. Şu an CEO’muz olan Ömer Onan, o zaman Fenerbahçe’nin yardımcı menajeriydi. Beni aramışlardı, “Udoh için ne düşünüyorsun?” diye. Ben de “Gözü kapalı alın” demiştim. “Oyunculuğunun dışında da size çok değer katacak” dedim.

İlk geldiğinde uyum sıkıntısı yaşadı. 2-3 ay bocaladı ama ondan sonra inanılmaz yükselen bir grafiği oldu. Kendisini iyi tanıdığım için bana tesadüf gelmiyor. Uzun boylu bir adamın MVP seçilmesi herkesi şaşırttı ama ben şaşırmadım.

- Obradovic’i nasıl buluyorsunuz?

HT: Ona söz söyleyebilecek birini tanımıyorum. 17. Dörtlü Final, 9’unu kazanmış. İnanılmaz bir başarı. Fenerbahçe böyle bir koça sahip olduğu için şanslı. Her zaman hedefleri olan, şampiyonluğu hedefleyen bir koç. Son üç yıla baktığınızda müthiş bir grafik var.

Sonunda bu sene de şampiyonluğun gelmesi hiç tesadüf değil. 3 yıldır aynı kadroyla oynuyor. Bu oyunculardaki kaliteyi görüp, bunlarla başarılı olacağım demesi için de ayrıca bir Obradovic zekasına, bilgisine sahip olması gerek.