Körfez bölgesinde uzun bir süredir müttefik olarak gösterilen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında bir süredir yaşanan uyuşmazlık ve gerilim, son dönemde gözle görülür hale gelmeye başladı.
Gerilimin patlak verdiği nokta, bu hafta içinde yapılan Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticisi ülkelerin yaptığı OPEC+ toplantısı oldu.
Toplantıda, dünyanın en büyük petrol üreticileri Suudi Arabistan ve Rusya, arz kesintilerinin 2022 sonuna kadar devam ettirilmesini önerdi. BAE ise bunu "kendileri için haksızlık yaratacağı" gerekçesiyle reddetti.
Ancak Orta Doğu uzmanları ve analistleri, bu uzlaşmazlığın, uzun süredir Körfez bölgesinde birlikte hareket eden Suudi Arabistan ile BAE arasında farklı konularda yaşanan gerilimin bir dışavurumu olduğunu söylüyor.
BAE Başbakanlığı eski danışmanı Marvan Albluşi, Financial Times gazetesine yaptığına açıklamada, "BAE ile Suudi Arabistan, yaklaşık 10 yıldır stratejik bir birliktelik kurmuştu. Ancak son dönemde Körfez ülkeleri arasında ekonomik rekabetin şiddetlendiğini görüyoruz" dedi.
BAE ile Suudi Arabistan son dönemde neler yaşandı?
BAE'nin OPEC+ toplantısında yaptığı itirazın hemen ardından Suudi Arabistan'dan ticaretle ilgili bir hamle geldi.
Suudi Arabistan, aldığı bir kararla Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) kapsamında getirilen gümrük vergisi muafiyetlerinin serbest bölgelerde üretilen ve İsrail girdileri kullanılarak yapılan malları kapsamayacağını duyurdu.
Bu karar, Suudi Arabistan'ın Çin'den sonra en büyük ikinci ticaret ortağı olan BAE'yi yakından ilgilendiriyor.
Zira, BAE'deki üretimin büyük bir bölümü yabancı şirketlerin daha az düzenlemeye tabi olduğu serbest bölgelerde yapılıyor. Ayrıca BAE ile İsrail arasında geçen yıl başlayan normalleşme süreci kapsamında imzalanmış çeşitli vergi, ticaret ve ekonomik anlaşmalar da yer alıyor.
Konuyu Al Jazeera'ye değerlendiren Suudi Milli Bankası kıdemli ekonomisti Amir Han, "Fikrin ilk çıkış noktası ortak bir GCC pazarının kurulmasıydı. Ama artık Suudi Arabistan ile BAE'nin önceliklerinin birbirinden çok farklı olduğu anlaşılmaya başlandı. Suudi Arabistan'ın son kararı, iki ülkenin siyasi çıkarlarındaki ayrışmanın bir yansıması" dedi.
Yine bu hafta içerisinde yaşanan bir diğer gelişme de Suudi Arabistan'ın Covid-19 pandemisi nedeniyle vatandaşlarının aralarında BAE'nin de olduğu bir dizi ülkeye seyahatini yasaklaması oldu. BAE, yasaklanan ülkeler listesindeki tek GCC üyesi.
Ayrıca yine Suudi Arabistan, ekonomisinin petrol gelirlerine olan bağımlılığını azaltma çabaları kapsamında uluslararası bir havayolu şirketi kuracağını ve ülkeyi bir transit geçiş noktasına dönüştürmek için yatırımlar yapacağını açıkladı.
Bu açıklama da Emirates'in sahibi ve uluslararası bir transit geçiş noktası olan BAE ile birlikte Katar gibi ülkelere karşı rekabeti artıran bir hamle olarak yorumlandı.
Suudi Arabistan yılın ilk aylarında da, bölgesel merkezleri bu ülkede olmayan şirketlere kamu ihaleleri vermeme kararı almıştı. Bu da birçok uluslararası şirketin merkezinin bulunduğu BAE'nin bölgesel merkez olma konumuna darbe indirebilecek bir gelişme olarak gösterilmişti.
Sorunların kaynağı ne?
Yapılan analiz ve yorumlarda, iki ülkenin veliaht prenslerinin kişisel dostluğuyla yaklaşık 10 yıldır yakın bir müttefiklik ilişkisine sahip olmalarına karşın özellikle 2019'dan bu yana ilişkilerde sıkıntılı konuların doğmaya başladığına dikkat çekiliyor.
Burada BAE'nin 2019'da, Yemen'de Husi isyancılara karşı Suudi Arabistan önderliğinde savaşan koalisyondan çekileceğini duyurması önemli bir dönüm noktası olarak gösteriliyor.
Bu gelişmeden yaklaşık bir yıl sonra BAE, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesini öngören bir anlaşmaya imza attı. Suudi Arabistan'ın Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme süreci başlatmasına sıcak bakmadığı biliniyor.
Son olarak Suudi Arabistan, bu yıl başında ABD'nin arabuluculuğuyla 2017 yılından bu yana abluka uyguladığı Katar ile barış anlaşması yaptı. Bu da BAE'nin hoşuna gitmeyen bir gelişme olarak gösteriliyor.
Wall Street Journal gazetesine konuşan üst düzey bir Arap diplomat, "İki ülke arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesi an meselesiydi. Mesele, OPEC toplantılarında ayyuka çıktı" dedi.
Birçok kişiye göre, BAE ile Suudi Arabistan arasında artık gözle görülür hale gelen gerilimin nasıl sonuçlanacağını kestirmek güç.
Ancak özellikle Suudi Arabistan'ın petrol bağımlılığını azaltmak adına yapacağı hamlelerin, BAE'nin bölgedeki konumunu zayıflatma olasılığıyla tansiyonun giderek yükselmesi olasılık dahilinde gösteriliyor.
- Türkiye-Mısır ilişkileri: Dışişleri Bakanları Çavuşoğlu ve Şükrü telefon görüşmesi yaptı
- Suudi Arabistan jetleri Yunanistan'la ortak tatbikat için Girit'te
- ABD-Suudi Arabistan ittifakında yeni bir dönem başlıyor
- Bölgesel ortaklıktan stratejik işbirliğine Türkiye-Katar ilişkileri
- Arap Baharı'nın 10 yılında 10 ülkenin hikâyesi: Ekmek, özgürlük ve onur kavgasından geriye ne kaldı?