Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğini destekleyen ama gerektiğinde de acı sözlerle tabloyu açıkça ortaya koyan Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda “Türkiye’nin AB üyeliği önümüzdeki 10 yılın sonlarına doğru gerçekleşebilir” dedi. Swoboda, herhangi bir ilerlemenin sağlanamadığı üyelik müzakerelerinin yanı sıra “yakın ittifak” görüşmeleri de yapılmasını önerdi.
İstanbul Finans Zirvesi İçin Türkiye’ye gelen 16 yıllık AB Parlamenteri Swoboda, Taraf gazetesinden Tuğba Tekerek'in sorularını yanıtladı.
Türkiye-AB ilişkilerinin çıkmaza girdiğini ifade eden Swoboda şunları söyledi: “Üyelik görüşmelerinde son dönemde bir ilerleme yok. Türkiye, AB’de iyi karşılanmadığı için öfkeli. Biz de Türkiye’de yeterince reform yapılmadığı, Kürt sorunu çözülmediği için... Sadece üyelik perspektifinden bakarsak ilerleyemeyiz. Bir taraftan üyelik yolunda müzakerelere devam etmeliyiz, enerji, adalet fasıllarını açmalıyız. Diğer taraftan da Türkiye’yle AB arasında yakın ittifak yollarına bakmalıyız. O zaman göreceğiz ki, çok fazla ortak noktamız var, Ortadoğu’da, Karadeniz bölgesinde uğraşmamız gereken ortak meseleler var.”
Cumhuriyet’in 100. yılında
Türkiye’nin üyelik yerine özel statü gibi önerilere kesin olarak karşı çıktığının hatırlatılması üzerine Swoboda, “Bu yeni bir yapı değil, bir statü konusu değil, güçlü işbirliği konusu. Ayrıca Türkiye karşıysa karşı ama bu bir şeyi değiştirmeyecek” dedi. Yakın ittifak stratejsinin üyelik konusuna takılmadan, “ortak meseleleri olan iki güçlü lider” olarak Türkiye ve AB’ye manevra alanı sağlayacağını belirten Swoboda, “Zaten yakın gelecekte üye olamayacaksınız” dedi.
“Türkiye’nin önümüzdeki beş yılda AB üyesi olma olasılığı var mı?” sorusuna “Hayır” yanıtını veren Swoboda “Peki 10 yılda” sorusuna karşılık ise “10 yılın sonlarına doğru, evet” dedi. Swoboda sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçenlerde İstanbul’da biri söylüyordu; ‘Gerçekçi olalım, 2023 diyelim’. Devrimden 100 yıl sonra... (Üyeliğin gerçekleşmesi için) mümkün tarih, bu...
Bu süreçte biz kendi sorunlarımızı çözmeliyiz, Türkiye kendi sorunlarını çözmeli. Sonra müzakere etmeliyiz. Bizim AB’ne böyle büyük bir ülkenin gelmesine izin veren yeni bir anayasamız olmalı. Türkiye de böyle güçlü bir birliğin parçası olmak isteyip istemediğini düşünmeli. Türkiye pek farkında değil, ama AB’ye katılırsa teorik olarak pek çok egemenlik hakkından vazgeçmek zorunda kalacak.
Örneğin Avrupa Mahkemesi... Ya da Türkiye Avrupa Parlamentosu’nun bazı kararlarından hiç hoşlanmayacak. Özgürlükler, dış ilişkiler ve ekonomik meseleler konusunda... Çoğunluk oyuyla karar alınırken Türkiye azınlıkta kalacak.”
Komşularla sıfır sorun dış politikası hedeflenirken, Türkiye’nin tüm komşularıyla sorun yaşadığını, AB’yle güçlü işbirliğinin bu alanda da Türkiye’ye yardımcı olacağını söyleyen Swoboda Türkiye’deki demokratikleşme sürecine ilişkin olarak ise “Son dönemde pek bir ilerleme görmüyorum, hâlâ yeni bir anayasa bekliyoruz, Kürt sorunu hâlâ çok güncel ve acil çözüm gerektiriyor” dedi. Terörle mücadele edilirken diyalog yolunun açık tutulması gerektiğini söyleyen Swoboda KCK tutuklamalarını eleştirdi.
Erdoğan şimdilik Putinleşmiyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için yapılan “Putinleşiyor” yorumlarıyla ilgili olarak ise Swoboda “Bu ifade çok sert olur, sonuçta düzgün şekilde yapılan seçimler var. Ama Erdoğan kendisi güçlü bir başkan olmak için anayasayı değiştirirse, o zaman bundan bahsedilebilir” dedi. Sosyalist Parlamenter CHP’nin Kürt politikasında dine yaklaşımında yaşanan değişimler içinse “Bunları olumlu buluyorum ama yeterli değil. Değişim sürmeli” dedi.