T24 Dış Haberler
Şu anda 33 yaşında olan Saleh Ahmed Handule Ali'nin İngiltere'de süresiz kalma izni olduğu, ancak İçişleri Bakanlığı'nın kayıt tutmadığı iddia edildi.
2008 yılında henüz ergenlik çağındayken İngiltere'yi tatil için terk eden sığınmacı, kıdemli yargıçlar ve hukuk insanları tarafından "olağanüstü" olarak nitelendirilen bir dava nedeniyle son 16 yıldır Doğu Afrika'da mahsur kaldı.
Saleh Ahmed Handule Ali, annesi ve Somali'den iki küçük kardeşiyle birlikte Nisan 2000'de 9 yaşındayken İngiltere'ye geldi. Birleşik Krallık hükümeti tarafından mülteci statüsü verilen Ali, süresiz oturma izni aldı. Ali'ye 2004 yılında mülteci sözleşmesi kapsamında 10 yıl geçerli bir seyahat belgesi verildi.
2008 yılında Ali'ye tüberküloz teşhisi konulduğu ve aynı yılın Aralık ayında sıcak iklimin iyileşmesine yardımcı olacağı umuduyla kısa bir tatil için Cibuti'ye gitmeye karar verdiği anlatıldı.
Cibuti'ye vardıktan bir süre sonra seyahat belgesini kaybetti ve Bristol'de yaşayan ailesinin yanına dönemedi. Cibuti'de İngiliz büyükelçiliği bulunmadığından komşu Etiyopya'ya geçen Ali, Addis Ababa'ya vardığında büyükelçilikten yardım almak için girişimlerde bulunduğunu ancak başarılı olamadığını söyledi.
İçişleri Bakanlığı'nın, kendisine mülteci olarak Birleşik Krallık'ta süresiz kalma izni verdiğine ilişkin veri tabanında kayıt tutmadığı ortaya çıktı. Ali'nin o tarihten beri belgesiz olarak Etiyopya'da mahsur kaldığı belirtildi.
Annesi, oğlunu eve geri getirmesi için bir avukat tutmak üzere birkaç yıl boyunca para biriktirdiğini söyledi. Haziran 2015'te, İçişleri Bakanlığı giriş izni görevlileri Ali'nin Birleşik Krallık'a dönmesine izin vermedi. Aile, göçmenlik mahkemesinin birinci kademesine ve üst mahkemesine itirazda bulundu ancak itirazları reddedildi.
Ali'nin Etiyopya'da belgesiz durumda ve kıt kanaat geçindiği, yoksul bir yaşam sürdüğü ve çalışamadığı, annesinin ona gönderdiği parayla hayatta kalmaya çalıştığı belirtildi.
Annesi Shamis Dirya Guardian'a verdiği demeçte,"16 yıldır oğlumu kaybettiğim için ağlıyorum. İçişleri Bakanlığı'nın onu bize geri getirmesini istiyoruz. Ama bizi dinlemiyorlar. Telefonda konuştuğumuzda ben ağlıyorum, o da ağlıyor. Son üç aydır telefonu yoktu, bu yüzden onunla konuşmak zordu. Bazen onun hayatta olup olmadığını bile bilmiyoruz. İlkokulu burada okudu, liseyi burada okudu. Kısa bir tatil için Cibuti'ye gitti." diye konuştu.
Ali'yi temsil eden Pristine Law'dan avukat Khalid Khashy şunları söyledi: "Müvekkilimiz, Birleşik Krallık'taki evine ve ailesine dönme umuduyla Afrika ülkeleri Cibuti ve Etiyopya'da yaşarken, akıl sağlığı ve yoksulluk da dahil olmak üzere anlaşılır bir şekilde çok büyük acı çekti. Maalesef çilesi bitmedi, konu yeni bir karar için üst mahkemeye geri gönderildi, bu da aylar sürebilir. Masraflardan ve gecikmelerden kaçınmak için İçişleri Bakanlığı'nın bu durumu kabul etmesi ve samimi bir özür dileyerek kendisine giriş izni vermesi umulmaktadır."
Bir İçişleri Bakanlığı sözcüsü şunları ifadelere yer verdi: "Bireysel vakalar hakkında rutin olarak yorum yapmamamız uzun süredir devam eden bir hükümet politikası meselesidir."