Dünya

Suudi Arabistan'da kraliyet ailesi terörün hedefinde

Suudi Arabistan, Ramazan ayının sonunda saldırılarla sarsıldı. Medine, Cidde ve Katif'teki saldırıların kraliyet ailesini hedef aldığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar İstanbul ve Bağdat saldırılarıyla da bağ kuruyor.

05 Temmuz 2016 23:13


Medine'de Muhammed Peygamber'in kabrinin de bulunduğu Mescid-i Nebevi yakınlarında düzenlenen intihar saldırısından kısa süre sonra duaların ve namazın devam ettiğine yönelik görüntüler yayıldı sosyal medyada. Dünya genelinde Müslümanlar, sosyal medyadan, dua edilmesi çağrısı yaptı. Saldırıdan sadece bir kaç yüz metre ileride, arkalarında siyah dumanlar yükselirken namaz kılan insanların görüntüleri yayıldı.

Saldırılar, seçilmiş hedeflere yönelik düzenlendi. Suudi Arabistan'ın en önemli camilerinden birinin yakınında, Cidde'de ABD Konsolosluğu yakınlarında ve Sünni bir ülkede Şiilerin yoğunlukta yaşadığı Katif seçilen hedefler oldu.

‘Kraliyet ailesine mesaj’

Uluslararası basında saldırıların İslam'ı hedef aldığı kısa sürede yayılırken, Arap yorumcular da saldırganların gerçek Müslüman olmadıklarına dair değerlendirmelerde bulundu. Ne var ki uzmanlar saldırganların tamamen farklı bir hedefleri olduğu görüşünde. Amerikalı tarihçi Prof. Juan Cole, saldırılardan hemen sonra kaleme aldığı yazısında, Suudi Arabistan'ın kendisini sıklıkla 'Kutsal kentlerin hizmetçisi' olarak tanımladığına dikkat çekti. Cole, Medine'ye düzenlenen saldırıyla, Suudi Arabistan Kralı Salman ve Prens Muhammed bin Nayif'e 'iyi birer hizmetçi' olmadıkları mesajı vermeye çalışıldığını öne sürdü.

ABD konsolosluğu yakınlarındaki saldırının, Suudi Arabistan'ın Batı ile iyi ilişkilerini hedef aldığını belirten Cole, Katif'teki saldırıyla da Şiilerin öfkesinin kabartılmak istendiğine dikkat çekiyor. Cole, Şiilerin zaten muhafazakâr Sünni yönetim tarafından baskı altında hissettiklerini ifade etti.

Saldırılar, daha öncesinde İstanbul, Dakka ve Bağdat'ı da vuran bir saldırılar serisinin devamı niteliğinde. Uzmanlar, Suudi Arabistan'daki saldırıları IŞİD’in düzenlediği görüşünde.

IŞİD, Suudi Arabistan'daki saldırıları şimdiye kadar üstlenmedi. Üstlenmesi de beklenmiyor. Suudi Arabistan'da uzun süredir yabancı temsilcilik ve camileri hedef alan saldırılar düzenleniyor. Ankara yönetimi de saldırılardan IŞİD'i sorumlu tutuyor.

Ne var ki IŞİD, son olarak İstanbul'daki saldırılarda olduğu gibi, açıkça sorumluluğu üstlenmiyor.

IŞİD sempatizanlarını kaybetmek istemiyor

Radikaller, Türkiye'de olduğu gibi Suudi Arabistan'da da muhafazakâr kesimden kazandıkları sempatizanlarını kaybetmek istemiyor. Ayrıca IŞİD ile Suudi Arabistan'daki Vahabilik'in cihat ideolojisi sıkı bağlarla bağlı. Ayrıca Suudi Arabistan'da güvenlik görevlileri, IŞİD'in ülkede etki sahibi kişiler tarafından finanse edildiklerini göz ardı ediyor. Zira Şiilere yönelik de saldırılar düzenleniyor. IŞİD'in bu mali kaynağı kaybetmek istemediği de tahmin ediliyor.

Güvenlik görevlilerinin hızlı tepkisi sayesinde son saldırıların daha az ölümle atlatıldığı belirtildi. Ancak buna rağmen terör saldırıları, saldırganları engellemenin pek de mümkün olmadığını gösteriyor. Kraliyet üzerindeki baskının da arttığı tahmin ediliyor. Tarihçi Cole, IŞİD'in Suudi Arabistan'daki saldırıları, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyona Suriye ve Irak'ta verilen desteğe cevap olarak düzenlediğini belirtti. Cole, IŞİD'in boğulmakta olan vahşi bir timsah gibi ölmeden etrafındakileri ısırmaya çalıştığını yazdı.