T24 Dış Haberler
Tamamlanması halinde Suudi Arabistan'ın ilk kez İsrail ile sıcak ilişkiler kurmasını sağlayacak anlaşma, dünya kamuoyunun gündeminde. ABD'nin aracılık ve finansör rolünü üstlendiği anlaşma nedeniyle Suudi Arabistan'la iyi ilişkileri olan Filistin Yönetimi'nin, Riyad ile İsrail arasındaki bir anlaşma için öne sürdüğü şartlar ortaya çıktı.
BBC'nin edindiği bilgiye göre ABD, Suudi Arabistan ve İsrail'in dahil olduğu üçlü anlaşmaya varılması durumunda Filistinlilerin talepleri arasında yüz milyonlarca dolarlık bir nakit desteği ve işgal altındaki Batı Şeria'da daha fazla toprak kontrolü bulunuyor.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi üst düzey bir Filistinli yetkiliye göre aralarında Başkan Mahmud Abbas'a en yakın iki isim olan Filistin Yönetimi İstihbarat Şefi Mecid Farac ve Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri Hüseyin el Şeyh'in de bulunduğu üst düzey Filistinli yetkililerden oluşan ekip Çarşamba günü Riyad'da Suudi Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaed al-Aiban ile bir araya geldi.
Filistin Yönetimi'nin ilettiği talepler
ABD destekli sürece katılmaları karşılığında talep ettikleri talepler listesi, geçen hafta Amman'da ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf ile yapılan bir toplantıda belirlendi. Filistinli yetkili BBC'ye taleplerin şunları içerdiğini söyledi:
- Batı Şeria'nın şu anda İsrail'in tam kontrolü altında olan bölümlerinin (1990'lardaki Oslo barış anlaşmaları uyarınca C Bölgesi olarak bilinen) Filistin Yönetimi'nin yönetimine devredilmesi
- Batı Şeria'daki İsrail yerleşimlerinin büyümesinin "tamamen durdurulması"
- 2016'dan itibaren yavaşlayan ve üç yıl önce tamamen kesilen Filistin Yönetimi'ne yıllık yaklaşık 200 milyon dolar (160 milyon sterlin) tutarındaki Suudi mali desteğinin yeniden başlatılması
- ABD eski Başkanı Donald Trump tarafından kapatılan Kudüs'teki ABD konsolosluğunun yeniden açılması
- İsrail ile Filistinliler arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen müzakerelerin 2014 yılında dönemin Dışişleri Bakanı John Kerry döneminde durduğu yerden yeniden başlatılması
Geçmişte gizli temaslarda bulunmuş olsalar da İsrail ve Suudi Arabistan birbirleriyle doğrudan değil ABD aracılığıyla konuşuyor. Suudi Arabistan, ABD ile mümkün olduğunca karşılıklı savunma anlaşmasına yakın bir anlaşma yapmak istiyor; bu anlaşmaya göre krallığa yapılacak herhangi bir saldırı Washington tarafından ABD'ye yapılmış bir saldırı olarak görülecek. Suudi Arabistan, İsrail'i bir müttefik olarak tanımanın ön koşulunun bağımsız bir Filistin devleti olduğunu açıkça söyledi. Görüşülmekte olan anlaşma bunu sağlamaya yaklaşmayacak. Ancak Suudi Arabistan'ın tüm Müslüman dünyasına, hala Filistin için mücadele ettiklerini söyleyebilmesi için bazı gelişmelere ihtiyacı var. ABD için bu anlaşma, Çin'in Orta Doğu'da yükselen profiline karşı bir geri adım atma fırsatı anlamına geliyor. Anlaşma, önemli bir müttefik olan İsrail'in komşularıyla bütünleşmesine yardımcı olacak ve ABD'nin merkezi bir rol oynadığı İran karşıtı ittifakı güçlendirecek. Netanyahu, 2020'de ABD arabuluculuğunda imzalanan İbrahim Anlaşması'yla Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas'la bağlarını güçlendiren ülkesi için en büyük ödülün Suudi Arabistan'la derin bir ilişki kurmak olduğunu defalarca söyledi. |
Filistin Yönetimi'nin taleplerine yaklaşım nasıl?
BBC'nin aktardığına göre Filistin Yönetimi'nin talepleri ABD yönetimi tarafından "aşırıya kaçma" olarak görülüyor. Ancak Filistin Yönetimi de kamuya açık tutumlarında anlaşmayı desteklemek için 'bağımsız devlet' şartını öne sürüyor. Kamuya açık tutumla talepler arasında bir fark olduğu görülüyor.
Filistin resmi müzakere ekibinin eski hukuk danışmanı Diana Buttu'ya göre mevcut yaklaşım Filistin yönetiminin içinde bulunduğu derin "çıkmazı" yansıtıyor. Buttu, "Filistinliler genel olarak bu normalleşme anlaşmalarının hiçbirinin parçası olmak istemiyor çünkü [Arap dünyasının desteği] elimizde kalan tek araç. Bize şiddetle direnmemize izin verilmediği söylendi. İşgale son verilmesini talep etmek için yasal yollara başvurmamıza izin verilmediği söylendi. Bize boykot, elden çıkarma ve yaptırım uygulamamıza izin verilmediği söylendi" değerlendirmesinde bulundu.
Buttu, "Filistin Yönetimi şimdi şunu sorguluyor: Taleplerimizi duyurmaya ve gerçekleştirmeye mi çalışmalıyız, yoksa 2020'de yaptığımız gibi görmezden mi gelmeliyiz? Ve yine bu bir çıkmaz - Filistin Yönetimi bu konuda ne yaparsa yapsın, başarısız olmaya mahkumdur" dedi.