Tecavüz edildikten sonra boğularak öldürülen Cansu Kaya davasının 4. duruşması Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Cansu Kaya’nın suda boğularak öldüğü otopsi sonuçlarına yansıdı. Raporda ayrıca cinsel taciz bulgularına rastlanılmadığı da belirtildi. Kaya’nın avukatları otopsi raporunun yeniden değerlendirilmesi talebinde bulunurken, sanıkların Özgecan Aslan davasının emsal kabul edilerek yargılanmasını talep etti. Dava, Adli Tıp Kurum raporunun eksik olduğu gerekçesiyle Ocak ayına ertelendi.
Ortaca ilçesindeki Dalyan Kanalı'nda cesedi bulunan Cansu Kaya'nın öldürülmesiyle ilgili davanın 3’üncü duruşması yapıldı. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, "kasten öldürme", "cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından yargılanan tutuklu sanıklar M.P.Ç.(17) ve Necati D.(24) katıldı. Ayrıca öldürülen Cansu Kaya'nın babası Osman, ablası Burcu Kaya, tarafların avukatları ile İstanbul, İzmir ve Muğla'daki Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcileri de salonda hazır bulundu.
Duruşmada, Cansu Kaya'nın İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelen otopsi raporu okundu. Raporda, Kaya'nın suda boğulma sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. Mahkeme başkanının rapora ilişkin söz verdiği maktulün babası Osman Kaya, raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek rapora itiraz etti. Raporla ilgili mahkeme başkanına itiraz dilekçesi veren müşteki avukatı Fatma Gül Evren, hazırlanan raporda teknik anlamda hiçbir gözlem yapılmadığını iddia ederek: “Sadece fotoğrafa bakılarak gözlem yapılmıştır. İç ve dış bulgular göz ardı edilmiştir.” dedi.
Rapora itiraz
Müşteki avukatı Fatma Gül Evren, itiraz ettikleri raporun, üniversiteden bir bilirkişi tarafından incelenmesini ve Yüksek Sağlık Şurası'na gönderilmesini isteyerek, “Bu raporu kabul etmiyorum. Sadece şüphelilerin ifadelerine başvurmuşlardır.” dedi.
Müşteki avukatlarından Berna Babaoğlu Ulutaş da “Raporda maktulün iç organlarının normal ağırlıkta olduğu belirtiliyor. Ancak, suda boğulan birisinin akciğerleri sıvıyla şişmiş olması gerekir" diyerek hazırlanan rapora itiraz ettiklerini belirtti.
Müşteki avukatların iddialarına cevap veren sanık avukatları, Cansu Kaya'nın tatlı suda boğulduğu için ağzında "mantar köpüğü" bulunmadığını, vücudun tatlı suyu atması nedeniyle de organların normal ağırlığında olduğunu savundu.
Daha sonra mahkeme başkanı, sanık Necati D.'ye 18 Haziran tarihinde cep telefonundan "İpek" isimli bir kişi ile mesajlaştığı konulara ilişkin sorular sordu. Necati D. ise belirtilen tarihte gözaltında olduğunu, cep telefonunun da ailesinde olduğunu belirtti. Mahkeme başkanının, internet arama motorundan "17 yaşındaki birisinin cinayetten kaç yıl ceza alır?" şeklinde arama yaptığına ilişkin sorusunu diğer sanık M.P.Ç, "Jandarmadaki ilk ifademin ardından suç üzerime kalır korkusuyla ne kadar ceza alırım diye merak etiğim için araştırma yaptım." şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti duruşmayı, sanıkların tutukluluk halinin devamına, yeniden adli tıp raporu hazırlanması ve yeni tanıkların dinlenmesi için 15 Ocak 2016 tarihine erteledi.
Kadın Platformu'ndan protesto
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, duruşma sonunda Fethiye Adliyesi önünde kadın cinayetlerini protesto etti. Cansu Kaya'nın babası Osman Kaya'nın da katıldığı protesto gösterisinde, ellerinde "Kadın cinayetlerinde indirimler uygulanmasın" yazan pankart ile kadın cinayetlerine kurban giden kadınların fotoğrafının bulunduğu dövizler taşıyan gruptakiler, bir süre slogan attı.
“Özgecan davası örnek alınsın"
Grup adına basın açıklamasını okuyan Miray Demir, Özgecan Aslan davasından çıkan sonucun tüm kadın cinayetlerinde örnek alınması gereken karar olduğunu ifade ederek Cansu Kaya davasının takipçisi olduklarını belirtti. Kaya'nın ölümünü kaza olarak sunmaya çalışan sanıkların, hak ettikleri cezayı alana kadar davayı izlemeye devam edeceklerini belirten Demir, "Dün Tarsus'ta görülen Özgecan Aslan davasında nasıl katillere hiç bir ceza indirimi uygulanmadıysa, bunun bütün kadın cinayetlerinde aynı bu şekilde işlemesi gerektiğini savunuyoruz" diye konuştu.
Baba Osman Kaya ise İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan verilen raporun yeniden değerlendirilmesini istedi. Raporun daha önceki raporlarla çelişmesini yanlış bulduğunu vurgulayan Kaya, en kısa sürede davanın sonuçlanarak sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.
“Cansu Kaya boğularak vefat etmiştir"
Sanık avukatı Ali İncesu ise şunları söyledi: “Bu verilmiş rapor açıkça söylemektedir ki Cansu Kaya suda boğularak vefat etmiştir. Bu aşamada itirazlar tabii ki değerlendirilsin. Biz bundan kaçmıyoruz. Çünkü her dosyada her şekilde adaletin yerini bulmasını amaçlıyoruz. Bizim bu dosyada alınan raporlar bizim günden güne masumiyetimizi ispat etti. Masumiyet ispatlanmaz, suçluluk ispatlanır iddia makamında. Ama biz bu dosyada suçsuzluğumuzu, masumiyetimizi her geçen raporla ispatlıyoruz.”