Suriye'de Esad yönetiminin devrilmesi ve yeni yönetimin kurulma süreci devam ederken, Türkiye'deki bazı Suriyelilerin ülkelerine dönüş yapmaya başlaması, Türkiye ekonomisinde yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Türkiye'de işgücü piyasaları ve sanayi sektörleri üzerinde potansiyel etkileri masaya yatırılıyor.
Suriyelilerin dönüşü ve işgücü piyasası
Geçen yıl Türkiye'de çalışma izni alan yabancılar içinde en büyük grubu oluşturan Suriyelilerin dönüşü, özellikle ucuz işgücüne dayanan sektörlerde maliyet artışlarına neden olabilir. Ekonomistler, eğer önemli bir Suriyeli işgücü dönüşü yaşanırsa, bu durumun özellikle Suriyeli çalışanların yoğun olduğu firmaların maliyetlerini artırabileceğini ve bu artışın fiyatlara yansıtılamayacağını belirtiyor.
Gaziantep Sanayi Odası Başkanı: Üretim etkilenmeyecek
Hürriyet'in haberine göre, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, kentteki beş organize sanayi bölgesinde çalışan 280 bin kişiden yaklaşık 12 bininin Suriyeli olduğunu söyledi. Ünverdi, Suriyelilerin dönüşüyle bir şaşkınlık dönemi yaşanabileceğini, ancak bu durumun sanayi üretimini etkilemeyeceğini ifade etti.
Yeniden yapılanma ve çimento sektörüne etkisi
Suriye'nin yeniden yapılanma süreci, Türkiye'nin çimento sektörü için büyük fırsatlar sunuyor. Borsa İstanbul'da çimento hisseleri, bu beklentilerle yükselişe geçti. Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, "Suriye'nin yeniden inşası, özellikle çimento ve demir-çelik sektörlerine büyük bir pazar açabilir. Bu durum, Türk şirketlerinin bölgedeki varlığını ve etkinliğini artırabilir" diye konuştu.
İki ülke arasındaki ticari ilişkiler
Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacmi, iç savaş öncesinde 2.3 milyar dolar seviyelerindeyken, çatışmaların ardından bu rakam önemli ölçüde düştü. Yeniden yapılanma sürecinin başlamasıyla birlikte iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin eski seviyelerine dönmesi ve hatta daha da gelişmesi bekleniyor. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, "Suriye ile olan ticari ilişkilerimiz, yeni dönemde stratejik bir yaklaşımla ele alınmalı. İki ülke arasında gelişecek ekonomik bağlar, bölgesel istikrarı da destekleyecektir" şeklinde görüş bildirdi.