Hıdır Geviş
Bu Pazar’dan itibaren Taraf gazetesindeki köşemi halka açıyorum. Mizah yaptığımı düşünüyor olabilirsiniz ama ben çok ciddiyim. Halk derken kendi okurlarımı ve sosyal medya üzerinden tanışıp, ilişki geliştirdiğim ve hayatıma kattığım insanları kastediyorum.
Bir yazar olarak haftanın 3 günü Taraf’daki pop-up adlı köşemi işgal ediyorum. Bir insanın tek başına kendi algısının yarıçapı bellidir. Peki bu çap genişletilemez mi… Bunun için bir formül düşünürken, yurttaş gazeteciliği kavramı bana ilham verdi. Farklı yerlerde farklı işler yapan, farklı ilgi alanlarına sahip, zeki ve analitik düşünebilen insanlar var. Onların birikimlerinden, gözlemlerinden, değerlendirmelerinden, kültürel zenginliğinden yararlabilir ve böylece köşemde bir içerik zenginliği sağlayabilirdim.
Sonunda kararımı verdim. Dünyanın farklı kentlerinde yaşayan tanıdıklarımdan, o kentlerde olup biten her şeyle ilgili özlü değerlendirme yazıları alacağım ve kendi köşeme ekleyeceğim. Bu Pazar Kahire’de yaşayan bir okurumun katkısıyla bu uygulamayı başlatıyorum.
Aslında a haber televizyonunda yayımlanan ‘Benim Adım Hıdır’ adlı programımda, benzeri bir uygulamayı zaten yapıyordum. Öyle zaman oluyordu ki tek bir programda 6 ayrı dünya kentine skype’la canlı bağlanıp, o kentin gündemiyle ilgili bilgi alıyordum. Farklı dünya kentlerinde yaşayan 200 kişiden oluşan bir network listem vardı. Onlar arasında bağlantı kurduklarımın çok azı gazeteci, geri kalanı farklı meslek dallarından insanlardı. Ancak onlara doğru ve yerinde sorular sorduğunuzda profesyonel bir muhabir kadar verim alabiliyorsunuz.
A haber’deki programım yayından kalktı. Ancak benim başlattığım bu geleneği şimdi CNNTürk’de Cüneyt Özdemir başarıyla sürdürüyor.
Aslında her iki uygulamada da bana yol gösteren, Yurttaş gazeteciliği akımıydı. Batıda yeni bir tren. Önce bloglarla başladı, sonra küçük girişimcilerin ve kar amacı gütmeyen grupların geliştirdiği yeni modellerle devam etti. Şimdi CNN I Report ile, AP haber ajansı Now Public ile ve yahoo contributor news ile bu akıma kendilerini entegre etmeye çalışıyorlar.
Yurttaş gazeteciliğin temel felsefesi, her yurttaşı bir gazeteci olarak kullanmak. Mobil teknolojiler ve internet buna olanak sunuyorç Siz bir gazeteci olarak her zaman her yerde bulunamazsınız ama orada olan muhakkak birileri vardır ve siz imkan tanırsanız o birileri sizinle çektikleri video, foto ve bilgileri paylaşabilirler.
Nitekim ben Yurttaş gazeteciliğini Twitter’da uygulamıştım ve bu Türkiye’de ilk yurttaş gazeteciliği uygulamasıydı. Tokyo, New York, Bingazi ya da Kahire’de ani bir gelişme yaşandığında, hemen Twitter üzerinden, orada yaşayan bir kullanıcı bulup, onunla gelişmelerle ilgili interaktif, başka kullanıcıların katılımına açık röportajlar yapıyordum. En sıcak gelişmeler 1. elden ve en hızlı biçimde Twitter’dan alabiliyordum.
Sosyal medya, televizyon derken şimdi yurttaş gazeteciliğini, düzenli olarak yazdığım Taraf gazetesindeki köşemde uygulamaya çalışacağım.
Özellikle alternatif medya için içerik sağlamanın en düşük maliyetli yolunun yurttaş gazetecilik olduğunu düşünüyorum. Medyanın demokratikleşmesinin, merkeziyetçi yapısını kırıp yerelleşmesinin ve yatay bir iletişimin sağlanması için de yurttaş gazeteciliğine ihtiyaç var… Büyük medya kuruluşları için de çok büyük fırsatlar içeriyor. İşte medyayı bu sürece hazırlamak için biz Bahçeşehir Üniversitesi’nde bir eğitim programı başlattık. Detayları bu linkten ulaşabilirsiniz http://busem.bahcesehir.edu.tr/program/detay/link/yurttas_gazeteciligi