Terör örgütünde başarısızlığın sorumlusu olarak gösterilen üst düzey sorumluları, 'gizli servislerle ilişkili' oldukları gerekçesiyle 'ajan-işbirlikçi' ilan edildi. Bu kişiler örgütten tasfiye edilirken, Abdullah Öcalan'ın açıklamaları da örgütü karıştırdı.
Avukatları aracılığıyla kamuoyuna açıklamalarda bulunan Abdullah Öcalan'ın, terör örgütünün bazı üst düzey kadroları hakkında yaptığı değerlendirmelerin örgütü karıştırdığı bildirildi.
'Ben olmasaydım Bayık'ı götürmüşlerdi'
Öcalan açıklamasında, "Ben insanlarla ilkeler doğrultusunda bir araya gelir, çalışırım. Çalışma tarzım bu. Kimin ne olduğunu bilemem, çalıştıkça süreç bunları ortaya çıkarır. Mesela Duran Kalkan, ben Siyasal Bilgiler'de iken o da Ankara'daydı. Olayların başından beri hareketin içinde Adana/Saimbeyli, Türk bir arkadaşımız. Sırf bu nedenle ben onu ajan ilan edemem ki. Yine Cemil Bayık, başından beri mücadelenin içinde. Ben Cemil Bayık ile ilkeler doğrultusunda çalıştım, bir araya geldim. Ama ben olmasaydım, Cemil Bayık'ı kırk kez götürmüşlerdi. Bunlar böyle tuhaf insanlar" ifadelerini kullanmıştı.
Öcalan’ın açıklamalarının Kandil Dağı'nda bulunan örgüt mensupları arasında büyük rahatsızlığa yol açtığı ve sert tartışmaların yaşandığı kaydedildi.
Altun Kandil'e çağrılmıştı
Terör örgütünün Avrupa sorumlusu ve "kasası" iken "zimmetine para geçirdiği, Avrupa'daki örgüt kadrolarını Kandil aleyhine örgütleyerek örgüt içi hizipleşmeye neden olduğu, örgüt politikasına aykırı hareket ettiği ve kendi geleceğini garanti altına almak için gizli servislerle iş birliği yaptığı" gerekçesiyle geçen yıl görevden alınan "Ali" kod adlı Rıza Altun, "soruşturmaya tabi tutulmak üzere" Kandil'e çağrılmıştı.
Uçar için infaz kararı
Yine terör örgütünün Rusya eski sorumlusu "Mahir Welat" kod adlı Numan Uçar'ın da "Rus Gizli Servisi"nin himayesine girdiği, Öcalan'ın yakalanmasında gizli servislerle iş birliği yaptığı gerekçesiyle hakkında örgüt tarafından "infaz" kararı çıkarılmıştı.
Kani Yılmaz öldürülmüştü
Terör örgütünün Avrupa sorumlusu "Kani Yılmaz" kod adlı Faysal Dunlayıcı ise Öcalan'a Avrupa'da sığınacak yer bulamadığı ve "gizli servislerle iş birliği yaptığı" için örgüt tarafından "hain" ilan edilerek, Murat Karayılan tarafından görevlendirilen tetikçilerce otomobili havaya uçurularak öldürülmüştü. (AA)