Almanya'da bugün Paskalya tatiline denk geldiği için gazeteler yayımlanamadı. Ancak gazetelerin internet portallarındaki yorumların hemen hepsi Türkiye'deki referandum sonuçlarıyla ilgili.
Die Welt gazetesinin Daniel-Dylan Böhmer imzalı yorumu “Erdoğan’ın Bu Zaferi Yenilgidir” başlığını taşıyor. Yorum, “Tüm kanallarda Cumhurbaşkanı, diğer yanda gözü korkutulan kaşı taraf. Buna rağmen seçmenin yarısı ona onay vermedi. Erdoğan halkın ona tam hareket serbestîsi tanıdığı, herkes tarafından takdir edilen bir iktidar sahibi değil” ifadeleriyle başlıyor. Devamında ise şu satırlar öne çıkıyor:
"İlk bakışta Erdoğan’a, tamamen onun kişiliğine verilmiş bir Evet var. Ancak ikinci kez bakıldığındaysa bu zaferin bir yenilgi olduğu görülüyor. Erdoğan neredeyse bir yıldan bu yana halkını ‘Evet’e zorladı; tehditler savurdu, uyarılarda bulundu, ikaz etti, yüz binlerce memur, öğretmen, yargıcın görevine son verdi, yüzden fazla gazeteciyi tutuklattırdı, neredeyse tüm eleştirel medya kuruluşlarını kapattırdı ya da yok etme noktasına getirdi ve onlar da sonunda hükümetin atadığı kişilere teslim oldular. ‘Hayırcıların' kamuoyu önünde sesini duyurmasını büyük oranda engelledi, Kürt bölgelerini boşalttırdı, en güçlü siyasi hasımlarını ise yurt dışına çıkmaya zorladı. Muhalefeti gruplar halinde ceza evlerine gönderdi. Anayasa değişikliğine karşı çıkanları terörist diye karaladı, Türklerin dünya çapında kendilerini tehdit altında hissetmeleri için diplomatik krizlere yol açtı. Ve ortaya çıkan sonuç: Kıl payı bir fark. Seçim mücadelesi adil ve olağanüstü hal şartları altında yapılmamış olsaydı, Erdoğan büyük olasılıkla dramatik bir biçimde yenilgi almış olurdu. Dünyanın hiçbir parlamentosu anayasa değişikliğini bu kadar zayıf bir çoğunluğa dayandıramaz. Erdoğan, halkın kendisine tam hareket serbestîsi tanıyacağı, herkes tarafından takdir edilen bir iktidar sahibi değil ve hiçbir zaman olamayacak. Geleceğin anayasasında hangi maddeler olacak olursa olsun, şimdi bu durum tescillenmiştir.”
Spiegel Online'da “Bölünmüş Ulus” başlıklı, Hasnain Kazim imzalı yorumda ise şu satırlar dikkat çekiyor:
"Türk seçmen güçlü bir Cumhurbaşkanı, yani eski güçlü Osmanlı rüyası yönünde kararını verdi. Ancak sonucu çok küçük bir fark belirledi. Seçmenin yarısı ‘Hayır’ dedi. Anlaşılan o ki Türkiye büyük bir olasılıkla resmen Atatürk’ün gösterdiği yoldan farklı bir yol izleme kararı aldı. Bu yöndeki kararı Türkiye’nin hakkıdır. Ama Erdoğan'ın planlarına ‘Evet’ demek, AB’ye ‘Hayır’ demek ve Batı yanlısı rotadan ayrılmak anlamına gelmektedir. Uzun vadede Türkiye’nin hangi geleceğe doğru yol alacağı belirgin değil. Referandumun kıl payı sonuçlanmış olması, toplumun derinden bölünmüş olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye toplumuna sadece yeni bir yolda bol şans dilemek kalıyor.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung'daki Michael Martens imzalı yorumda ise “Vahşi Erdoğanistan’da” başlığı kullanılmış. Yorumun alt başlığında, “Türk seçmen Türkiye’nin yeniden yapılandırılmasına ve cumhurbaşkanına daha fazla güç sağlayacak bir başkanlık sistemine ‘Evet’ dedi, ancak Erdoğan’ın istikrar vaatleri yanıltıcı çıkabilir” ifadelerine yer veriliyor:
"Pazar günkü halk oylamasında Türk seçmen çok küçük bir oy farkıyla kendi siyasi sistemini tahrip etme hakkını kullandı. Şimdi Erdoğan ve onun iktidar makinesi konumundaki AKP için olağanüstü hal koşullarında, yüzlerce muhalifin ve gazetecinin tutuklandığı, adil olmayan bir seçim mücadelesinde, tüm güçleri ve devletin de tüm olanaklarını seferber ederek bir başarı almış görünüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım ve rejim yanlısı medya, ‘Hayır' oyu verecekleri teröristler ile ilişkilendirdiler ya da doğrudan terörist ilan ettiler. Peki, ama neredeyse yüzde 49'u ‘teröristlerden' oluşan bir toplum istikrarlı olur mu? Yeni anayasa Erdoğan'ın vaat ettiği gibi istikrarı sağlayabilecek mi, bu belli değil.”
Süddeutsche Zeitung'un internet portalındaki Mike Szymanski imzalı haber-yorum "Kendisi ile mücadele eden bir ülke” başlığını taşıyor. Alt başlıkta ise "Erdoğan taraftarları bu kıl payı sonucu büyük bir zafer gibi kutluyor. Ancak ülkenin büyük bir bölümü geleceğinin elinden alındığı hissine kapılacaktır” deniyor. Yorumda şu görüşlere yer veriliyor:
"Referandumun sonucu ülkenin kendisiyle nasıl mücadele ettiğini de gösteriyor. İnsanlar birlikte yaşamak zorundalar. Ama bunun oldukça güçleştiği anlaşılıyor. Çünkü ülkenin büyük bir bölümü şu anda geleceğinin elinden alındığı hissine kapılmış olsa gerek.”
© Deutsche Welle Türkçe
DW/ÇA/GA