15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklu olan bazı subayların, aynı zamanda 2014 yılında Dışişleri Bakanlığı'ndaki gizli Suriye toplantısını yasadışı olarak kayda almak suçlamasıyla da soruşturuldukları ortaya çıktı. Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin'in haberine göre, isminin açıklanmasını istemeyen güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre, 13 Mart 2014 tarihinde dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun odasında yapılan toplantı, katılımcılardan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in evrak çantasına kendisinden habersiz yerleştirilmiş 'böcek' tabir edilen elektronik cihazla yapıldı.
Murat Yetkin'in Hürriyet'te "Gizli toplantıyı generalin çantasından kaydetmişler" başlığıyla yayımlanan (2 Eylül 2016) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle tutuklu olan bazı subayların, aynı zamanda 2014 yılında Dışişleri Bakanlığı'ndaki gizli Suriye toplantısını yasadışı olarak kayda almak suçlamasıyla da soruşturuldukları ortaya çıktı.
İsminin açıklanmasını istemeyen güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre, 13 Mart 2014 tarihinde dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun odasında yapılan toplantı, katılımcılardan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in evrak çantasına kendisinden habersiz yerleştirilmiş “böcek” tabir edilen elektronik cihazla yapıldı.
Cihazı oraya yerleştirmek ve daha sonra çıkarmak şüphesiyle soruşturulanlar Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve dönemin İkinci Başkanı (halen Jandarma Genel Komutanı) Güler’in özel kalem müdürlüğünde görevli askeri personel.
Bu personel aynı zamanda “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)” soruşturması kapsamında 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akar ve Güler’i zor yoluyla alıkoymak ve kaçırmakla da suçlanıyor.
13 Mart 2014 toplantısına Davutoğlu ve Güler dışında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu katılmıştı.
Toplantıda yapılan yasadışı kayıttan bölümler 26 Mart 2014’te YouTube’ta yayınlanmış, daha sonra yayın yasağı getirilmişti.
Kayıtlarda yetkililerin gerekirse zemin hazırlayarak Suriye’ye müdahale senaryoları da dâhil askeri hazırlıkları tartıştığı duyulmuş ve olay bir skandala dönüşmüştü.
Çünkü daha bir kaç gün önce 23 Mart’ta dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sınırı ihlal eden bir Suriye jetinin düşürüldüğünü açıklamış, bu yasadışı kaydın yayınlanması yurtdışında Türkiye’nin Suriye’ye müdahale bahanesi için kışkırtma peşinde olduğu suçlamasına neden olmuştu.
Hükümete göre yapılan düpedüz casusluk idi.
Ayrıca 17-25 Aralık 2013 hadisesinin üzerinden üç ay, Gaziantep’te MİT kamyonlarının 19 Ocak 2014’te durdurulup silah araması yapılması üzerinden iki ay kadar geçmişti.
Bu gelişmelerde ismi geçen savcı, hâkim ve polislerin neredeyse tamamı FETÖ soruşturmaları kapsamında ya tutuklu, ya da aranıyor konumda.
Dışişleri kayıtlarının yayınlanmasından sonra hem MİT, hem de Emniyet olayı soruştıurmaya başlamıştı. Soruşturmalarda Dışişleri Bakanı makam odası gibi sürelkli elektronik temizliği yapılan ve güçlü “jammer”, yani karıştırıcılarla korunan odaya radyo dalgalarıyla erişip dinleme ve kayıt yapılamayacağı bildirilmişti. Buna göre kayıt ancak odaya gizlice sokulup, sonra da dışarı taşınacak, radyo dalgasıyla çalışmayan bir cihazla yapılabilirdi.
Savcılarla işbirliği içindeki güvenlik uzmanlarının, yasadışı kaydın, Güler’in çantasına gizlice yerleştirilen böcek ile yapıldığı sonucuna varması ise iki ayrı bilginin birleştirilmesi ile olmuş.
Birincisi teknik bilgi…
Davutoğlu’nun makamının modellemesi yapılarak ses haritası çıkarılmış ve bu harita yayınlanan kayıtlarla karşılaştırılmış. Bunun sonucunda kayıtta Güler’in sesinin daha net duyulduğu ve yüksekte değil, yer hizasına yakın bulunduğu, dolayısıyla ya masa-sehpa altında, oturma grubu üzerinde, ya da yerde duran bir çantada olabileceği saptanmış.
İkinci grup bilgi, 15 Temmuz soruşturmalarının daha başında Orgeneral Akar’ın yaveri Yarbay Levent Türkkan’ın verdiği bilgilerle ortaya çıkmış.
Türkkan’ın dışarıdaki sivil “Abilerden” alınan talimatlarla hem Başkan, hem İkinci Başkanın makam odalarının düzenli olarak kayda alındığı beyanı üzerine iki soruşturmanın bilgileri birleştirilmiş.
Şimdi savcı ve uzmanların soruşturmayı, o cihazın tam olarak kim tarafından, kimin talimat ve yardımıyla yerleştirildiği, sonra kime teslim edildiği üzerinde yoğunlaştırdıkları bilgisi veriliyor.
Ve tabii başka nereleri, kimleri dinlemekte, o bilgileri nereye ulaştırdıkları üzerinde.