Gündem

"Tek umut Türkiye'nin Suriye planında müttefik bulamaması"

Alman basınında Türkiye’nin Suriye’ye operasyon sinyali vermesi, Almanya İçişleri Bakanı Seehofer’in Ankara temasları ve Fransa’da düzenlenen bıçaklı saldırı öne çıkan konular arasında

07 Ekim 2019 09:18

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonunda yaptığı açıklamada Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusuna operasyon sinyali vermesi Essen’da yayımlanan Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung da eleştiriliyor.

"İç siyasette ağır sorunlarla mücadele eden Erdoğan, uluslararası hukuku ihlal eden bir saldırıyı ve nüfus mübadelesini duyurdu. Suriye'nin kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yoğun olduğu Afrin bölgesinin geçen yılın başında işgali, bunların boş tehditler olmadığını gösteriyor. Almanya ise bir çıkmaz içinde. Türk hükümeti her zaman için mültecilerin yolunu yeniden açabilir. Ama Türkiye yine Almanya’dan edindiği savaş araçları ile komşu ülkeye girer ve müttefiki İslamcı ve cihatçı milislerin yardımı ile oraları yağmalarsa, böyle bir işgal yeni bir mülteci akınına neden olabilir. Böyle bir durumda, bu insanlar muhtemelen Türkiye'ye değil, Irak'taki Kürt bölgelerine kaçarlar. Almanya da muhtemelen bu durumu kabullenir. Afrin’e yönelik saldırı da Berlin’deki hükümet çevreleri tarafından pek kayda değer bir eleştiriye yol açmamıştı. Bu da Almanya açısından yeni bir ahlaki iflas olur."

Heide’de yayımlanan Dithmarscher Landeszeitung'daki yorumda da  Erdoğan’ın Suriye planlarından duyulan kaygı dile getiriliyor.

"Erdoğan’ın 'barış bölgesi' Türkiye'nin ülkeye girmesi, yüz binlerce Kürdün bölgeden sürülmesi ve milyonlarca Suriyeli’nin kendi istekleri dışında sınır dışı edilmesi anlamına geliyor. Satranç tahtasındaki taşlar gibi insanları oraya buraya sürükleyecek Suriye planlarında Türkiye'nin, hiçbir müttefik bulamaması tek umut olur."

Geçen hafta Ankara'yı ziyaret eden Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in temaslarında mülteci meselesi ele alındı. Karlsruhe’de yayımlanan Badische Neueste Nachrichten, Avrupa’nın tek isteğinin mültecilerin gelmesini engellemek olduğuna işaret ediyor.

 "Tam da daha önceden sert bir tutum izleyen Seehofer, Ankara’daki temaslarında Avrupa ve Türkiye'nin birbirini desteklemesi gerektiğini ve ihtiyatlı bir tutum izlenmesinin önemini dile getirdi. Daha önceki yıllar bunun mümkün olmadığını göstermiş olsa da, temelde Avrupa rahat bırakılmak istiyor. Almanya İçişleri Bakanı Seehofer'in ziyareti eğer oldukça geç de olsa Avrupa’da bir zihniyet değişikliğinin başlangıcı ise işe yaramış olur."

Fransa'nın başkenti Paris’te Perşembe günü düzenlenen bıçaklı saldırının failinin bir İslamcı olduğunun ortaya çıkması Frankfurter Allgemeine Zeitung da, şu sözlerle değerlendiriliyor.

"Şiddete hazır ve militan cihatçılardan oluşan iç düşmanlara karşı Fransa önleyici programlara Almanya’dan daha sonra başladı. Fransa, dini kamusal alandan uzaklaştıran laiklik politikasında da çok daha sonra düzeltmeler yaptı. Fransız hükümeti de artık dinin toplum üzerindeki etkilerini görmezlikten gelmiyor. Son terör saldırısı da, İslam adına gerçekleştirilen teröre karşı mücadelenin kabul edilen İslam din adamları ile ortaklaşa yürütülebileceğini bir kez daha gösterdi. Zira klasik İslam şiddet tekelinin sadece devlete ait olduğunu ve Paris’te olduğu gibi kendi kendine yargı’nın kesinlikle yasak olduğunu öğretiyor."