Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) 7 Haziran'da görev süresi dolacak 11 üyesinden 7'sini, ilk kez TBMM belirleyecek.
Toplam 118 aday adayının başvurduğu HSK üyeliği için ilk oylama Perşembe günü TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu'nda yapılacak.
Gerek komisyon, gerekse Genel Kurul'daki oylamada üyelik seçimi için nitelikli çoğunluk arandığından, iktidar ve muhalefet arasında adaylar arasında uzlaşma sağlanamazsa, üyelerin "kurayla" belirlenmesi olasılıklar arasında.
Adayların seçime katılma yeterliliğini incelemek için oluşurulan alt komisyon da raporunu tamamlayarak, TBMM Başkanlığı'na sundu.
Alt komisyonun CHP ve HDP'li üyeleri ise bazı adayların referans olarak "AKP'li veya MHP'li olmayı" gösterdiğini belirterek, bu durumun yargı etiğine aykırı olduğu, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşüreceği gerekçesiyle komisyon raporuna muhalefet şerhi koydu.
13 üyeden oluşan HSK'nin başkanı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile doğal üyesi Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz dışındaki 11 üyesinin görev süresi 7 Haziran'da sona erecek.
2017'de yapılan anayasa değişikliği doğrultusunda HSK'nın 7 üyesi ilk kez TBMM tarafından seçilecek, 4 üye ise doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
Anayasa uyarınca TBMM tarafından seçilecek yedi üyenin üçü Yargıtay'dan, üçü yüksek öğretim kurumlarının hukuk dallarında görev alan öğretim üyeleri ve avukatlar arasından, biri de Danıştay üyeleri arasından seçilecek.
İktidar ve muhalefet uzlaşamazsa kuraya kalabilir
Anayasa'ya göre HSK üyeliği için ilk seçim 52 üyeli TBMM Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyonu tarafından yapılıyor.
İlk kez seçim yapılacağı için de komisyonda alınacak kararlar ve izlenecek yöntem de "teamül" niteliğinde olacak.
Anayasa uyarınca, komisyon her bir üyelik için üç aday belirleyecek ve toplamda 21 ismi, TBMM Genel Kurulu'na aday olarak gönderecek.
Komisyonda gizli oyla yapılacak seçimlerde adaylar, üye tamsayısının üçte ikisi, yani 35 üyenin oyuyla belirlenecek.
Eğer ilk turda sonuç alınamazsa, ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu, yani 31 üyenin kabul oyu aranacak.
Eğer bu turda da hiçbir aday yeterli oyu alamazsa, en çok oyu alan iki aday arasından kurayla üye adayı belirlenerek Genel Kurul'a sunulacak.
Ancak komisyonda MHP ve AKP'nin 30, muhalefetin de 22 üyesi bulunuyor ve iki taraf da tek başına üye belirleyecek çoğunluğa ulaşamıyor.
Genel Kurul'da da, komisyondaki oylamadaki gibi oylama yapılacağı için iktidar ve muhalefet partilerinin sandalye sayısı tek başlarına üye belirlemeye yetmiyor.
Bu nedenle de iktidar ve muhalefet arasında Genel Kurul'a sunulacak adayların uzlaşmayla belirlenmesi için görüşme trafiği yürütülüyor.
Kulislere yansıyan bilgilere göre muhalefet üç üyenin kendileri tarafından belirlenmesini isterken, iktidar CHP ve İYİ Parti'ye iki üyelik önerdiği için henüz uzlaşma sağlanamadı.
Bu nedenle bugün yapılması planlanan komisyon toplantısı Perşembe gününe ertelendi. Eğer uzlaşma sağlanamazsa, üyelerin kurayla belirlenmesi gündeme gelecek.
CHP ve HDP'den muhalefet şerhi
TBMM'de ilk kez HSK üyeliği seçimi yapılacağı için bu konuda usül ve esasları belirlemek, aday adaylarının, gerekli koşulları taşıyıp taşımadığını incelemek için 28 Nisan'da Karma Komisyon bünyesinde bir alt komisyon kuruldu.
AKP'den Abdullah Güler, Yılmaz Tunç ve Emine Zeybek, CHP'den Levent Gök ve HDP'den Abdullah Koç'tan oluşan alt komisyon çalışmalarını tamamlayarak raporunu TBMM Başkanlığı'na dün sundu.
Alt Komisyon, üç üyenin başvurusunu, adaylık için yeterli koşulları taşımadığı gerekçesiyle reddetti.
CHP'li Komisyon üyesi Levent Gök ile HDP'li Abdullah Koç ise komisyon raporuna muhalefet şerhi koydu.
CHP'den "yargı etiği" uyarısı
CHP'li Gök, muhalefet şerhinde, yargı etik ilkelerini anımsatarak, bazı üyelerin geçmişte siyasi partilerden milletvekili adayı olması ve bazı sosyal medya paylaşımları nedeniyle adaylıklarının uygun olmadığı yönünde görüş bildirdi.
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkkındaki Kanun uyarınca hakim ve savcıların milletvekili ve yerel seçimlerde aday, aday adayı olmaları halinde yeniden mesleğe dönüş olanağı tanınmadığına işaret eden Gök, HSK'ya üye seçilecek, hakim ve savcı kökenli olmayan isimlerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Yargıya olan güvenin yüzde 30'lara düştüğünü anımsatan Gök, şu görüşlere yer verdi:
"Bu nedenle HSYK adaylığı için başvuran, halen yargı mensubu olmayan adayların da hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi uyarınca adaylıktan önceki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği açıktır."
Komisyonun görevini liyakati ve tarafsızlığı hiçbir tereddüt uyandırmayacak, yargı makamının itibarını koruyacak ve yargıya güveni artıracak üyelerinin belirlenmesi olduğunu belirten Gök şöyle devam etti:
"Bu değerlendirmelerin çerçevesinde, adayların bir kısmının niteliklerinin, kendi adaylık başvurusunda bulunurken özgeçmişlerinde dayandıkları referanslar, milletvekili adaylıkları, sosyal medya paylaşımları, etik değerlere aykırı görüntülerle kamuoyunda tartışmalara neden olmaları dikkate alındığında yargı etiği ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, komisyonumuzun yargı etiği ilkeleri ışığında adaylıkları bu yönden de değerlendirmesi gerektiğini arz ederim."
Gök'ün muhalefet şerhinde yer almamakla birlikte, aday olan ya da sosyal medya paylaşımları nedeniyle 24 adayın başvurusuna itiraz ettiği öğrenildi.
HDP:AKP ve MHP'li olmak referans olarak gösterildi
HDP'li Alt Komisyon Üyesi Abdullah Koç ise Cumhurbaşkanı tarafından atanan Adalet Bakanı ve Yardımcısı ile diğer 4 üyenin de Cumhurbaşkanı tarafından seçildiğine işaret ederek, Kurul'un "bir memur kuruma" dönüşmesine yol açtığını vurguladı.
Komisyon ve Genel Kurul'da iktidar ve muhalefet partilerinin, ilk iki turda tek başına aday seçmek için gerekli çoğunluğu sağlayamadığına işaret eden Koç, bu durumun da siyasi partiler arasında uzlaşmayı zorunlu kıldığını vurguladı.
Tarafsız ve bağımsız bir üst kurul seçilmesi için üyelerin liyakat esasına göre belirlenmesi gerektiğini belirten Koç, başvuran bazı adayların referans olarak "AKP ve MHP'li olmayı" gösterdiğine işaret etti.
Koç, şu görüşleri dile getirdi:
"HSK seçimleri bu haliyle siyasi partilere fazlasıyla angaje olmuştur. Adaylık için siyasi partilerden özellikle AKP'li ve MHP'li olmanın referans gösterilmesi yargı erkinin tarafsızlığına ve bağımsızlığına gölge düşürecektir. Bu bağlamda bu şekildeki yapılacak olan bir seçim sistemi ile aday tercihi yapılacak olması, oluşturulacak olan üst kurulun parti devletine hizmet etmekten öteye gidemeyeceğini öngörmek mümkündür."