Britanya'da nefret suçlarını izleyen kamu kuruluşu Tell Mama, 2018 yılına ilişkin raporunu açıkladı.
Rapora göre, geçen ay başbakanlık görevini üstlenen Boris Johnson'ın geçen yıl Daily Telegraph gazetesi için kaleme aldığı makalede, peçe takan kadınları "posta kutusuna" ve "banka soyguncusuna" benzetmesinin ardından ülkede Müslümanlara yönelik nefret suçlarında yüzde 375 artış görüldü.
Makalenin yayınlanmasının ardından Müslümanlara yönelik, 22'si peçeli kadınlara olmak üzere toplam 28 nefret suçu işlendi.
Ülkede geçen yıl İslamofobi vakalarındaki artıştaki bir diğer etken de "Bir Müslümanı Cezalandır" başlıklı imzasız mektupla başlatılan kampanya oldu. Kampanya süresince ülkede bu mektuba bağlı 37 nefret suçu kayıtlara geçti.
Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarının çoğunluğu kamusal alanlarda gerçekleşti. Bu durum, İslam karşıtlığının daha "ana akım" ve "normal" görülmeye başlandığını ortaya koydu.
Raporda, "Ayrımcılık, nefret söylemi ve Müslüman karşıtı literatürdeki artış daha genel bir tahammülsüzlüğün ve nefretin büyümekte olduğunu gösteriyor." ifadelerine yer verildi.
"Bir Müslümanı Cezalandır" mektubu
Britanya'da geçen yıl mart ayında yayımlanan "Bir Müslümanı Cezalandır Günü" başlıklı açık mektupla, halk Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerine teşvik edilmişti.
Whatsapp gibi mobil ağlar aracılığıyla yayılan mektupta, Müslümanlara sözlü ve fiziksel saldırılarda bulunulması, kadınların başörtülerinin çıkarılması, yüzlerine asit atılması, silahla, bıçakla, arabayla ezilerek ya da başka yollarla katledilmeleri, camilerin ve ibadethanelerin yakılması veya bombalanması öneriliyordu.
Mektup, Kraliçe Elizabeth, dönemin başbakanı Theresa May ve Müslüman Lordlar Kamarası üyesi Ahmet Tarık'a beyaz toz eşliğinde gönderilmişti. Mektupla ilgili 35 yaşındaki İngiliz vatandaşı David Parnham tutuklanmıştı.