Gündem

Suriye'nin kuzeyinde bugüne nasıl gelindi?

TSK tarafından Afrin'de başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı üçüncü gününde

23 Ocak 2018 11:44

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik olarak düzenlediği 'Zeytin Dalı Harekâtı'nda şimdiye kadar neler yaşandı? Hedef alınan YPG kim? PKK ile bağlantısı ne boyutta? ABD'nin Suriye'deki baş müttefiki SDG nasıl oluşturuldu?

Türkiye'nin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleriyle başlattığı Afrin operasyonu, Suriye'de yedinci yılına yaklaşan iç savaşın ortaya çıkardığı karmaşık yapıları bir kez daha gözler önüne seriyor. Suriye'nin kuzeyinde bir yanda Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD), askeri kolu Halk Savunma Birlikleri (YPG), diğer yanda ABD'nin desteğiyle kurulan ve belkemiğini YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), iktidar satrancının piyonlarını oluşturuyor.

Türkiye, PYD ve YPG'yi PKK'nın uzantısı terör örgütü olarak görüyor. PKK'yı terör örgütü olarak kabul eden ABD, YPG ve PYD konusunda ise bu tanımı yapmaktan kaçınıyor. 2015'te IŞİD'e karşı mücadele çerçevesinde ortaya çıkan ve ABD'nin Suriye'deki en önemli müttefiki ilan ettiği Suriye Demokratik Güçleri'nin önemli bölümü YPG savaşçılarından oluşuyor. 

PYD – Parti tüzüğünde Öcalan 

Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD), 2003 yılında PKK'nın uzantısı olarak kuruldu. Parti tüzüğünde PYD'nin hedefi, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın "demokratik uygarlık ve demokratik toplum teorisi" doğrultusunda "Kürdistan'ın bütün bölgelerinde demokratik yerel konfederalizm ilkesi çerçevesinde, siyasi sınırları sorgulamadan, Kürt milli birliğini sağlamak için demokratik özgürleşme mücadelesini desteklemek" olarak açıklanıyor.

Suriye'nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde "demokratik öz yönetim"e dayalı bir siyasi, idari ve toplumsal sistem öngören PYD, bu sistemi Suriye'nin diğer bölgelerine de yayma hedefi güdüyor. Partinin "ordusu" işlevi gören YPG'nin dışında iç güvenliği sağlamak üzere oluşturulmuş "Asayiş" adlı bir polis gücü bulunuyor. Parti tüzüğüne göre parti üyelerinin yükümlülükleri arasında "Abdullah Öcalan'ın felsefesinden gurur duymak ve bu felsefeye bağlı olmak, Öcalan'ın esaretten kurtarılması için milli, ahlaki ve insani bir görev olarak mücadele etmek" de bulunuyor.

Suriye iç savaşının meyvesi: YPG

PYD'nin askeri kolu olan Halk Savunma Birlikleri (YPG), kendisini Rojava-Kuzey Suriye Federasyonu'nun resmi ordusu olarak lanse ediyor. 2004 yılında Suriye'deki Baas rejiminin operasyonlarına karşı örgütlenmeye başlayan YPG, resmi olarak 2011 yılında kuruldu.

YPG kendi verilerine göre değişik din, millet ve etnik gruplardan, gönüllülük esasına göre oluşuyor. YPG'nin kadın savaşçılarını çatısı altında toplayan Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ise kadın savaşçı sayısının artması üzerine Nisan 2013'te kuruldu. Şu an YPG'nin toplamda 50 bin cıvarında savaşçıya sahip olduğu tahmin ediliyor.

ABD'nin "yeni marka" telkini ve SDG'nin doğuşu

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Ekim 2015'te ABD desteğinde IŞİD'i Rakka vilayetinden çıkarmak üzere kuruldu. SDG'nin belkemiğini YPG oluştururken, bünyesinde Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmen unsurlar da yer alıyor. YPG güçlerinin SDG'nin dörtte üçünü oluşturduğu tahmin ediliyor.

Amerikan ordusunun en üst düzey yetkililerinden biri olan Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas'ın 2017 Haziran ayında Colorado'daki Aspen Enstitüsü'nde yaptığı bir konuşma, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) oluşma sürecini açıklığa kavuşturur nitelikte. Thomas, 2015 yılında SDG'nin kuruluşu ilan edilmeden önce Türkiye'nin kaygılarını hatırlatarak YPG'ye "markanızı değiştirmeniz gerekiyor" dediklerini, bunun üzerine YPG'nin "Suriye Demokratik Güçleri" adını bulduğunu açıklamıştı. Markanın içine "demokrasi" kelimesinin koyulmasını akıllıca bulduklarını belirten Thomas, bu kelimenin "YPG'nin kredibilitesini biraz olsun artırdığını" kaydetmişti. YPG ile PKK arasında algılanan bağlantının sorunlar yarattığını YPG'lilere de söylediğini anlatan Thomas, "Kendi markaları üzerine çalışmaları gerek. Eski ürüne, yani PKK bağlantısına bağlı kalmaya devam etmeleri durumunda ilişkilerde istenmeyen zorluklar çıkacaktır" demişti.

YPG'ye Amerikan desteği

YPG'nin önemli askeri başarıları, ABD öncülüğündeki IŞİD'e karşı uluslararası koalisyona katıldığı 2014 yılının ikinci yarısından itibaren başladı. ABD'nin hava operasyonları, askeri teçhizat yardımı ve yüzlerce askeri danışmanla desteklediği YPG güçleri, art arda askeri başarılara imza attı. YPG'nin Kürt nüfusun çoğunlukta bulunduğu Cezire, Kobani ve Afrin'i ele geçirmesinin ardından 2016 Ağustos ayında Arap nüfusun çoğunlukta olduğu Menbiç'i alması Türkiye'nin Suriye'ye doğrudan müdahale hazırlıklarını başlatmasına neden oldu.

YPG'nin Fırat Nehri'nin batısına geçmesini "kırmızı çizgi" olarak gören Türkiye, Mart 2017'de resmen sona erecek olan Fırat Kalkanı operasyonunu başlattı. 198 gün süren Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında resmi verilere göre TSK ve ÖSO tarafından 243 yerleşim yeri ve yaklaşık 2 bin 15 kilometrekarelik alan kontrol altına alındı.

ABD Savunma Bakanlığı'ndan 9 Mayıs'ta yapılan açıklamada "SDG'nin yakın gelecekte Rakka'yı ele geçirebilecek tek kara gücü olduğu" belirtilirken, aynı gün ABD Başkanı Donald Trump YPG'ye doğrudan silah yardımını onayladı.

Özerklik yolunda atılan adımlar

PYD, ele geçirdiği Haseke ilinin Amude ilçesi, Halep iline bağlı Afrin ilçesi ve kuzeydoğudaki Kobani ilçesini 2014 yılı Ocak ayında "kanton" diye adlandırarak özerk yönetim ilan etti.

Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) siyasileşmesi yönünde ilk adım 2015 Aralık ayında atıldı. Suriye'nin kuzeydoğusundaki El Malikiye kentindeki iki günlük konferansta milislerin siyasi kolu olarak Suriye Demokratik Konseyi adı altında bir yapı oluşturulması kararı alındı.

PYD, 2016 Mart ayında kontrolünde bulunan üç kantonu çevreleyen bölgede "Kuzey Suriye Federasyonu"nu ilan etti.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Rimeylan kentinde 2016 Aralık ayı sonunda yapılan toplantıda federal bir yönetim oluşturulmasını öngören "anayasa taslağı" hazırlandı, taslağa "Toplumsal Sözleşme" adı verildi.

22 Eylül 2017'de, parlamento seçimiyle sonuçlanması öngörülen üç aşamalı seçim sürecinin ilk adımı atıldı. Kantonlardaki mahalle yönetimlerini belirlemek üzere seçimler yapıldı. Sürecin 3 Kasım'daki ikinci aşamasında, kasaba ve belde icra konseylerinin üyelerinin belirlenmesi, 19 Ocak'taki son aşamada ise hem her bir kanton için ayrı meclis, hem de ortak parlamento seçimi yapılması öngörülüyordu.