TBMM'de geçen hafta kabul edilen Libya tezkeresiyle Türk askerinin Libya'ya gitmesinin önünün açılmasının ardından, Türkiye destekli Suriyeli muhaliflerin muharip güç olarak Libya'ya gönderildiği iddia edilmişti. BBC Türkçe'ye konuşan Suriyeli muhalifler iddiaları doğrularken, Türk yetkililer "Bu kendi inisiyatiflerinde. Bizim kontrolümüzde yaşanan bir süreç değil" diyor.
Aralık ayının son günlerinde sosyal medyaya düşen videolarda, Suriyeli muhalif gruplardan olduklarını iddia eden savaşçılar, General Halife Hafter'e karşı savaşmak üzere Trablus'ta olduklarını söylüyordu.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi de (SOHR) internet sitesinde arka arkaya yayımladığı yazılarda Türkiye'nin eğittiği ve son yıllarda Suriye'de düzenlenen askeri operasyonlarda birlikte savaştığı Suriyeli muhalifleri, ek maaş karşılığında Libya'ya gönderdiğini iddia etti.
BBC Türkçe'ye konuşan Suriyeli muhalif kaynaklar, Fehim İsa ve Sultan Murad Tugayları'ndan 1000-1500 arası savaşçının yaklaşık 1 ay önce Libya'ya gönderildiğini söyledi. Yaklaşık 500 kişilik bir grubun daha gönderileceğini iddia eden kaynaklar, Libya'ya giden savaşçıların maaşlarının artırıldığını söyledi ancak maaşın ne kadar olduğuyla ilgili detay vermedi.
Suriyeli muhalif kaynaklar, Libya'ya savaşmaya gidenlere Türkiye vatandaşlığı sözü verildiği iddialarını ise yalanladı.
Bir Türk güvenlik yetkilisi ise Libya'da şu an Suriyeli savaşçıların bulunduğunu ancak bu savaşçıların gidişinin Türkiye tarafından kontrol edilmediğini söyledi.
Libya'da savaşmaya gitmek isteyen Suriyeli savaşçıların İstanbul'dan uçağa binip Trablus'a gitmesinin önünde bir engel olmadığını belirten yetkili, Ankara'nın bu süreçte yönlendirmesi olmadığını ifade etti.
Türkiye'nin düzenlediği askeri operasyonlar sonrası Afrin-Cerablus ve Tel Abyad-Raselayn arasındaki bölgelerde Türk askeri ile birlikte görev yapan Suriyeli muhaliflerin silahları, Türkiye tarafından sağlanıyor. Savaşçılara maaş da veriliyor.
Yetkili, Suriyelilerin Libya'ya silahlarıyla gidip gitmediği konusunda bilgi vermedi.
Türkiye, bir süredir Libya'daki Trablus hükümetine bağlı orduya silah desteği de veriyor.
Reuters: Bir Türk güvenlik şirketine bireysel olarak başvuruyorlar
Reuters haber ajansı 30 Aralık'ta Ankara'nın Libya'ya Suriyeli savaşçıları göndermeyi düşündüğünü bildirmişti. Haber, adlarının açıklanmasını istemeyen Türkiye'den iki hükümet iki de güvenlik yetkilisine dayandırılmıştı.
Ajansa konuşan Türk yetkililer, "Değerlendirmeler ve toplantılar şu an yapılıyor, bu yönde bir eğilim var. Ancak henüz bir sayı konusunda karar verilmedi" demişti.
Reuters'ın haberinde yer verilen Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kaynakları da, Ankara'nın böyle bir talepte bulunduğu iddialarını yalanladı. Ancak bazı savaşçıların maaş karşılığında Libya'ya gidebilmek için bireysel olarak başvurduğunu söyledi.
ÖSO kaynakları, başvurulan yerin de hükümete yakın olarak çalışan bir Türk güvenlik şirketi olduğu bilgisini verdi.
Rusya, Libya'ya, Hafter'e destek vermek üzere Rus güvenlik şirketi Wagner'in paralı savaşçılarını gönderiyor.
Wagner Grubu: Libya'daki Rus paralı askerler hakkında neler biliniyor?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Libya'da, orayla hiçbir ilgisi, alakası olmayan, resmi bir davetin olmadığı ülkeler, buralara kendilerindeki bazı özel güvenlik güçlerini göndermişlerdir. Şu anda onlar Libya'da bu tür illegal faaliyetler gösteriyorlar" diyerek bu durumu eleştiriyor.
Ancak Erdoğan, 10 Aralık'ta Bilkent Üniversitesi'nde öğrencilerin sorularını yanıtlarken Libya'ya asker gönderme konusunda "Şu anda Rusya'dan bir güvenlik şirketi söz konusu. Bu şirket, oraya güvenlikçilerini göndermiş vaziyette. Eğer Libya bizden böyle bir talepte bulunursa, o zaman Libya'ya da aynı şekilde elemanlarımızı gönderebiliriz" demişti.
Çoğu Türkiye'de bazı haber siteleri, Suriyeli savaşçıların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kısa süre öncesine kadar başdanışmanı olan Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'nin kurduğu Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi'ne (SADAT) kaydolduğunu ve Libya'ya bu yolla gittiklerini yazdı.
Tanrıverdi, geçen ay Independent Türkçe'ye verdiği röportajında bu iddiaları "SADAT, kimi ülkelerin silahlı kuvvetlerine danışmanlık, eğitim donatım hizmetleri veriyor. Özel askeri şirketler gibi daha doğrusu paralı asker statüsünde faaliyeti yok" diyerek reddetti.
Aynı röportajda Tanrıverdi, Libya'ya Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yerine özel şirketler aracılığıyla asker gönderilmesinin TSK'nın yükünü azaltacağını ve daha iyi olacağını da söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü İstanbul'da bir araya geldi. İki buçuk saat süren görüşmenin ardından iki lider, Libya'da savaşan taraflara Pazar günü ateşkes ilan etmeleri çağrısı yaptı yaptı. Ancak Hafter'e bağlı güçler, ateşkes çağrısına uymayacağını açıkladı.
'Suriyeli muhalifler Libya'daki Türk askerini koruma görevi yürütecek'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazar akşamı katıldığı bir televizyon yayınında Türk askerinin muharip güç olarak gitmediğini; koordinasyon görevi yürüteceğini; "muharip güç olarak farklı ekiplerin görev yapacağını" söyledi:
"Bizim askerimizin oradaki görevi koordinasyondur. Muharip güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak. Bunlar bizim askerimizin içinden değil. Bu farklı ekiplerle o muharip güçler orada çalışacak. Ama işin koordinasyonunu bizim üst düzey askerlerimiz yürütecek."
Suriyeli muhalif kaynakların BBC Türkçe'ye verdiği bilgiye göre ise Suriye'nin kuzeyinden Libya'ya giden savaşçılar orada savunma amaçlı bulunuyor. Suriyeli savaşçıların görevi, koordinasyon ve eğitim için Libya'ya giden Türk askerinin konuşlanacağı bölgeleri korumak olacak.
Aynı kaynaklar, bu muhaliflerin Türkiye içinde, Suriye sınırına yakın bölgelerde 1 haftalık bir eğitimin ardından Libya'ya gittiklerini söylüyor.
BBC Arapça Servisi'nin Trablus hükümeti kaynaklarından edindiği bilgiye göre de Suriyeli muhalif savaşçılar "savunma amaçlı olarak" Trablus'a gitti.
'Paylaşılan videolar Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin provokasyonu'
SOHR, 29 Aralık'ta ilk yayımladığı yazıda 300 Suriyeli savaşçının 2 bin dolar karşılığında Libya'ya gönderildiğini, Libya'ya gitmek üzere adını yazdıran 1000 savaşçının da Türkiye'deki kamplarda eğitim aldığını ifade etmişti.
Kendi kaynaklarına dayandırarak yazdığı yazıda SOHR, 3 aylık ya da 6 aylık kontratlarla Trablus'a gönderilen savaşçıların bölgede kalış süresi uzadıkça maaşlarının da 2 bin 500 dolara kadar çıktığını iddia ediyor.
Suriyeli muhaliflerin paylaştığı iddia edilen videolara da değinen SOHR'a göre, birinde bir Suriyeli bir muhalif diğerlerine "Yarın Afrin'den Trablus'a yola çıkıyoruz" diyor. Buna göre Afrin'de dört üste "kayıt merkezleri" açıldı, Libya'ya gitmek isteyen savaşçılar buralarda kaydoluyor.
SOHR, "Libyalı kaynakların" uydu görüntülerini izleyerek Suriyeli muhaliflerin Trablus yakınlarındaki Takabali kampında toplandığı ve Türkiye'nin burada yeni binalar inşa ettiği bilgisine ulaştıklarını da yazıyor.
Sosyal medyada, Suriye'den Libya'ya gittiği iddia edilen savaşçıların "Bekle bizi Hafter, seninle savaşmaya geldik" dedikleri videolar da paylaşıldı.
- Libya'nın başkenti Trablus'u ele geçirmeye çalışan General Halife Hafter kimdir?
- Libya'daki en önemli siyasi aktörler hangi ülkeler ve kim, ne istiyor?
- Libya'da General Hafter Türkiye'ye karşı "cihat" ve silahlanma çağrısı yaptı
Ankara, bu videoların "Libya'ya Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır tarafından gönderilen Arap savaşçılar tarafından çekildiğini, Suriyeli olmadıkları, Hafter'i destekleyen bu ülkelerin Türkiye karşıtı provokasyon yaptığını" değerlendiriyor.
Libya'da Birleşmiş Milletler'in de tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti, bu videoları ve SOHR'un iddialarını reddetti.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya'dan destek alan Hafter'e bağlı Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Ahmed Mismari de, Türkiye'yi "Suriyeli cihatçıları Libya'ya göndermekle" suçladı.
Kısa bir süre önce Trablus'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti de Hafter'i "Rusya'dan gelen paralı askerleri kullandığı için" suçlamıştı.
'Suriyeli savaşçılar İdlib'e kaydırılıyor'
BBC Türkçe'ye bilgi veren Suriyeli muhalifler, Libya'ya gidecek olan savaşçıların sayısının yaklaşık 2 binle sınırlı tutulacağını çünkü şu an Suriye ordusunun operasyonlarına devam ettiği İdlib'de daha fazla savaşçıya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor:
"Fırat Kalkanı bölgesinden ve Barış Pınarı Harekâtı'nın düzenlendiği bölgeden yüzlerce savaşçı, İdlib'e gönderildi."
Savaşçıların İdlib'e gidişi, İdlib'in büyük kısmını kontrol eden ve 2019 başından bu yana diğer muhalif gruplarla zaman zaman çatışan El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir el Şam (HTŞ) ile 30 Aralık'ta varılan anlaşmadan sonra gerçekleşti.
'HTŞ ve Türkiye destekli muhalif Suriye Milli Ordusu İdlib'de birlikte savaşmak için uzlaştı'
Suriye Milli Ordusu Sözcüsü Yusuf Hammud da aynı günlerde, İdlib'de bulunan Ulusal Kurtuluş Cephesi ve kendileriyle yapılan görüşmeler sonucunda 2. ve 3. tümenden yaklaşık 1000 savaşçının İdlib'in güneyine ve batısına yönlendirildiğini söyledi.
Rusya ve Türkiye, son olarak Pazar günü İdlib'de ateşkese gidilmesi konusunda uzlaştı. Ancak daha önce defalarca ateşkes ilan edildiği halde Suriye ordusu operasyonlarına devam ettiği için, savaşçılar ilk aşamada İdlib'den geri çekilmeyecek.
Libya tezkeresi 2 Ocak'ta TBMM'den geçti
Türkiye 2014'ten bu yana ülkenin kontrolünü ele geçirmeye çalışan ve son olarak Nisan 2019'da Trablus'a yönelik harekât başlatan Hafter'e karşı, Trablus hükümetine silah yardımı yapıyor.
27 Kasım'da Libya'daki uluslararası tanınırlığı olan Trablus hükümetiyle güvenlik ve askeri işbirliği anlaşması imzalandı. Ardından 2 Ocak'ta TBMM'de kabul edilen tezkereyle Trablus hükümetine destek olmak için hem silah hem de asker gönderilmesi yasal hale getirilmiş oldu. 27 Kasım'da Trablus hükümetiyle deniz yetki alanları anlaşması da yapıldı.
- Türkiye-Libya anlaşması Doğu Akdeniz'de dengeleri nasıl etkiler?
- Erdoğan: KKTC ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek bize olta atacak sahil bile bırakmayacaklar
Ankara, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerinde söz hakkı sahibi olmak istiyor. Bölgedeki petrol ve doğalgaz sahalarının ruhsatlarını uluslaraarsı firmalara veren Yunanistan, Kıbrıs, Mısır ve İsrail'i Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışmakla suçluyor.
Libya'daki Trablus hükümetiyle imzalanan anlaşmayla, Doğu Akdeniz gazını Avrupa'ya taşıması planlanan EastMed Boru Hattı'nı da engellemeyi amaçlıyor.
Libya'nın yaklaşık yüzde 15'ini kontrol eden Sarraj hükümeti, Hafter güçlerine karşı savaşıyor. Bu yüzde 15'in içinde, nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu başkent Trablus da var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz için kritik önemde gördüğü anlaşmayı imzalayan Sarraj hükümetine neden askeri yardım yapılması gerektiğini şu sözlerle açıklamıştı:
"Amaç meşru hükümetin ayakta kalması… TSK unsurlarının Libya'daki olası mevcudiyetinin amacı savaşmak ya da savaştırmak değil… Orada [Doğu Akdeniz'de] olup asker göndermemek diye bir şey olabilir mi? Orada olacaksan, bunu yapacaksın."
- Türkiye'nin Libya stratejisi ne?
- Reuters: Libya, Türkiye'den resmen askeri destek istedi
- Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti: Türkiye ile askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması onaylandı
- Erdoğan: Türk askeri Libya'ya peyderpey gidiyor
- Libya tezkeresine dünyadan tepkiler: Suudi Arabistan Türkiye'yi kınadı
- Erdoğan ve Putin'den Libya'da ateşkes çağrısı