Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından hazırlanan ve Sayıştaş denetimine ilişkin bazı sınırlamaları konu alan rapor kamuoyuyla paylaşıldı. 'Zayıf kalan Meclis iradesi: Yeni Sayıştay yasasında askeri harcamaların denetim sorunu' isimli rapor gazeteci Lale Kemal tarafından açıklandı. Askeri harcamaların denetimini yapacak Sayıştay'ın yeni düzenlemeyle yetkilerinin kısıtlandığını belirten Kemal, bazı askeri kuruluşların denetim kapsamında tutulmasına dikkat çekti. Kemal, Meclis'in kendi adına denetim yapan bir kuruluşun yetkilerini kısıtlaması üzerinde de durdu.
TESEV'in hazırladığı raporun açıklandığı toplantıya gazeteci Kemal'in yanı sıra köşe yazarı Eser Karakaş, eski milletvekili Ahmet Faruk Ünsal ve kamuoyu araştırmaları konusunda yaptığı araştırmalarla da bilinenTarhan Erdem katıldı.
Kemal'in raporu sunmasının ardından, Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi ve TESEV Mütevelli Heyeti Üyesi Eser Karakaş'ın moderatörlüğünde düzenlenen panelde AKP eski Milletvekili ve Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ile gazeteci, araştırmacı ve KONDA Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem raporun bulgularını değerlendirdi.
'Hesap sorma ilkesi kalktı'
Kemal, Haziran 2012'de 6085 sayılı yeni Sayıştay Yasası'nda yapılan değişiklikle Sayıştay'ın kamu kurumlarının harcamalarını meclis ve kamuoyu adına denetim yetkisinin hukuka uygunlukla sınırlandırıldığını, harcamalarının içerik ve performans denetimine ilişkin yetkilerinin budandığını ve hukuka uygunluk denetiminin de kamu idarelerinin müdahalesine tabi tutulduğunu belirtti.
Ağustos'ta yürürlüğe giren yönetmelik ile savunma, güvenlik ve istihbarat ile ilgili kurumların mallarına ilişkin Sayıştay tarafından hazırlanacak olan raporların "gizlilik esasına" göre yapılmasının kararlaştırıldığını ve böylece denetim sonuçlarının kamuoyundan gizlenmesinin yolu açıldığını ifade etti.
"Terörle mücadele 30 yıldır sürüyor ve biz bu mücadele sırasında ne kadar para harcandığını, alınan silahların sorunun çözümüyle ne kadar alakalı olduğunu bilmiyoruz. NATO ile paylaştığımız güvenlik bilgilerinin vatandaşla paylaşılamayacağı noktaya geldik.
"Haziran'da yapılan değişiklikle performans denetimindeki en kritik bölümün çıkartılmasıyla, hesap sorma ilkesi ortadan kalktı, denetim yetkisi hukuka uygunlukla sınırlandı.
"Örneğin asker 100 tane tank almaya karar verdiğinde, sayıştay denetçisi sadece bu tankların gerçekten alınıp alınmadığını ve ihalede uygunsuzluk yapılıp yapılamadığını denetleyebiliyor ama 'neden 100 tane tank alıyorsun' diye soramıyor. Avrupa sayıştayında, denetçiler savunma bütçesiye ilgili ciddi yetkilere sahip, 'bu benim milli güvenlik konseptimle ne kadar uyuyor' diye sorgulayabiliyor."
'Gizlilik esası hukuka aykırı'
Karakaş, askeri konularda hem siyastçilerin hem sivillerin teknik bilgisi olmadığı için askeriye ve sivil toplum arasında bir bilgi asimetrisi oluştuğuna, bunun da askerden hesap sorulmasının önünde engel oluşturduğuna dikkat çekti. "Siviller teknik düzeyde dişediş tartışamadığı sürece askeri bilgi tekeline mahkumuz" dedi.
Erdem ise silah ticareti lobisinin de askeri harcamalarla ilgili bilgilerin gizli kalmasını tercih ettiğini ifade ederken, "Nasıl ki askerin tahakkümü sebebiyle ona verilen duygusal ve kutsal sebeplerle askeri harcamalar şeffaf olamıyor, askeri ticaret lobisi de bu bilgileri koruyor" diye konuştu.
"Şeffaflığın bir fiili, bir hukuki durumu var. Problemler hukuki metinlerden geliyor ama diğer önemli kısmı fiili durumdan, askeri vesayetten ve askerin bizden oldukça yukarda bir yerde tutulmasından gelmekte. Bir türlü aynı seviyeye gelemedik.
"Sayıştay'ın yolsuzlukla uğraşma, yargının işine karışma ihtimali yoktur ve olmamalıdır. Ama ordudaki yolsuzlukların oluşumu tamamen şeffaflığın olmamasındandır. Sayıştay kanununda gizlilik esasını öneren bir yönetmelik çıkması, Sayıştay'ın hareket imkanının kısıtlanması hukuka aykırıdır. Sayıştayın meclise, kuruluş amacına uygun yaptığı çalışmaların raporunu vermesi lazım. O andan itibaren şeffaflık başlar."
'Tüm kurumlar dokunulabilir olmalı'
Ünsal, tüm kurumların dokunabilir olması gerektiğini söylerken, savunma harcamalarının büyük rakamlar olduğunu, dolayısıyla silah üreticileri ve pazarlamacılarının bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasına yönelik kaygılarının halkın bilgi edinme hakkının önüne geçtiğini ifade etti.
"Bütçe yapma yetkisi parlementoların devredilmez en ön ontolojik yetkilerinden biri. Dolayısıyla yapılmış olan bütçenin saydamlık ve hesapverilebilirlik ilkeleri açısından doğru harcanıp harcanmadığına dair denetim bu yetkinin doğal sonucu omalıdır.
"Ancak performans denetiminin uluslararası standartların dışında bir tanımla sayıştay denetiminden çıkartılması, kamu kuruluşlarının kendi tasarruflarının sayıştay tarafından teftişine dönüştürüldü.
"Mecliste Sayıştay raporlarının inceleneceği uzmanlaşmış bir komisyona ihtiyaç var. O zaman meclis adına yapılan bu denetlemenin kamuoyuna sunulması süreci daha verimli yapılabilir."
Rapordan: Sayıştay denetimi takip edecek özel bir komisyom kurulmalı
TESEV tarafından hazırlanan raporun sonuç ve öneriler bölümünde ise sorunun çözümü için Sayıştay'ın denetim raporlarının değerlendirilmesinin savunma bütçesini detaylı inceleyebilecek ülke güvenlik politikalarının belirlenmesinde uzmanlaşmış, silah teknolojileri alanlarında bilgi sahibi milletvekillerinden ve uzman danışmanlardan oluşan bir komisyon tarafından yapılması tavsiyesinde bulunuldu.
Ayrıca Sayıştay'daki Milli Savunma Bakanlığı grubunun yeniden şekillendirilmesi, savunma harcamaları üzerinde mali denetim, bilişim sistemleri denetimi, uygunluk denetimi ve performans denetimi yapabilecek ekiplerin kurulması gerektiği ifade edildi. Ayrıca denetçilerin çalışmalarında kolaylaştırıcı olması itibariyle gizli yönetmelikler gibi engellerin Meclis ve hükümet tarafından kaldırılması gerektiği de ifade edildi.