Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı tarafından hazırlanan Burcu Aydın Özüdoğru imzalı rapora göre, 6 Şubat'ta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ekonomik hasarı, 5 yılda 147 milyar dolara ulaşacak.
28 Şubat tarihli raporda yapılan tahminlere göre, üstyapı ve altyapı inşaat, güçlendirme ve onarım maliyetleri 88 milyar dolar civarında olacak. Bu maliyetin yarısının kamu kaynaklarıyla finanse edilmesi öngörülürken, en büyük ikinci maliyet taşıt, demirbaş, stok ve tüketim malları kaynaklı kayıplar olarak gösterildi. Bu kalemin de büyüklüğü 35 milyar dolar olarak tahmin edildi.
Bütçeye bu yıl getireceği ek yük, 600 milyar TL
Sözcü'deki habere göre, deprem kaynaklı harcamaların 5 yıllık bir finansman planını gerektireceğinin vurgulandığı raporda, ilk yıllarda milli gelire oranla yüzde 2,5-yüzde 3,5 bandında, toplamda ise yüzde 8 civarında bir ek finansman ihtiyacı doğuracağı tahmin edildi. Depremin 2023 bütçesine getireceği ek harcama ise 600 milyar TL olarak hesaplandı.
Depremin etkilediği nüfusa yapılacak barınma, bakım, eğitim ve istihdam gibi cari desteklerin 320 milyar TL (17 milyar dolar) seviyesinde olacağı öngörüldü. Sadece geçici barınma desteklerinin bir yıllık maliyetinin 78 milyar TL (4 milyar dolar) olarak tahmin edildiği raporda, “Ayrıca uzun vadede Türkiye'nin kalkınma modelini afetlere göre yeniden şekillendirmesinin yaratacağı finansman ihtiyacı da, kamu maliyesi üzerinde önümüzdeki 10 yıl boyunca kayda değer bir ek yük yaratacaktır” tespitlerine yer verildi.
Büyümenin bu yıl yüzde 3'e gerilemesi bekleniyor
Depremin, ekonominin yavaşladığı ve risklerin arttığı bir döneme denk gelmesiyle buradaki faturanın artacağına dikkat çekilen raporda, ekonomik büyümenin 2023'te beklenen baz senaryoya göre, 1,2 puan daha düşük gerçekleşerek yüzde 3 civarında olacağı belirtildi.
“Deprem, kısa vadede tüketici ve üretici fiyatlarını yukarı yönlü tetikleyecek, gıda fiyatları 2023 yılında yukarı yönlü artacaktır. Konut ve kira fiyatları üzerinde uzun süreli fiyat baskısı devam edecek, 2023 yılı turizm gelirleri üzerinde olumsuz etkisi olabilecektir” tespitlerinin yer aldığı raporda, borç stokunun milli gelire oranının yaklaşık 4,5 puan artacağı kaydedildi.
Kısa vadeli ekonomik tedbir önerileri
“İstihdamın devamı için kısa çalışma ödeneği, İŞKUR ve KOSGEB destekleri hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmeli. Makro-finansal risklerin etkin yönetimi için para ve maliye politikası uluslararası kabul görmüş makul politikalara dönülmeli. Yeniden kurulacak şehirler Türkiye'nin tarım ve hayvancılık üretim potansiyeli gözetilerek planlanmalı. Yoksullukla mücadele etkin yürütülmeli.”