Dünya

Teselliyi şans oyunlarında arıyorlar

Federal Sağlık Bilgilendirme Merkezi'nin araştırmasına göre, gençler arasında otomatlarda şans oyunları oynayanların oranı %23,5 artış gösterdi. Uzmanlar, göçmenlerin bağımlılık riskinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor.

20 Şubat 2014 13:14


Köln´ün işlek caddelerinden Venloerstrasse üzerindeki bahis bürolarından birindeyiz. Müşterilerin kimisi oyun otomatlarında, kimisi ise televizyondaki maçlar üzerinden bahis oynayarak şansını deniyor. Müşterilerin çoğu Türk. Adını vermek istemeyen bir müşteri şu anda işsiz olduğundan, her gün buraya uğruyor: "Spor faaliyetleri yok, müzik faaliyetleri yok. Senin canın sıkılıyor, nereye gideceksin? Gittiğin yerler kahve ortamları, oyun salonu. Oralarda da oynamak zorundasın yani. Yönlendirme yok.“

Bahis bürosunun müdavimi ayda yaklaşık 200 euro yatırıyor buraya. Aylık maaşı ise yaklaşık 1500 Euro. Yani bahise yatırdığı para hiç de az değil. Kuzey Ren Vestfalya Şans Oyunları Bağımlılığı Koordinasyon Dairesi'nin verilerine göre sadece Köln‘de 156 oyun salonu ve 2 bin 395 oyun otomatı var. Ancak internet, bahis bürosunu ayağınıza getiriyor. Bahis müdavimi, internet üzerinden de bahis oynuyor.

'Göçmenlerde bağımlılık riski yüksek'

Bahis bürosu müdavimi şimdiye dek kayda değer bir para kazanmamış ama Merkur gibi oyun salonlarının da bağlı olduğu Gauselmann şirketi, 2012 yılında tam 1 milyar 200 milyon euro ciro yapmış. Köln‘de bulunan Spielfrei yani "oyunsuz" adlı bağımlılık danışma merkezinde şans oyunu bağımlılarına Türkçe hizmet veren Oğuz Güneş özellikle göçmenlerde bağımlılık riskinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor: "Göçmenliğin yarattığı sıkıntıdan oyuna kapılma ihtimalleri daha yüksek. Bazıları da diyor, Türk kültüründe zaten oyun veya kumarın rolü var. Bunun içinde bir de psikoanalitik teoriler var. Orada deniyor ki, baba ve oğul arasındaki problemler bunun bir sebebi olabilir. Çünkü bize gelenlerin çoğunun ya babaları olmuyordu ya da babaları olduğu halde bu, çok sert bir baba oluyordu. Bu tür ailelerde oğullar çoğunlukla kumara kapılabiliyor veya başka bağımlılıklara.“

Oğuz Güneş özellikle Türk erkeklerinin danışma almaya yanaşmadığını gözlemlemiş. Danışmanın bir zayıflık olarak algılandığını söyleyen Güneş, bağımlıları zor durumda bırakmak değil, onlara yardım etmek istediklerini söylüyor.

Bahis bürosunda kupon doldurmaya devam eden müdavim ise aslında boşa kürek salladığının farkında: "5 Lira oynuyorsun, 15 bin Lira yazıyor kağıtta. Vay bu para benim mi? Aslında cebinde kağıt, sanıyorsun para. Senin o 5 Lira da gitti, uçtu. Gaz oldu. Hayal yani hayal. Adam hayal satıyor. Bu şirketler satıyor hayali.“