Gündem

Taksim'de her köşebaşı polis: Cumartesi Anneleri'ne yine yasak!

Polis, annelerin geçen haftaki eylemine müdahale etmişti

01 Eylül 2018 13:37
Fatih Karagülle

Kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri’nin 701’inci haftasında düzenlemek istedikleri oturma eylemi 700'üncü haftada olduğu gibi engellendi. 

Polis, Galatasaray Meydanı'na çıkan tüm yolları kapattı. İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı'na TOMA konuşlandırıldı. Hazzopulo Pasajı da polisler tarafından kepenkleri indirilerek kapatıldı. Cumartesi Anneleri'nin eylem yaptığı alanda çevik kuvvet polisinin oturarak bekletilmesi dikkati çekti. Cumartesi Anneleri'nin engellenen yürüyüşü sırasında şunlar yaşandı:

701. haftada İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde toplanan Cumartesi Anneleri'nin yanına gelmek isteyen CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve beraberindeki heyetin girişine izin verildi.

Kayıp yakınları İHD şubesi önünden Galatasaray Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Kısa süre sonra Büyükparmakkapı Sokak'ta polisin müdahalesi ve engellemesiyle karşılaşan kayıp yakınları burada oturma eylemi yaptı. Basın açıklaması da yapan kayıp yakınları, "701 haftadır gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi arıyor ve kaybedenlerden hesap soruyoruz. 701 haftadır; kayıplarımızın akıbeti açıklanmadığı için, mezar yerleri gizlendiği için, suçlular bilinmelerine rağmen cezalandırılmadıkları için buradayız" dediler. 

Basın açıklamasının yapıldığı sırada polis, "İstanbul Polisi konuşuyor. Dağılmazsanız müdahale edeceğiz" anonsu geçti.

Polis şefinin eylemin yasal olmadığını söylemesi üzerine kayıp yakınları, Anayasa'ya aykırılığın söz konusu olmadığı cevabını verdiler. Polisin yasağın tebliğ edildiğini söylemesi üzerine kayıp yakınlarından böyle bir tebligat alınmadığı cevabı geldi. Polis şefi bunun üzerine telsizle anons geçerek tebligat metninin getirilmesini söyledi. 

O sırada İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon imzasıyla şu açıklama yapıldı:

"701 haftadır gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi arıyor ve kaybedenlerden hesap soruyoruz. 701 haftadır; kayıplarımızın akıbeti açıklanmadığı için, mezar yerleri gizlendiği için, suçlular bilinmelerine rağmen cezalandırılmadıkları için Galatasaray’dayız.

701 haftadır; hak talep edenlere yönelmiş her türden şiddeti bertaraf etmekle ve adaleti sağlamakla görevli olan devletin, kendi yarattığı inkar, baskı ve şiddet ortamında hukuka, hakikate ve adalete ulaşamadığımız için Galatasaray’dayız.

701 haftadır; eksilmeyen yasımız, bitmeyen bekleyişimiz, tükenmeyen umudumuz, solmayan karanfilimizle Galatasaray’dayız. 

Şırnak’a bağlı Rezuk Mezrası’nda yaşayan 32 yaşındaki 4 çocuk babası Mehmet Ertak, bölgedeki bir kömür ocağında işçi olarak çalışıyordu. 

Mehmet Ertak, daha önce 2 kez gözaltına alınarak ağır işkenceler gördükten sonra serbest bırakılmıştı. 20 Ağustos 1992 tarihinde aynı iş yerinde çalıştıkları 3 akrabası ile birlikte işten eve dönmek üzere yola çıktı. Bindikleri araç kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durduruldu. Kimlik kontrolü sırasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Beraberinde bulunan 3 akrabası Mehmet Ertak’ın gözaltına alındığına, 6 kişi de gözaltında işkence edilirken gördüğüne tanıklık etti.

Baba İsmail Ertak savcılığa başvurdu, tanıklar gördüklerini savcıya anlattı. Olay soru önergeleriyle Meclis'e taşındı. Ancak ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Mehmet Ertak'ın gözaltına alındığı inkâr edildi.

Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde "sorgu elemanı" olarak çalışan Jitem personeli Murat İpek, 1997 yılında yaptığı itiraflarında; "Mehmet Ertak'ı Şırnak Emniyet Müdürlüğü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan'ın emriyle öldürüp gömdük" dedi. Yaptıkalrı tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan'ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi.

İç hukukta sonuç alınamayan dosyayı Avukat Tahir Elçi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı. Avrupa insan Hakları Mahkemesi, Mehmet Ertak'ın gözaltında ölümünden ve bedeninin kaybedilmesindne hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet yetkililerinin neden olduğu sonucuna vararak Türkiye'yi oy birliği ile mahkum etti.

Toplumsal hafızamızda yer etsin diye bir kez daha açıklıyoruz: Mehmet Ertak'ın kaybedilmesinden dönemin, Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş, Terörle Mücadele Şube Müdürü Mehmet Kaplan, Şırnak Tugay Komutanı Mete Sayar, OHAL Valisi Ünal Erkan sorumludur.

Mehmet Ertak'ın akıbeti açıklanıncaya ve onu kaybedenler evrensel hukuka uygun oalrak yargılanıncaya kadar bu dosya bizim için kapanmayacak.

Bu davanın avukatı Tahir Elçi de Mehmet Ertak gibi katledildi ve 143 haftadır dosyasında hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Mehmet Ertak ve Tahir Elçi için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!"

Basın açıklamasının ardından Cumartesi Anneleri İHD binasına geri dönerek eylemlerini sonlandırdı.  


Polis, annelerin 700. hafta eylemine de müdahale etmişti. 

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İstiklal Caddesi'nde Cumartesi Anneleri'ne eylem izni verilmeyeceğini belirterek,  "İstiklal Caddesi gibi yerlerde eylemlere asla müsaade edilmeyecek. Eylemi AK Parti bile düzenliyor olsa müsaade edilmeyecek" demişti.

TIKLAYIN: Cumartesi Anneleri'nin 700. haftasına yasak!