T24 - Hz. Muhammed hakkında Twitter üzerinde attığı mesajlar yüzünden idamla burun buruna gelen Suudi Arabistanlı Hamza Kaşgari’nin davası, uluslararası kamuoyunu ayağa kaldırmak üzere.
Kaşgari, Kandil Gecesi’nde Hz. Muhammed hakkında Twitter’da yazdığı mesajda, “Senin hakkında sevdiğim şeyler de var nefret ettiğim şeyler de... Ayrıca senin hakkında anlayamadığım çok şey var. O yüzden senin için bu gece dua etmeyeceğim” ifadesini kullandı.
Mesajı sosyal medyada on binlerin tepkisini çeken ve Hz. Muhammed’e hareket etmekten “kafir” ilan edilen Kaşgari, Suudi Arabistan’dan kaçmıştı. Yeni Zelanda’ya gitmeye çalışan Kaşgari, dört gün sonra Malezya’da gözaltına alınarak ülkesine teslim edildi. Başta Uluslararası Af Örgütü olmak üzere, insan hakları örgütleri Kaşgari’nin serbest bırakılmasını istiyor.
'Tek çözüm öldürmek'
Kaşgari, internette binlerce Suudi’nin eleştirilerine maruz kalıyor. El Medine gazetesinin internet sayfasında yorumda bulunan Ebu Abdulrahman, “Kaşgari için tek çözüm idam edilmesi... İdam edilerek çarmıha gerilmesi gerekiyor ki diğer laikler bundan ders alsınlar” ifadesini kullandı.
Suudi Arabistan Enformasyon Bakanı Abdülaziz Hoca, Twitter’da attığı mesajda, “Kaşgari’nin mesajını okuduğum zaman, İki Kutsal Cami’nin ülkesindeki bir Müslüman’ın peygamberimize saldırdığını görüm ve gözyaşlarıma hakim olamadım” dedi.
Kaçma girişimi işe yaramadı
Maruz kaldığı tepki karşısında çareyi Suudi Arabistan’dan kaçmakta bulan Kaşgari, Malezyalı yetkililer tarafından gözaltına alındı ve ülkesine teslim edildi. Malezya İçişleri Bakanı Hişamüddin Hüseyin, “Malezya’nın teröristler için sığınak haline gelmesine göz yumamayız” dedi.
Dine küfretmek suçundan çok çok ağır cezalar alması beklenen Kaşgari için uluslararası insan hakları örgütleri harekete geçti. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kaşgari’nin ifade özgürlüğüne sahip olduğunu ve serbest bırakılmasını istedi.
Kaşgari: Haklarımız için savaşmalıyız
Daily Beast haber sitesine, Kaşgari tutuklanmadan önce eylemleri hakkında yaptığı açıklamalara yer verdi. Suudi aktivist, “yaptıklarını özgürlüğe giden bir süreç olarak” tanımladı.
Kaşgari, “Daha büyük bir çatışmanın günah keçisi olduğuma inanıyorum... Suudi Arabistan’da benim gibi haklarını için savaşan birçok insan var” dedi.
Reuters’ın verdiği bigiye göre, Kaşgari eylemleri nedeniyle özür diledi ve pişman olduğunu belirtti. Ayrıca, Suudi aktivistin idam cezasından kurtulabileceğine dair ümidi olduğu ifade edildi.
Kaşgari için Facebook’ta açılan sayfaya ise şu ana kadar üç bine yakın kişi üye olmuş durumda.
İşte Kaşgari'nin idam edilmemesi için yürütülen çalışmaya destek yazısı şöyle:
Hamza Kaşgari, Suudi Arabistanlı bir genç gazeteci ve şair. Şu anda tutuklu. Kılıçla başının uçurulması isteniyor. Neden? Çünkü Suudiler, Hamza'nın tanrıya ve onun elçisine hakaret ettiğini, inançlarının incindiğini, tanrılarını ve peygamberlerini korumak için Hamza'nın ölmesi gerektiğini düşünüyorlar. Yalnızca düşünmüyor, sosyal medya ağlarını, internet'in sağladığı olanakları kullanarak bunu krallarından ve de prenslerinden talep ediyorlar.
Hamza’nın öldürülmesini isteyen inançlı Suudilerin bunu ya da tanrılarının uygun göreceği bir cezayı neden doğrudan tanrılarından değil de krallarından istediklerini anlayabiliyor musunuz?
Ya bir kaç sözle inançlarının zedelenebilmesine ne diyorsunuz?
Gönülde değil de giysi gibi üstte başta taşınan, kolayca zedelenen bir inanca inanç denir mi?
Bilmiyorum ama Hamza’nın hayatını tehlikeye sokan şu sözlerini anlıyorum. Duygularını böyle şiirsel bir güzellikle dile getirmiş olmasına ise büyük saygı duyuyorum:
"Doğum gününde diyeceğim ki, içindeki asiyi sevdim, benim için hep bir esin kaynağı oldun, ve çevrende yaratılan kutsallık halesinden hoşlanmadım. Senin için dua etmeyeceğim.
Doğum gününde, nereye dönsem seni buluyorum. Diyeceğim ki, bazı yönlerini sevdim, bazılarından nefret ettim, birçoğunu anlayamadım.
Doğum gününde, önünde eğilmeyeceğim. Elini öpmeyeceğim. Onun yerine, elini eşitin gibi sıkacağım ve sen bana gülümserken sana gülümseyeceğim. Seninle bir arkadaş gibi konuşacağım. Daha fazlası değil."
Hamza, bunları Mevlüd Kandili gecesi twitter’a kendi hesabına yazmış. Arkasından yüzlerce binlerce tehdit mektubu gelmeye başlamış. Her ne kadar özür dilediyse de öldürülmesi için imzalar toplamaya başlamışlar. Özgürlükçü düşünceleri ile tanınan genç adam, aslında pek çok Suudi’nin duygularını, düşüncelerini dile getirdiğini, aldığı bu tepkilerin yüzde birini bile beklemediğini söylüyor.
Hamza, tepkilerin büyümesi üzerine Ürdün üzerinden Malezya’ya kaçıyor, amacı Yeni Zelanda’dan sığınma istemek ancak, Suudiler Interpol aracılığıyla Malezya’da havaalanına ayak basar basmaz tutuklatıyorlar Hamza’yı. Burada insanın aklına başka bir soru daha geliyor. Ortada uluslararası bir suç yokken, hatta gerçekte bir suç da yokken Interpol kullanılabilir mi? Bu interpolün kötüye kullanılması değil midir? Bir ülkedeki baskı rejiminin uluslararası uzantısı olmak mıdır İnterpol’ün işlevi?
Dün, Uluslararası İnsan Hakları örgütü Hamza’nın idamla yargılanacağı Suudi Arabistan’a iade edilmemesi için bir imza kampanyası başlattı. Hedefte hemen 4000 imza toplamak vardı, bu toplandı ama çok geçti. Malezya Hamza’yı pazar günü Suudi Arabistan’a iade etti. İade edilmesinin üzerinden bir kaç saat geçtikten sonra da Malezya mahkemeleri iade edilmemesi için karar çıkardı. Gülünç değil mi? Malezya, uluslararası topluma uygar bir ülke olarak görünmeyi önemsiyor. Öte yandan, Suudi Arabistan’a hukuka aykırı bir işlem için bile olsa hayır diyemeyen bir zavallı ülke olarak kalıyor.
Şimdi Hamza’ya neler olacak? Duygusal ve fiziksel şiddete uğramadan, adil bir yargılama olanağı verilecek mi? Suudi Arabistan rejimini düşününce bu olanaklı mı?
Çok ciddi bir uluslararası tepki olmadığı sürece, Hamza’nın adil yargılanmayacağını biliyoruz. Hatta tek şansının kral tarafından bağışlanmak olduğu da söyleniyor.
Belki de Hamza bağışlanacak. Ama biliyoruz ki Hamza’nın başı üzerindeki kılıç tüm Suudi halkının üzerinde sallanmaya devam edecek. Ve biliyoruz ki bu paslı kılıcı kirli kınından çıkarıp Türkiye halkının başı üzerinde sallamak isteyenler de var.
Ve biz 21.yy da yaşıyoruz.
Küçükken nenem masala başlarken derdi… Az gittim uz gittim… Döndüm bir de baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim….
Ama bu bir masal değil. 21.yy Bizim karabasanımız!
***
Hamza’ya destek olmak için yapabileceklerimiz:
Lütfen bulunduğunuz ülkedeki Suudi Arabistan elçilikleri ve konsolosluklarını telefonla arayın, mektup, ileti ve faks gönderin. Duyarlılığınızı anlatın, Hamza’nın idamının insanlık vicdanında açılan bir yara olacağının altını çizin.
Suudi Arabistan Elçiliği - Türkiye
Turan Emeksiz Sok. No: 606700 - Ankara
Tel: (+90) 216 4685540
Fax: (+90) 216 4274886
E-mail: tremb@mofa.gov.sa
Suudi Arabistan Elçiliği – Avustralya
38 Guilfoyle Street
Yarralumla Canberra ACT 2600
Tel: +61 02 6250 7000
Fax : +61 02 6282 8911
Hamza için açılan facebook sayfasından gelişmeleri izleyerek düşüncelerinizi paylaşın:
https://www.facebook.com/#!/SaveHamzaKashgari
Gelişmeler konusunda bilgilenin. Hamza’nın Wikipedia'da sayfası var, düzenli olarak güncelliyorlar:
http://en.wikipedia.org/wiki/Hamza_Kashgari
Var olan imza kampanyalarına katılın, ya da yenilerini siz düzenleyin.
http://www.thepetitionsite.com/1/death-calls-for-saudi-poet-and-blogger/
Her zaman şiddete karşı, yüreğinde insan aşkı besleyen insanlar olarak kalacağımız umudu ile…