Gündem

SZ: Macaristan'a yaptırım AB'yi bölebilir

Avrupa Parlamentosu'nun Macaristan'a ilişkin yaptırım kararı ve Alman Federal Meclisi'ndeki bütçe görüşmelerinde tansiyonu yükselten atışmalar Alman gazetelerinde öne çıkan konular.

13 Eylül 2018 11:50

Avrupa Parlamentosu, demokrasi kurallarına ve Avrupa Birliği'nin (AB) temel değerlerine uymadığı gerekçesiyle Macaristan hakkında yaptırım süreci başlatılmasını onayladı. Süddeutsche Zeitung Macaristan'ın "yargılanmasının" AB açısından sakıncalı olabileceğine dikkat çekiyor:

"Yaptırım prosedürü başlatılması AB'yi bölünme riskine sokar. AB'den ayrılma adayı olması, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın otokrasi hayallerini daha çabuk gerçekleşmesine yardımcı olabilir. AB'nin bölünmesi için zaten elinden geleni yapıyor. Yaptırım uygulanmazsa Macaristan'ın devlet ideolojisi doğrultusunda AB'yi içerden oymaya devam edecektir. Bu nedenle Macaristan hakkında cezalandırma prosedürü başlatılması şart olmuştur. Daha da önemlisi popülistlerin iyi kötü ayrımını kabul edip ikisini kesin bir şekilde birbirinden ayırmaktır. Orban gibileri yıkıcılıktan güç alırlar. AB ise her zaman yapıcı fikirleri benimsemiştir.”

Badische Zeitung gazetesinin aynı konudaki yorumu ise özetle şöyle:

"Macaristan Başbakanı yerli medyanın eleştirel sorularla canını sıkmasını önledi. Bilimin özgürlüğüne de gem vuruyor ve bilim insanlarının çalışmalarının parti çizgisine uygun olmasına dikkat ediyor. Sivil toplum kuruluşlarının hükümeti eleştirme hakkını da ellerinden aldı. AB bir temel demokratik değerler topluluğu olduğunu kanıtlamak istiyorsa, Macaristan hakkında yaptırım süreci başlatmalıdır. Topluluktaki çeşitliliğin görüş ayrılıklarına yol açması normal karşılanmalıdır. Ancak demokrasi ve hukuk devleti prensipleri haklı nedenlerle tartışma konusu yapılamaz.”

Alman Federal Meclisi'ndeki bütçe görüşmeleri sağ popülist ana muhalefet partisi Almanya için Alternatif (AfD) ile diğer partiler arasındaki sert atışmalara sahne oldu. Neue Osnabrücker Zeitung tartışma kültüründe ölçüye dikkat etmek gerektiğini hatırlatıyor:

"AfD Meclis Grup Başkanı Gauland, kürsüde Chemnitz'deki olaylara işaretle nefretin suç olmadığını söyledi. Ancak birleştirmek değil, bölmek isteyen biri bunu söyleyebilir. Bu sözler aynı zamanda AfD'nin kısmen de olsa radikal sağ partiye dönüşme yolunda olduğunu gösterir. Eski Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Martin Schulz haklı olarak bu gibi siyasilere karşı koymak gerektiğini söyledi. Ama nasıl karşı konulabilir? Schulz gibi öfkeden köpürerek mi, Meclis Başkanı Schäuble gibi münasip bir üslupla mı, yoksa Başbakan Merkel gibi soğukkanlılıkla mı? Sözünü tartma ve ölçülü olma zamanı gelmiştir. Bu ülkede yeteri kadar sürek avı ya da ölümle sonuçlanan saldırılar görülmüştür.”

Rhein-Zeitung gazetesi de siyaset dilindeki radikalleşmenin demokrasiye zarar vereceğini vurguluyor:

"Parlamenterler arasındaki hitabet tarzı endişe verici. Kimileri siyasi karşıtına duyduğu öfkeyi dizginleyemiyor. Gerçi AfD'nin meclisteki kaba retoriğine sert karşılık vermek yerinde. Ancak AfD'ye öfkelenen, kendi sınırlarını da bilmelidir. Eski Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Martin Schulz sağ popülistlere sert ve açık sözlerle yüklendi. Ancak AfD grup başkanına, onun karakteristik sözlerini kullanarak ‘tarihin çöplüğüne atılmalısın' demesi daha önce dile getirdiği isabetli eleştirileri değersiz kıldığı gibi, bumeranga da dönüşebilir. Çok yazık.”

DW, dpa, AFP/AG, HS

© Deutsche Welle Türkçe