Süddeutsche Zeitung (SZ) muhafazakâr koalisyon ortakları arasındaki iltica anlaşmazlığının kişisel rekabete dönüştürülmesini eleştiriyor:
"Hükümeti ve toplumu aşırı derece geren anlaşmazlığın bu kadar tırmandırılmasına gerek var mıydı? Güç denemesi değil de konuya odaklanılsaydı taraflar gerçekleri gözden geçirir ve 2018 Almanyası'nın göç açısından 2015, 2016 ve 2017 Almanyası olmadığını teşhis ederlerdi. İltica başvuruları sürüyor ama sayılar düşüyor. Hükümetin iltica rejimiyle ilgili kararları ve başka ülkelerle yaptığı anlaşmalar iltica gerekçesi olmayanların Almanya'da kalmasına izin vermiyor. Yasaların sertleştirilmesinden korunmaya ihtiyacı olanlar da olumsuz etkileniyor. İltica politikasındaki yanlışlar görüşülmek istenseydi, bu husus da gündeme gelirdi. Ama mevzu bu değil."
Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) Avrupa Birliği'nin iltica politikasında uyum sağlanamaması durumunda ikili çözümler aranması gerektiğini savunuyor:
"Avrupa'ya ortak iltica politikası kazandırmak amacıyla başlatılan çalışmalarda Almanya'nın göçmenleri mıknatıs gibi çekmesi en önemli sorun olarak ortaya çıkıyor. Almanya milli çıkarları Avrupa'ya olan bağımlılık arasında kendine bir orta yol bulmak zorunda. Bulunacak orta yol, AB'nin dış sınırlarında kitleleri karşılayacak altyapının kurulmasını, iltica işlemlerinin hızlandırılmasını ve başvurusu reddedilenlerin derhal geri gönderilmesini de kapsamalıdır. AB'nin dış sınırlarını bekleyen ülkeler bu çözümü ancak mültecilerin büyük bölümünü Almanya'nın kabul etmesi şartıyla kabul edeceklerdir. Bu sistem kontrol, sertlik ve zorunlu ikamete başvurmadan, aynı zamanda da ara sıra sınırları kapatmadan uygulanamaz. AB bünyesinde mutabakat sağlanamaz ise, ikili anlaşmalar yoluna başvurulmalıdır."
Trierischer Volksfreund gazetesi Alman dış istihbarat servisi BND'nin 1999 – 2006 yılları arasında Avusturya'da casusluk faaliyetleri yaptığının ortaya çıkmasını konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:
"Objektif açından bu skandal geçmişte kalmıştır. İki yıl önce BND'nin dost ülkelerdeki istihbarat faaliyetlerini zorlaştıran ve pratik olarak imkânsız hale getiren bir yasa değişikliği yapıldı. Avusturya'daki casusluk faaliyetleri Almanya'da Sosyal Demokrat – Yeşiller, komşu ülkede ise muhafazakâr – sağ popülist koalisyon hükümetlerinin iş başında olduğu döneme rastlamıştı. AB o yıllarda Avusturya'ya bir çeşit parya statüsü vermiş, kirli çocuk muamelesi yapmış ve siyasi boykotla cezalandırmıştı. Acaba bu tutum her türlü yola başvurulmasını haklı gösterebilir mi?"
Tagesspiegel gazetesi Alman dış istihbarat servisine yöneltilen casusluk suçlamalarına şu yorumla değiniyor:
"Peki, sıkıntılı duruma düşen Almanya hükümeti ne diyor? Her zamanki gibi, dış istihbaratın çalışmaları hakkında meclisin yetkili organlarına açıklama yapıldığını söylemekle. Böyle şey olamaz. Bu açıklama hem bahane, hem de kibirlilik izlenimi uyandırıyor. Avusturya'daki istihbarat çalışmalarının Gerhard Schröder'in başbakanlığı sırasında başlayıp 2006 yılında sona erdirildiğini söyleyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmak da yetmez. Gerçekleri açığa çıkarırken kişinin itibarına bakılmaz, diye boşuna söylenmemiş."
DW,afp,dpa/AG,BÖ
© Deutsche Welle Türkçe