Yeşilçam'ın usta oyuncusu Tarık Akan 2 Eylül 2016'da hayatını kaybetti. Eşi Acun Günay, 2 yıl önce aramızdan ayrılan Akan için, "Hayat devam eder diyorlar ama etmiyor işte. Sadece nefes alıyorum... Çok zor geçiyor günler. Zaman ilaçtır diyorlar ama değil. Sanki dün kaybetmiş gibiyim onu. Her şeyimmiş meğer. Gün geçtikçe acı hiç eksilmiyor hep artıyor. Çok zor..." dedi.
Cumhuriyet gazetesine konuşan Akan'ın yakınlarının mesajları şöyle:
Barış Üregül
İnanması zor ama babamı kaybedeli iki koca sene geride kalmış. Her gün Babamın 1991 yılında kurduğu ve kurduktan sonra emeğinin çoğunu harcadığı Taş Mektep’e gittiğimde; Türkiyenin en donanımlı en başarılı ve ülkesine en çok katkı sağlayan mezunları veren bir kurumu, sanatçı kimliğininde ötesine geçerek hayata geçirmiş olmasına şaşkınlık ve büyük hayranlık duyuyorum. İşte bu Taş Mektep’in yüzlerce mezunu, öğretmenleri, biz ailesi ve babamın kurucularından olduğu Nâzım Hikmet vakfıyla beraber 16 Eylül Pazar günü saat 14.30’da babamı Bakırköy Zuhuratbaba mezarlığındaki mezarı başında anacağız, gelebilen herkesi orada görmekten büyük mutluluk duyarız.
Nur Sürer
Ne hastalık ne ölüm Tarık Akan’a yakışmadı. Bazı insanlar vardır ölümlü olduğunu düşünmezsiniz. Tarık da benim için öyleydi. 1983 yılında tanıştım, 3 filmde oynadık birlikte. Hikâyeler içinde kiminde sevgiliydik kiminde arkadaş. Çalışması uzun süren zorlu filmlerdi...
Tarık hem çocuk kadar masum hem ağabey, hem arkadaş, hem bütün ekipten sorumlu biri oldu gözümde. Çünkü ben onunla artık toplumsal filmlere dönüş kararından sonra birlikte çalıştım... Bebek yüzlü bir yakışıklıdan sinema için en güzel işleri yapma sorumluluğu almış bir kahramandır benim için. Bakın üçüncü yıla giriyoruz ne yazık ki... Tarık Akan’ı uğurlayacağımız gün törene giderken birkaç kişiye rastladım yolda biz de gelebiliyoruz değil mi diye sordular tabii tabii dedim. O hepimizin Tarık Akan’ıydı
Nebil Özgentürk
Tarık Ağabey’in erken ölümünün ardından 2 yıl geçti.. Ardından tabii ki çok gözyaşı döküldü, bir halk kahramanı olarak yüreklere yerleşti... Ancak her ölüm yıldönümünde daha bir eksikliği hissediliyor ve sarsıyor sevenlerini.. Öyle bir eksiklik ki.. Aktör olarak deyim yerindeyse “bin yıl”a kalacak bir değer taşıyordu Tarık Akan.. Yurttaş olarak çok cesur ve kararlıydı, Silivri’de dipçiklerin, Gezi’de panzerlerin üstüne gidecek kadar ve ender bulunan.. Tutkuluydu, vefalıydı, sevdiklerine. Sonsuz bağlıydı başta Mustafa Kemal Atatürk tüm kuruculara, Cumhuriyete.. Bir Nâzım hayranıydı ki ömrünü bağışlayacak kadar.. 45 yıllık meslek ömrüne mucizevi dönüşüm sığdırmış, binbir renkli bahçe işlemiş Tarık Akan’ımız için biliyorum ki üzerine tezler, araştırmalar yapılacak... Filmleri döne döne oynayacak..
Yaşamını anlatan ne varsa genç kuşak oyuncuların çıkış noktası olacak... Ve Tarık Akanbin yıla kalacak... Hayatı terk etmesinin ardından, ışığıyla, biriktirdiği sevgiyle kalanlara umut verendir.. Tarık Akan, öldüğünde kalandır... Hele ki pespayeliklerin gittikçe arttığı bir dönemde eksikliğini çookkkkk ama çok hissediyoruz Tarık Usta’nın..
Müjdat Gezen
Benim için ağır bir kayıptı, hep eksikliğini hissettim ve hissedeceğim. Tarık Akan iyi bir oyuncu ve iyi bir insandı. Bazı insanlar önemlidir ama hiç değerli değildir, Tarık ise hem önemli hem de değerliydi. İlke adamıydı, düşüncelerinin arkasında durmayı bildi. Tarık’ın unutulduğunu zannedenler cenazesinde şaşkınlığa uğradılar. Unutulmaz böyle insanlar...
Ataol Behramoğlu'ndan Akan'a
Onu bir şeye benzet deseler
Derdim ki farksızdı yanardağdan
Dışardan sakin, dingin, suskun
İçi ateşle dolup taşan
Yurduna duyduğu sevgiydi o ateş
Çocuklara,aşka, özgürlüğe
Ve devleşen bir yangın alevi
Tel örgüler önünde
Kardeşim, yoldaşım, arkadaşım
Anın hep capcanlı kalacak senin
En önde olacaksınız Deniz’le birlikte
Kurtuluş şöleninde Türkiye’nin