Dünya

Taliban'ın Afganistan'da iktidarı ele geçirmesinden bu yana yüzlerce kadın öldürüldü; yarısının sorumlusu doğrudan Taliban yetkilileri

İktidarın ele geçirilmesinin üçüncü yıldönümünde yapılan analiz, rejim yetkililerinin rapor edilen toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarının yarısından fazlasına karıştığını ortaya koyuyor

15 Ağustos 2024 11:43

T24 Dış Haberler

Taliban'ın iktidarı ele geçirmesinden bu yana erkekler tarafından öldürülen 300'den fazla Afgan kadın vakası, Afganistan'daki toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin gerçek boyutu söz konusu olduğunda sadece buzdağının görünen kısmı.

Centre of Information Resilience'ın Afghan Witness isimli projesindeki açık kaynak araştırmacıları, Taliban'ın 15 Ağustos 2021'de Kabil'i ele geçirmesinden bu yana bildirilen 332 kadın cinayeti vakasını kaydetmek için sosyal medya ve haber sitelerini taradı.

Kadınlara yönelik cinsel ve fiziksel şiddet seviyesine ilişkin veri toplamaya çalışan ilk girişimlerden biri olan analiz, Afghan Witness'ın veri toplamaya başladığı 1 Ocak 2022'den bu yılın 30 Haziran'ına kadar 840 kadın ve kız çocuğunun cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldığını ortaya koydu.

Rapor edilen vakaların yarısından fazlasından Taliban yetkililerinin sorumlu olduğu belirtildi. Taliban tarafından işlendiği iddia edilen suçların analizi, zorla evlendirme, cinsel kölelik, saldırı ve tecavüz dahil olmak üzere 115 cinsel şiddet vakasını ortaya çıkardı.

Diğer 73 olay, cinsel olmayan şiddet ve işkence ile ilgiliyken 113'ü rejimin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik baskıcı politikalara karşı geldikleri için tutuklandıkları bildirilen kadınlarla ilgiliydi.

Afgan Witness'ın proje direktörü David Osborn, “Topladıklarımız buzdağının sadece görünen kısmı. Afgan kadınların konuşması ve bizim de cinsiyete dayalı şiddeti ve Taliban yönetiminin kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkisini belgelememiz giderek daha da zorlaşıyor” dedi.

BM tarafından geçen aralık ayında yapılan bir ankete katılan Afgan kadın ve kız çocuklarının yüzde 76'sı Taliban'ın iktidarı ele geçirmesinden bu yana ruh sağlıklarının “kötü” ya da “çok kötü” olduğunu belirtmiş ve yaşadıkları travmanın bir sonucu olarak uykusuzluk, depresyon, anksiyete, iştahsızlık ve baş ağrısı yaşadıklarını ifade etmişlerdi.