Dünya

Suudi Arabistan'da cezalar ağırlaşıyor

Bu yıl Suudi Arabistan’da 60 kişi idam edildi. Suudi Arabistan Krallığı'nda insan hakları savunucuları da en ağır cezalara çarptırılabiliyor.

31 Ekim 2014 13:41


‘Suudi Liberaller' adını verdiği kendi web sitesinde Suudi Arabistan'ın önde gelen din ulemasını eleştiren Raif Badavi'ye verilen ceza daha ağır da olabilirdi. Badawi İslam'ın kamu hayatındaki rolünü tartışmaya açmak istemiş, karşılığında hakim tarafından imanı tahkirle, din adamlarını küçük düşürmekle ve itaat sınırlarını aşmakla suçlanmıştı. Daha sonra isnat edilen suçlara apostasi, yani dinden ayrılma suçu da eklendi. Suudi Arabistan'da din ya da mezhep değiştirmek idamla cezalandırılabiliyor. 600 kırbaç ve yedi yıl da hapis cezasına mahkûm edilen Badavi temyize gitti ve mayıs ayında cezası bin kırbaçla 10 yıl hapis cezasına çıkarıldı. Aynı zamanda 195 bin eruroluk kefaret ödemesi de istenen Badavi gibi niceleri var. Suudi Arabistan'da insan hakkı savunucularıyla dini kurumları eleştirenler çok ağır cezalara çarptırılıyor.

İdamlar artıyor

Bu yılın temmuz ayında da Velid Ebu El-Hair adlı Suudi Arap 15 yıl hüküm giydi. Onun suçu da, ‘hükümrana itaatsizlik', ‘Kralın meşruiyetini inkara teşebbüs', ‘uluslararası kuruluşlarla bağlantı kurarak devletin itibarına gölge düşürmek' ve ‘dışarıya kamu nizamını tehdit edici bilgiler sızdırmaktı'. Velid Ebu El-Hair avukatlıkla geçimini sağlayan bin insan hakları savunucusuydu ve en tanınmış müvekkilleri arasında Raif Badavi de bulunmaktaydı.

Hakim henüz yürürlüğe girmemiş olan terörle mücadele yasasına dayanarak bu hükmü vermişti. Terör suçlarına karşı devletin elini güçlendirmesi öngörülen yeni yasa, ‘devletin kamu nizamını bozmaya teşebbüs', ‘devletin ve halkın güvenliğine zarar vermek', ‘milli birliği tehdit', ve ‘devletin itibarını zedelemek' gibi suçlara verilecek cezaları düzenliyor.

Son yıllarda bu Arap ülkesinde çok sayıda insan hakları savunucusu ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler derneğinin sıralamasına göre, Suudi Arabistan basın özgürlüğünün en çok engellendiği ülkeler arasında da yer alıyor. Uluslararası Af Örgütü'nün raporlarına göre, Suudi Arabistan'da geçen yıl 79 kişi idam edilmiş.

Amaç halkı sindirmek

Öncelikle katil ve uyuşturucu tacirlerine verilen idam cezası giderek artan bir şekilde ‘din suçu' olarak adlandırılan fiil ve ifadeler için de geçerli olabiliyor. Ekim ayında bir Şii din adamı mezhep kavgası çıkarmaya teşebbüs ve Kral'a itaatsizlik suçlarından idam cezasına çarptırıldı.

Münster Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Benno Preuschaft idam cezalarının halkın gözünü korkutmak için verildiğini söylüyor. Preuschaft, birçok mahkeme kararının din suçları kapsamında verilmesinde şaşılacak bir şey olmadığını da şöyle ifade ediyor: “Suudi hanedanı siyasi meşruiyetini, kendini su katılmamış İslam dininin tek hamisi olarak görmekten alıyor. Meşruiyetinin ülkesinde olduğu kadar uluslararası alanda da kabul görmesini arzuluyor. Hanedan dine yöneltilen her türlü eleştiriyi kendine yapılmış ve iktidar tekeline meydan okunmuş sayıyor.”

Suudi Arabistan'da insan haklarının hiçe sayılması Alman dış politikasını da ikileme sokuyor. Sosyal Demokrat Partili meclis dış ilişkiler komisyonu yedek üyesi Rolf Mützenich, ‘Suudi Arabistan ekonomik ve stratejik ortak olarak önemli bir uluslararası aktördür' diyor ve ekliyor: “İnsan hakları ve idam cezaları doğal olarak ilişkileri zorluyor. Bunlar görmezlikten gelinemez ve açıkça dile getirilmesi gerek konular. İlişkilerimiz farklı görüşler üzerine kurulu. Ekonomik ve stratejik önemi açısından Almanya ve Avrupa olarak Suudi Arabistan ile ilişkilerimizi korumalı, ancak görüşlerimizin ayrıldığı konuları da geçiştirmemeliyiz.”