İngiltere gazeteleri Guardian ve Independent'ta Suudi Arabistan'ın açıkladığı ve Türkiye'nin de dahil olduğu 34 ülkelik askeri ittifakın eylemden çok söylemde kalabileceği yorumunu yapıyor. Independent gazetesinden Robert Fisk ittifak için "Şimdi dünyanın en genç savunma bakanı 34 ülkelik yeni bir koalisyonu duyuruyor. Ancak garip bir şekilde dünyanın en büyük Müslüman nüfusunu barındıran Endonezya listede yok” değerlendirmesinde bulundu.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Guardian gazetesinde yer alan Ian Black imzalı yorum yazısında, askeri İslam ittifakının samimi olmadığı belirtiliyor:
"İttifakın askeri alanda nasıl bir rol oynayacağı ya da herhangi bir cephede savaşıp savaşmayacağı net değil. İttifakı duyuran Suudi Prens Muhammed Bin Selman açık biçimde ABD Başkanı Barack Obama'nın çağrılarına yanıt veriyordu. Açıklamanın yapıldığı saat de ABD'de televizyon kanallarının izlenme oranlarının en yüksek olduğu dakikalara denk getirildi. Birçok uzman açıklanan ittifakın terör örgütlerinden ziyade İran'ın önünü kesmeyi hedeflediği görüşünde. İslam ittifakıyla birlikte Suudi Arabistan Batılı ülkelerin desteğini çekmeyi, böylece nükleer müzakerelerde Batı'yla uzlaşma yakalayan İran'ın bölgesel etkisini artırmasını engellemek istiyor."
“Cevapsız kalan sorular”
Independent gazetesinden Robert Fisk ittifak için "Dünyanın en genç savunma bakanı ve boşluklarla dolu bir koalisyon" başlıklı bir yazı kaleme alarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"Suudiler koalisyonları çok sever. 1991 yılında Saddam'ı Kuveyt'ten çıkarmak için ABD'nin, İngiltere'nin ve Fransa'nın yanı sıra petrol ihraç eden ülkelerin desteğini yanına çekmişlerdi. Bu yıl ise Yemen'de Şii Husi hareketini vurmak için başka bir koalisyon kurdular. Şimdi dünyanın en genç savunma bakanı 34 ülkelik yeni bir koalisyonu duyuruyor. Ancak garip bir şekilde dünyanın en büyük Müslüman nüfusunu barındıran Endonezya listede yok. Yoksa Suudi Arabistan'da idamını bekleyen 30'dan fazla kadının alınan kararda bir etkisi olmuş olabilir mi?
Kurulan bu koalisyon hakkında sorulması gereken bir dizi soru var: 'Terör hastalığıyla mücadele' derken tam olarak kim kastediliyor? Vahabi Suudi devletinin temellerini oluşturan doktirini savunan IŞİD mi, Katar'ın desteklediği Nusra Cephesi mi? Sünni Yemen Cumhurbaşkanı'nın terörist ilan ettiği Şii Husiler mi? Ayrıca bu koalisyonun İran'la nasıl bir diyaloğu olacak? Bu koalisyonun finansmanını kim, nasıl yapacak? Ve en önemlisi neden Sünni koalisyonu kuruluyor da bir İslam koalisyonu yaratılamıyor?"