Gündem

Swoboda: Başkanlık sistemi demokratik değil, CHP, Oslo gibi süreçleri desteklemeli

Hannes Swoboda: PKK’yı Avrupa’da destekleyenler olabilir. Ama ben PKK‘nın terörist bir örgüt olduğunu hep söyleyenlerdenim

25 Eylül 2012 00:35

 

Avrupa Parlamentosu’nun Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, CHP’ye bir çağrı yaparak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın terörü bitirmek için atacağı her adıma, (Oslo benzeri adımlar dahil) destek vermesini istedi. Hürriyet’e konuşan Avusturyalı Başkan Swoboda, güçlü Başkanlık sisteminin Türkiye’ye uygun olmayacağını, bu sistemin Avrupa ülkelerinde de uygulanamadığını, demokrasiye uygun düşmediğini söyledi ve “Yine de Türk halkı bunu belirleyecek, saygı duyarız” dedi. 
 
Zeynep Lüle'nin hürriyet.com.tr'de yer alan haberine göre; Swoboda, CHP’ye de seslendi ve “Daha az milliyetçi olmalı ve çeşitliliğe sahip çıkmalı” dedi.
 
 

2012 yeni dönem olabilir

 
 
Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Hürriyet’in sorularını cevaplandırdı. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin ‘durma noktasına gelmesi’nde suçu, ‘Hem AB’ye hem de Türkiye’ye’ yükleyen Swoboda, Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB Dönem Başkanlığı’nın biteceği 1 Ocak 2013’den itibaren ‘yepyeni bir dönem’ başlatılması gerektiğini söyledi. “Mesela, enerji faslı başlatılmalı. Bunun yanı sıra hukukla ilgili, temel haklarla ve adalet sistemiyle alakalı başlıklar başlatılabilir. AB ile Türkiye, bölge politikasında işbirliği yapmalı. 2013, yeni bir dönem olmalı” dedi.
 
Swoboda özetle şunları söyledi:
 
Türkiye’nin İsrail ile olan iyi ilişkilerinin durmuş olması üzücü. Türkiye ve Erdoğan’ın bu konudaki tavrını çok iyi anlıyorum. Ama iki ülke ilişkilerinin iyi olması, bölge sorunlarının çözümü için gerekli. Temkinli olsa da başlamak lazım. Bu Filistin için de iyi olacak. Türkiye de kendini daha güçlü hissedecek.
 
 

'PKK’ya terörist diyenlerdenim'

 
 
PKK’yı Avrupa’da destekleyenler olabilir. Ama ben PKK‘nın terörist bir örgüt olduğunu hep söyleyenlerdenim. Kürtler kültürel haklarına sahip olmalılar ama, bu terörü lanetlememize engel değildir. Avrupa ülkeleri, PKK’nın para kaynaklarını kurutmalı. Çünkü PKK’ya giden mali destek, terörü finanse etmektedir. Diğer taraftan hükümet, teröre karşı olan, barışçı ve PKK üzerinde söz sahibi olabilecek insanlarla diyaloğa girebilir ve başlattığı açılımı sürdürmelidir. Oslo’da bu süreç başlamıştı. Şimdi cesaretle devam etmeli. Güvenlik güçleri tarafından terörle mücadele bir yandan devam ederken, diğer taraftan da diyalog imkanını sürdürmeli.
 
CHP kendi içinde bu konuda bölünmüş gibi. Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin diğer mensuplarıyla her görüşmemde açıkça söylüyorum. Erdoğan’ın açılım ve diyalog politikasını seçmesi halinde bunun desteklenmesi gerektiğini belirtiyorum. Kuzey İrlanda da bu böyle sonuçlandı. Polis; asker mücadelesinin yanısıra, diyalog sürmeli.
 
 

 'CHP tam olarak değişmedi'

 
 
CHP henüz daha tam olarak değişmedi. CHP’nin uzun bir siyasi geleneği var, fakat bazı konularda fazla milliyetçi olabiliyor. Sosyal olayları gözden kaçırabiliyor. Çünkü sosyal demokrasi demek insanları, ülke vatandaşlarını önemsemek, onların sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktır. Fakat CHP’nin lideri değişti ve yeni lideriyle iyi ilişkiler içerisindeyiz. Yeni lider bu reformları getirebilir, bunlar da milliyetçi hassasiyetleri azaltıp vatandaşların sosyal anlamdaki sorunlarına karşı olan ilgilerini arttırmaktır.
 
Kılıçdaroğlu, Baykal’a nazaran daha açık, daha net bir politika uygulamaya başladı, Ama hala partide değişikliğe direnenler var. Kılıçdaroğlu’na söylüyorum. Açıklık, değişiklik, sosyal haklara daha fazla sahip çıkılması, daha az milliyetçilik gerekli. Çeşitliliğe önem verilmeli. Kürtler, Ermeniler. Hıristiyanlar, Aleviler’le gelen çeşitlilik, zenginlik olarak görülmeli.
 
 

'Güçlü başkanlık demokratik değil'

 
 
AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin durma noktasına gelmesinde hem AB, hem de Türkiye suçlu. Türkiye’nin, sürekli olarak üyeliğe konsantre olmaması, bunu bir sabit fikir haline getirmemesi lazım. İlişkileri güçlendirmek gerekir. Bundan hem Avrupa, hem de Türkiye kazançlı çıkacak.
 
Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda endişeliyiz. Basın özgürlüğü önemli. Bu özgürlük, demokrasinin olmazsa, olmazı. Hükümet, basın üzerine siyasi baskı kurmaktan kaçınmalı.
 
Erdoğan’ın güçlü bir başkanlık sistemi için anayasayı değiştirmesi iyi olmaz. Bu çok kişisel bir tutum olur. Dikkatli ve ihtiyatlı olmak lazım. Avrupa’da bu sistem yürümedi. Demokrasiye uygun değil. Fransa’da Cumhurbaşkanı ile Başbakan aynı siyasi görüşteyse bu yürüyor.