Montrö’den gelen ilk haberlerde, çıkmaz yolda gibi görünen Suriye barış görüşmelerinde ilerleme sağlanacağının ilk umutları yeşermişti. BM Suriye Özel Temsilcisi El Ahdar el-İbrahimi, kadınlar ve çocukların çatışmaların devam ettiği, abluka altındaki Humus kentini terk edebileceklerini, çatışan iki tarafın da bunu onayladığını açıklamıştı. Ancak muhalifler pek de aynı görüşte değil. Cenevre’deki muhalif heyetten Enes Abdi, sivillerin tahliyesi talebinin kendilerinden gelmediğini vurgulayarak, bunun kendi çıkarlarına da olmadığını belirtti. Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu, Humus kentinden kadın ve çocukların tahliye edilmesinin ardından rejimin burada bir katliama girişmesinden endişe ediyor.
Suriye muhalefeti, çatışmaların devam ettiği bölgelerden sivillerin tahliye edilmesi yerine ablukanın son bulmasını talep ediyor. Ulusal Koalisyon sözcüsü Rafif Jouejati, DW’ye yaptığı açıklamada, “Kente gıda yardımı sevkiyatı yapılacaksa, insanlar niçin buradan tahliye edilsinler ki? Eğer rejim ablukanın sona erdirilmesine ve gıda yardımlarının kente sevk edilmesine onay verecek olursa, o zaman neden kent halkı evlerini terk etmek zorunda kalsın ki? Rejimin sistematik bir biçimde yaptığı şey, insanları aç bırakma taktiği… ‘Ya aç kal, ya da boyun eğ’ diyorlar” şeklinde konuşuyor.
Zürih’ten çatışma araştırmacısı Profesör Albert Stahel bu restleşmenin perde arkasına şöyle açıklık getiriyor: “Bu tabii en alt düzeyde ortak bir çözüm arayışıdır. Bizim örneğimizde Suriye muhalefetinin ılımlı diye nitelenen kanadının Humus'ta güçlü olduğunu ve Cenevre'de temsil edildiğini belirtelim. Bu bir çeşit iletişimdir. Resmi olarak insanî bir eylem söz konusu, ama aslında olay muhalefetin bu kanadı ile Esad rejimi arasındaki iletişimdir.”
Siyasî gözlemciler Humus konusunda varılacak bir uzlaşmanın, barış görüşmelerinin devamındaki daha zorlu müzakereler için olumlu bir sinyal oluşturacağına işaret ediyorlar. Ancak her iki taraf arasında derin bir güvensizlik söz konusu. Muhalifler, Esad rejiminin Humus'taki tüm erkek nüfusun listesinin çıkartılması talebine kuşkuyla bakıyor. BM Özel Temsilcisi El İbrahimi, Esad rejiminin bu taleple siviller arasında silahlı savaşçıların bulunmadığından emin olmak istediğini belirtiyor. Muhalif Jouejati ise bunu kesinkes reddediyor ve bunun Humus’taki erkek nüfusun ölüm fermanı anlamına geleceğini savunuyor.
İsviçreli Profesör Stahel muhaliflerin Humus'taki ret tavrının taktiksel olduğu kanısında. Stahel Esad rejimini olumlu bir konumda gösterecek bir düzenlemenin, Özgür Suriye Ordusu'nun itibarını zedeleyebileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca Humus konusunda varılacak bir anlaşmanın muhalefetteki ılımlılar ve radikaller arasındaki uçurumu daha da derinleştireceğine işaret ediyor.