Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınında Türkiye'nin yaptığı tıbbi yardımlara dikkati çekerek, "Ankara galiba bir ‘revizyon’ ihtiyacı duyuyor ki, 'tıbbi yardım'la durumu düzeltmek istiyor" düşüncesini dile getirdi.
Akyol, "Böyle bir ekonomide virüsün tahribatını kaldırabilmek için muazzam miktarda dış kaynak gerekiyor. 40-50 milyar dolar dış kaynak ihtiyacı olduğu kesin. Uçuyoruz, dünya bizi kıskanıyor ama durum maalesef bu. Dünya ekonomisi de küçülürken bu 40-50 milyar dolarlık dış kaynağı nasıl bulacağız? Virüsün dünya ekonomisindeki tahribatıyla mücadele için IMF 1 trilyon dolarlık fon oluşturdu; 90 kadar ülke başvurdu." ifadesini kullandı.
Akyol, "Fakat IMF muslukların kapatılması, tasarruflu ekonomik program, şeffaflık gibi şartlar koşar, biz bunu istemiyoruz. Fed, dünya ekonomisi canlansın diye 2 trilyon dolarlık swap (para takası) paketi oluşturdu; 14 ülkeyle anlaşma imzaladı. Ankara da başvurdu ama henüz bir gelişme yok. Reuters’a göre, Fed swap anlaşması yapmak için hem merkez bankalarının bağımsızlığına hem rezerv durumuna bakıyor. (10 Nisan) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başkanı 'laf dinlemediği için' görevden alındığı gibi rezervlerini de virüsten önce eritmeye başlamıştı. Ülkelerin içindeki hukuki düzenin kalitesi, kamu kurumların işlevselliği, Merkez Bankasının bağımsızlığı ve ekonomi politikalarının rasyonalist mi popülist mi olduğu meseleleri ne kadar önemli, görüyorsunuz. Buna dış politikayı da eklemek lazım…" görüşünü savundu.
Akyol yazısında şunları kaydetti:
Ankara galiba bir ‘revizyon’ ihtiyacı duyuyor ki, 'tıbbi yardım'la durumu düzeltmek istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Trump’a tıbbi malzemeyle birlikte gönderdiği mektupta şöyle diyor:
“Umuyorum ki önümüzdeki dönemde, Kongre ve ABD basını da salgın sırasında sergilediğimiz bu dayanışmanın da etkisiyle, ilişkilerimizin stratejik önemini daha iyi kavrayacak ve ortak sorunlarımızla ortak mücadelemizin gerektirdiği anlayış içinde hareket edecektir…”
Tıbbi yardım inşallah işe yarar diyelim ama içerideki hukuk, demokrasi, kurumların aşınması ve dış politikada yön karışıklığı gibi asli sorunları çözmemiz gerektiğini hiç akıldan çıkarmayalım.
Yazının devamı için tıklayın