Ekonomi

'Tefeciler mevduat topluyor, ekmeğimizle oynuyorlar'

Tefecilerin bankacılık sektörünün büyümesine düşman olduğunu söyleyen Özince, “Tefeci, mevduat da topluyor" dedi.

17 Eylül 2009 03:00

Tefecilerin bankacılık sektörünün büyümesine düşman olduğunu söyleyen Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, “Tefeci, mevduat da topluyor. Bunlar, bizim ekmeğimize, sektörümüzün büyümesine düşman. Ama 35 yıla yakın bankacılık mesleğim sırasında şu ülkedeki tefecilik konusunda ciddi inceleme yapıldığına şahit olmadım” dedi

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, tefecilerin sadece para vermediğini, mevduat da topladığını belirterek bunların sektörün büyümesine düşman olduğunu vurguladı.

Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründe yaşanan güncel gelişmelerin değerlendirildiği basınla sohbet toplantısında bazı işyerlerinde “fiktif satış, modern tefecilik” olarak değerlendirilebilecek işlemler yapıldığına yönelik soruyu yanıtlayan Özince, “Kredi kartıyla yapılanların bir şekilde yakalanmasına vesile oluruz. Bizde bu konuda tolerans yok. Bunlar, bizim ekmeğimize, sektörümüzün büyümesine düşman... Aynı yasaya mükellefiz. Biz bunlara yataklık yapmaktan da iki defa rahatsız oluruz. Çünkü Bankalar Kanunu’nun muhatabı biziz” diye konuştu.

Kayıtdışılığın en büyük düşmanları olduğunu da kaydeden Özince, “Eğer saptansın istiyorsanız suçunuzu kredi kartıyla işleyin. İster adi suç, ister mali suç olsun kredi kartıyla iz bulmak çok kolay. Ancak 35 yıla yakın bankacılık mesleğim sırasında ben, ne bankacıların ne de ekonomi yazarlarının şu ülkedeki tefecilik konusunda ciddi inceleme yaptığına şahit oldum. Tefecilik ülkemizde sadece finansal parametrelerle yapılmaz. Malla, kıymetli madenle de, yabancı parayla da yapılır. Tefecilik yalnızca borç vererek yapılmaz. Tefeci, mevduat da topluyor. Gönül isterdi ki, zaten kayıt içinin GSMH’ye oranı bu kadar küçük olan ülkede aydın insanlar öncelikle kayıtdışılıkla uğraşsın. Kayıtdışılık en büyük düşmanımız” değerlendirmesini yaptı.

Tereddütler artacak

Ersin Özince, önümüzdeki dönemlerde bankacılık sektörünün yatırımları açısından bazı tereddütlerin artacağını da söyledi. Özince, “Meşhur, yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen bankacılığın büyüme potansiyeli olduğu ülkede bankacılığın büyümesi birdenbire çok azalacak, azaldı da” dedi.

Türk bankacılık sektörünün aslında durumundan “pek şikayet edecek” bir performansı bulunmadığını, kim ne derse desin dünya çapında da ülke çapında da itibarının yükseldiği bir dönemi yaşadığını vurguladı. Özince, bankacılık sektörünün krizden etkilenmediği yönündeki söylemin doğru olmadığını, sektörün “çok ciddi” sorunlu kredi artışıyla karşı karşıya olduğunu kaydederek, bundan 8-10 ay önce de çok ciddi likidite sorununun yaşandığını ifade etti.

‘Bankaların imajı kötü’ gibi abukluklara evde çocuklarım bile gülüyor

Ersin Özince, “sokakta bankaların imajının çok da iyi olmadığı” şeklindeki değerlendirme üzerine, şöyle konuştu: “Biz sermayedarlarımızla müşterilerimizi tatmin ediyoruz. Sokakta vatandaşlarımızla konuştuğumuzda bankaların imajıyla ilgili olumsuzluk görmüyorum. Hiçbir itibar problemi hissetmedim. 2001 krizinde de hissetmedim, şimdi de... Sokakta da göğsümü gere gere dolaşıyorum. Halkımızın yanlış bilgilendirildiğini, istismar edildiğini düşünüyorum. Artık bu tür değerlendirmelerden uzak yaşıyorum. Kalan ömrümde lüzumsuz safsatalarla kaybedecek vaktim yok. Eve gittiğimde bile çocuklarım böyle abukluklara gülüyor.”


Bankacılık dışında kâr eden olmasa hiçbir kredi kararına imza atmam

Ersin Özince, bazı çevrelerde bankacılık sektörünün reel sektörü yeterince finanse edemediği ve kredi vermediği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, rakamlarla konuşmak gerektiğini, bankacılık sektörünün kredi mevduat oranlarını bütün dönemlerin en yüksek seviyesine çıkardığını, milyonlarca vatandaşa ve yüzbinlerce küçük işletmeye kredi verdiğini anlattı. Reel sektöre yapılan finansmandaki değişimi de gördüklerini belirten Özince, “Türk reel sektörünün yurtdışı finans sektörüne borçları, yurtiçi finans sektörüne borçlarından daha fazla düşmüş. Yani dışarıya daha fazla para ödemiş. Türk özel sektörü, bu paraları nereden ödedi? Bizden ödemedi. Türk reel sektörü, bilançosundaki kaynaklarıyla yabancı finansörlere borç ödediğine göre, bizim reel sektörü finanse edip etmediğimiz çok net ortada” dedi. Özince, “kriz dönemi ve sonrasında reel sektörde kârlılıklar düşerken, bankaların çok fazla kâr ettikleri” yönündeki eleştirilerle ilgili de, “Bankacılık dışında kâr eden yok söylemi asla doğru değil. Bankacılığın dışında kâr eden olmasa, hiçbir kredi kararına imza atmam. Bu konuda veriyle konuşalım. Halkı, özellikle genç toplumu bilgisizliğe mahkum etmeyelim” diye konuştu.